6.Bölüm

213 18 79
                                    

İyi okumalar bebislerimmmmm😽

Kapının açılmasıyla Altaydan hemen ayrıldım. Sesli bir şekilde nefes alıp vermeye başladık. Nefesimiz düzene girmesi gerekiyordu. Kapıya baktığımda içeriye geçen akşamki çocuk Kazımcan girmişti.

"Oğlum sen nerelerde-" demesiyle birden durdu ve ilk önce Altayı sonra da beni süzdü. Altayın belinde havlu ve yarı çıplak olduğunu görünce gözlerini kocaman yapmıştı.

"Çüş" dedi sadece. Utançtan ne yapacağımı bilmiyordum. Altayın boynuna doladığım ellerimi hemen çözüp Altaydan kurtuldum.

"HAYIR! BAK SAKIN... YANLIŞ ANLADIN. BİZ ÖYLE BİR ŞEYLER YAPMADIK!" heyecandan ne dediğimi bilmiyordum.

Yo öpüşüyordunuz?

Susar mısın lütfen?

Yoo

Derin nefes alıp nefesimi geri verdim.

Kazımcan kocaman bir kahkaha atmıştı ve benim yanaklarımın kızarmasını sağlamıştı." Bi problem yok size kolay gelsin. İyi eğlenceler" dedi ve Altaya göz kırptı, bana da elini başına götürüp asker selamı verip odadan hızla çıktı.

Altaya döndüğümde dudağını kenarı kıvrılmış bana bakıyordu. KAHRETSİN! Hem Kazımcana hem de Altaya büyük rezil olmuştum.

Çocukla az önce yiyişmene rağmen hayır öpüşmedik dedin

"Bakma şöyle" dedim. Bu sefer dudağının diğer kenarı da kıvrılmıştı. Öyle güzel gülüyordu ki...

Altay'dan devam;

Utanmıştı ve Kazoya saçma sapan bir savunma yapmıştı. Normalde olsa neden böyle bir savunma yaptığını sorardım. Ama öyle güzel utanmıştı ki soru sorup bu anı bozmak istemiyordum.

Hızlı bir şekilde belinden tuttum ve kendime çektim. Islak bedenim onun bedenine değdiği her an yanıyor gibi oluyordum. Allah için birisi bana söylesin. Neydi beni Nura bu kadar bağlayan?

Gözlerimi kocaman yapmış bakıyordu. Tam bir şey söyleyeceği sırada dudağına yapışmıştım. Gözlerimi kapatmıştım. Kesin şuan bana sövüyordu. Ama umrumda değildi. Nefesinin dengesizleşmesiyle yavaşça dudaklarımızı ayırdım. Şoke olduğunu belli eder şekilde bana bakıyordu.

"Giyinmelisin" dedi. Bir yandan gözlerime bir yandan da karın kaslarıma bakıyordu.

"Sen giydirmeye ne dersin güzelim?" diye sorduğumda bir kez daha gözleri vücudumda gezdi. Yutkunmuştu.

"Bebek değilsin Altaycığım. Artık kendi kıyafetlerimi kendin giymelisin" dedi dalga geçer gibi.

Belinde ki ellerimi biraz daha sıkılaştırdım. "Senin bebeğin olsam?" diye sordum

Altay sen misin yoksa ben başka birinin iç sesi olarak mı görevliyim?

Evet benim

Kendine gel Altay. Sakın ipleri salayım deme. Kalbe bütün kontrolü verirsen-

Dinlemek istemiyordum. Çünkü bu konuşma için çok geçti. Bütün kontrol kalbe geçeli uzun zaman olmuştu.

"Altay" dedi mırıltılı sesiyle. Öyle güzel Altay diyordu ki. Sabaha kadar dese, sabaha kadar soluksuz dinlerdim adımı.

Ellerini göğsüme koydu. Parmak uçları göğsümde geziyordu. Sakin kalmalıyım. Asla ve asla istemeden ona dokunmamalıydım.

Eli enseme ulaşmış ve parmaklarını orada dolaştırıyordu.

Sevgili günlük | Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin