Giz~ [Hyunholix]

1

Sabah beline dolanan kollarla uyanmıştı sarı  saçlı çocuk. Kafasını yana doğru çevirdiğinde kendine sokulan bedene karşı bir gülümseme oluştu yüzünde. Ona karşı hislerine pek anlam veremesede karışık duygular içerisinde kendini saran kollardan kurtulmak istercesine kıpırdandı. Yanındaki ona karşı nazaran büyük beden kolları altında kıpırdanan bedenden ötürü araladı  uykulu gözlerini. Onu görmesiyle sırıtıp daha çok kendine çekti küçük bedeni. Küçük beden debelenmeyi bırakıp karşındaki yüzü incelemeye başladı gerçekten bazen çok gıcık oluyordu. Mor saçlı çocuk gözlerini aralayıp kendi suratına bakan gence karşı oda onunla göz teması kurmak istercesine meydan okuyordu. Küçük olan gözlerini devirip tekrardan kalkmak istercesine kıpırdandı. "Küçük bebeğim yine herzamanki gibi huysuz" dedi mor saçlı çocuk karşındaki bedenin saçlarını karıştırırken. Küçük olan ise göz devirip kendini kurtardığı bedenden uzaklaşıp ayağa kalktı. Hayatında onu daha nelerin beklediğinden habersizken..

Felix'ten

Yanıma gelen büyük bedeni farkederek kafamı okuduğum kitaptan kaldırdığımda bana sinirli gözlerle bakan Hyunjini beklemiyordum.

"Bir sorunmu var Hyunjin?"

Sorduğum soru karşında cevap vermeden beni kolumdan tutup çekiştirmesi bir olmuştu. Ah Tanrım yine ne yaşıyor bu gerçekten belli belirsiz anlaşılmaz hallerinden bıktırmıştı artık beni. Ama ona ne kadar kendi içimden böyle şeyler geçirsemde tarif edilemez duygular yaşadığım oluyordu karşısında kafamı fazlasıyla karıştırıyordu..

"Onunla aranda ne var?"

Lavaboda olan insanları çıkmasını bekleyerek gözlerimi gözlerine kilitledim gerçektende gözlerinden ateş çıkıyordu. Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra konuşmaya başladım.

"Kimden bahsediyorsun yine Hyunjin?"

"Kimden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun Felix"  dedi sinirle soluyarak.

"Her kimden bahsediyorsan seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum Hyunjin."

"Seninle ilgili olan herşey beni ilgilendirir Felix." 

Yavaş yavaş üzerime yürümeye başlamıştı bense o adım attıkça geri geri gidiyordum taki sırtım soğuk duvara çarpana kadar. Beni duvarla arasına aldığında tıpkı eskisi gibi onun karşında nasıl kalp atışlarımın hızlandığını onun karşında kendimi savunmasız ve bir okadarda aciz hissetmem bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Gözlerinin içine uzun süreli bakamıyordum ateş basmıştı. Hala ona karşı elimden bişey gelmeyişine söverek onun etkisi altından çıkmaya çalışarak onu ittirmeye başladım.

"Sorumun cevabını alana kadar seni bırakmayacağım."

"İkimizde aramızdaki hesap alışverişini kapattık sanıyordum Hyunjin."

Zar zor gözlerine bakarak söylediğim bu cümle karşında gözleri dudaklarıma kaymıştı ve bu yutkunmama neden olmuştu. Gittikçe yaklaşan boynuma karşı söyledikleri daha çok heyecanlanmama neden olmuştu.

"Sana hala aşık olduğumu biliyosun."

Boynumda hissettiğim nefesiyle ve burnuma dolan kokusuyla avuçlarımın içinin terlemesi ve bütün vücudumun ateş basması bir olmuştu.

"Onu bana Felix yapamıyorum olmuyo kendi içimde netleştiremediğim şeyler var ayrılalım demeden önce düşünecektin Hyunjin."

"Bilmediğin şeyler var Felix."

"Lanet olsun ne bilmediğim şeyler var söylesene Hyunjin!! 1 yıllık ilişmizin içine ettin ve bana gelip içimde netleştiremediğim bişeyler var diyip ayrılalım dedikten ne gibi bi açıklama yapacaksın ki zaten açıklamada yapmıyorsun sadece bilmediğin şeyler var bu kadar öylemii!!"

Lavaboda yankılanan sesime hakim olamıyordum beni çıkmazlara sokmaktan başka yaptığı birşey yoktu ve üstüne üstlük hala hayatıma ve görüştüğüm insanlara müdahele ediyordu ve buna hakkı yoktu. Ya bana geçerli bir sebep sunacaktı yada beni rahat bırakacaktı. Bunları kafamda düşünürken içeriye giren bir adet Minhoyla şaşkınlıkla gözlerim büyümüş ve endişelenmiştim.

"Neler oluyo böyle felix bu herifin yanında ne işin var?"

Bunu söylemesiyle derin bir iç çekip lavabonun çıkışına doğru ilerlemeye başladımki beni durduran sese kadar.

"Sana bir soru sordum."

"Sadece ikinizde lütfen beni rahat bırakın."

Sinirle söylediğim cümleden sonra kendimi lavobadan atmak istercesine hızlı adımlarla ayrıldım.