15

125 46 3
                                    

İyi Okumalar..

Yazardan

Chan karşısında tek kelime etmeyerek oturan ikiliyi seyrediyordu. Zaten stresten kriz geçiriyormuş gibi hissediyor, daha fazla beklemek istemiyordu. Bide uzun zamandır düşman olduğu adam karşısında canından çok sevdiği arkadaşıyla oturmuş iyice gergin olan vücudunu daha da geriyordu.

Oluşan kasvetli sessizliği bozan Felix'in ağzından çıkan kelimeler olmuştu."Hyung bana yapman gereken açıklamalar var, ama şuan bunu konuşacak sıra değil. Seungmin'in yerini biliyor Hyunjin."

Felix'in sözünün bitmesinin ardından neredeyse kemirmekten kanamaya yüz tutmuş dudaklarını araladı Chan. "Bana yerini söyleyeceğinimi zannediyorsun Felix?" Dalgalı bir ifadeyle söylediği şeyden sonra kıvrılan dudakları tekrar eski halini almış, ciddi yüz ifadesi karşısındaki kişiyi tedirgin edebilecek bir şekil almıştı.

Bu sefer Hyunjin söze girmesi gerektiğini düşünerek araladı dudaklarını. "Sana söylemeyebilirim. Ama bu benim gitmeyeceğim anlamına gelmez." Bu sefer sinirli bir ses tonu doldu odaya. "Sana güveneceğimi nereden çıkardın? Gidip onunla kaçmayacağınızı nereden bilebilirim?" Hyunjin adeta rahat yüz ifadesiyle karşısındakini bir çıkmaza sokmak için sanki uğraşıyor gibi görünüyordu.

"Bana güven demiyorum zaten. Eğer onun yanına gidersen iyi şeyler olmayacağını ikimizde iyi biliyoruz. Ben tek başıma gidersem bana bişey yapamaz."

Felix tedirgin dolu bakışlarını yanındaki adama çevirip gitmesini istemediğini gözleriyle anlatmaya çalışıyordu. En sonunda dayanamayarak söze girdi.
"Hyunjin sende tehlikedesin, ya sana bişey yaparsa?"

Chan arkadaşının söylediği söz üzerine şaşkınlıkla bezenmiş gözlerini bir yanındaki adama bi onda gezdiriyordu. Ne yani yıllar boyu nefret ettiği adamın zarar görmesinden mi endişeleniyordu? Hemde o onun için okadar fedakarlık yapıp intikamını almak için onların bütün gücünü ellerinden almaya çalışmışken. Hepsi bitmişmiydi? Hemde karşılığında sevgilisi ve kendisinin canı yanıyorken? Bu kadar basitmiydi?

"Başka şansımız yok Felix. Onu benden başka kimse durduramaz." Daha fazla bu ikisinin girmiş olduğu diyolağa dayanamamış söze girmişti. "Felix sen ciddimisin? Onun için endişeleniyormusun? Ben senin için onca şey yaparken ve karşılığında canım yanarken sen onun için mi endişeleniyorsun?"

Felix birden kendisine gelen tepkiye ne diyeceğini şaşırmış, ağzını açmaya çalışıp bişeyler söylemek istesede dökülmüyordu bir türlü kelimeler. Haksızda sayılmazdı aslında. Arkadaşının onun için, intikam için yaptığını düşünmüştü ve şimdi söyledikleride bunu destekliyordu. O onun için kendi başını belaya sokarken şimdi karşısında nefret ettiği adama düşünürcesine sarfettiği kelimeler canını yakmıştı Chan'ın.

Felix'in yavaş yavaş dolan gözleri ortaya çıkmak isteyen kelimelerin yerine geçiyor, sadece karşısında bitik olan adama bakıyordu. Hyunjin sevdiği çocuğun girdiği durumu görünce bu gerginliğin son bulması adına ayaklandı. "Gidiyorum. Haberleşiriz." Felix Hyunjin'in ani hareketiyle dolmuş irislerini telaşla uzun bedene odakladı. Ama ne bişey diyebiliyor, nede karşı çıkacak cesareti bulabiliyordu dostunun karşısında.

Hyunjin salonun kapısından çıkmak üzereyken Chan aniden ayaklanmış söyledikleriyle durmasına neden olmuştu. "Bende geleceğim. Ayrı arabalarla gidersek yakalanma ihtimalimiz düşer. Sevgilim o piçin elindeyken burda oturup bekleyemem."

Anlamıyormuydu? Yoksa anlamak mı istemiyordu? Hyunjin karşısında öfkeye bürünmüş bedene karşı rahatlamak istercesine şakaklarını ovuşturmuş, koltukta oturan sarışına göz atmış yanında onu teselli eden ve sarmalayan çocuğa da bi bakış atıp gözlerini tekrardan Chan'a çevirdi.

Giz~ [Hyunholix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin