Bir hayat düşündüm, masmavi bir gökyüzü, sapsarı bir güneş, tatlı bir rüzgâr ve önümde bir yol. Çiçeklerin güzelliğiyle bezenmiş, çiçeklerin kokusuyla sarılmış. Yüzümdeki gülümsemenin huzuruyla yürüyorum. Ben yürüdükçe çiçeklerin rengi gitmeye, gökyüzü kararmaya, güneş kaybolmaya, tatlı rüzgâr fırtınaya dönüşmeye başladı. Bütün renkler silindi, gülümsemem silindi, büyük bir fırtına kopmaya başladı. Çiçek kokuları yerini kötü kokulara bıraktı. Sonra başka bir hayat düşündüm. Yüzümde büyük bir korku, etrafımda kötü kokular, hava kapalı, fırtına var, önümde sis. Kaçmak için koşmaya başladım ama koşamıyorum, ayağımın altı cam kırıkları. Ama durmadım, acı çeke çeke yürümeye devam ettim, sisin içine girdim. İlerledikçe bir şeyler olmaya başladı. Kokular silikleşmeye, cam kırıkları yok olmaya, güneş çıkmaya, çiçekler boy göstermeye başladı. İşte o an yüzümde her şeye rağmen, bütün acılarıma rağmen zafer gülümsemesi oluştu. Peki ben "Çiseleyen Yağmur" hangi hayatı yaşıyordum? Güzelliklerle başlayıp kötülüklerle biten hayatı mı yoksa kötülüklerle başlayıp güzelliklerle biten hayatı mı?
Bütün gün beklediğim o mesaj sonunda gelmişti. İçim biraz olsun rahatlamıştı. Fazla oyalanmadan mesajın üstüne tıkladım.
Bilinmeyen Numara:
Çiseleyen Yağmur, umarım iyisindir ve umarım ağrın, sızın yoktur? Bu mesajı atmamı beklediğini biliyorum, gördüğün gibi seni kandırmadım.
Çiseleyen Yağmur yazması tebessüm ettirmişti. Parmaklarım klavyenin üzerinde hareket etmeye başladı."
Çiseleyen Yağmur:
Mavi Ay, iyiyim. Teşekkür ederim. Ağrım da yok, sızım da ve evet. Yalan söylemeyeceğim, mesaj atmanı bekliyordum. Mesaj attın evet ama bu beni başka bir konuda kandırmayacağın anlamına gelmez. Ayrıca umarım sen de iyisindir ve umarım senin de ağrın, sızın yoktur. Ben hastanedeyken sen kendine baktırdın mı?
Bilinmeyen Numara:
İyi olmana sevindim. Benim de hiçbir ağrım yok. Hayır, kendime baktırmadım.
Çiseleyen Yağmur:
Neden?
Bilinmeyen Numara:
Çünkü araba çarpan kişi sendin, ben arabayı çarpandım. Çünkü Hızlı ve dikkatsiz giden sendin, ben yavaş ve dikkatli gidendim. Çünkü darbe alıp düşen sendin, ben darbe almayıp darbe alanı taşıyandım.
Çiseleyen Yağmur:
Ya belki darbe aldın ama sen fark etmedin o an. Nereden biliyorsun? Keşke kendine bir baktırsaydın?
Bilinmeyen Numara:
Sen galiba benden gerçekten etkilendin.
Çiseleyen Yağmur:
Ne? Ciddi misin? Bunu da nereden çıkarıyorsun? Öyle bir şey yok.
Bilinmeyen Numara:
Mesaj atmamı beklemeler, beni benden fazla düşünmeler, beni merak etmeler...
Çiseleyen Yağmur:
Şu an bu yazdıklarını büyük bir şaşkınlık içerisinde okuyorum. Gerçekten böyle mi anladın? Bugün ikimiz de ağır ya da hafif bir kaza geçirdik ve ben tamamen iyi niyetimden dolayı sana bir şeyler sordum ve söyledim diye yanlış mı anlaşılıyorum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİSELEYEN YAĞMUR
RandomMAVİ AY, "Bir şansınız daha var. Vazgeçme, bu sefer pes etme. Onun senin için savaştığı gibi sen de onun için savaş." der gibi bana göz kırpıyordu sanki. Oysaki benim gücüm kalmamıştı. Ne olacaktı şimdi? Bitmiş miydi her her şey, beraber izleme haya...