Herkesi anlayıp kimsenin anlamadığı insanların yolu her şey yolunda gibi yapmaktır çünkü anlaşılmak istendiklerinde anlaşılmamışlardır, anlatmak istediklerinde de anlamamışlardır. Anlatırsın dinlemezler, ağlarsın görmezler, susarsın bilmezler...
Anlaşılmak isteyip anlaşılamayanlara...
Yüzüme yediğim bir kova su ile neye uğradığımı şaşırdım. Yüzümdeki suları silip gözlerimi açtığımda karşımda duran iki kızın önce eğlenen surat ifadesini daha sonra kahkaha atan suratlarını gördüm. İçlerinden bir tanesi gülmelerinin arasından bir şeyler söyleme başladı.
"Siparişi geç getirmenin cezası bu tatlım, anladın mı? Ona göre bir daha ki sefere daha hızlı davran. Herkes bizim gibi merhametli davranmayabilir. Senin iyiliğin için diyoruz yani. Başka kuryeleri de eğitiyoruz biz. Sana özel değil, merak etme."
"Öyle mi? Kusura bakmayın, lütfen. Uyarınız için gerçekten teşekkür ederim. Bir daha olmaması için elimden geleni yapacağım. Bu hatam için sizden ücret almayayım." Kapıdaki diğer kız konuşmaya başladı.
"Hahahahah yemeğimizin ücretini sen mi ödeyeceksin? Ne kadar büyük bir davranış. Bırak yemeğin ücretini, senin bir ayda kazandığın parayı ben sadece bir çantaya harcıyorum. Senin gibi fakirin parasına mı kaldım ben?"
"Haklısınız."
"Al şu paranı. Git buradan, daha fazla kirletme bahçemi." Paraya uzanmıştım ki yanındaki diğer kız parayı elinden alıp yerlere saçtı."
"Hadi bizi son kez eğlendir. Parayı nasıl yerlerden topladığını görelim. Ben de seni bu sırada videoya çekeceğim. Hadi bakalım, eğlence başlasın."
"Bakın, uzatmayın lütfen. Ben de bir insanım ve sabrım var. Söyledikleriniz ve yaptıklarınız hiç iyi şeyler değil. Ne dediyseniz alttan alıyorum ama para falan istemiyorum. Sağ olun, afiyet olsun."
"İnsan mı? Alttan mı alıyorsun? Sen bizi tehdit mi ediyorsun, sen kimsin de böyle konuşabiliyorsun? Hiçbir yere gitmiyorsun, bu paraları sen toplayacaksın. Kapıları açtırtmam."
"Son kez uyarıyorum. Ben gideceğim ve bu konu burada kapanacak."
"Tamam. Bize zarar verme, açıyoruz kapıları(!)" Dalga geçiyordu benimle. Yanındaki kız ise sanki bu durumdan rahatsız olmuş gibi ya da sıkılmış gibi duruyordu. Aynı kız yine konuşmaya devam etti.
"Kurye parçası, biz ne dersek o. Sen şu ucuz, iğrenç motorun olmasa akşam yemeğini bile yiyemezsin be. Kime neyin şovunu yapıyorsun? Eğer aç kalmak istemiyorsan ve bir eşyanın daha kırılmasını istemiyorsan topla şunları." Konuşurken telefonum çalmıştı, telefonumun çaldığını gördüğünde benden önce davranıp telefonumu aldı ve yere attı.
"Peki, tamam ama videonuzu çektikten sonra giderim. Uzamasın artık bu mesele. Ne sizi ne de arkadaşınızı biraz daha görmek istemiyorum." Dememle telefonu arkadaşına verdi ve beni beklemeye başladı.
Paraları almak için eğilirken onlar gülmeye başlamıştı bile. Tam paraya elimi uzatmıştım ki aniden ayağa kalkıp kızın saçını kavramam bir oldu.
"Eveett, eğlence sırası bende. Şimdi bu paraları sen toplayacaksın ve tek tek temizleyip bana vereceksin, duydun mu beni?"
"Bırak, saçım acıyor."
İnan, hiç umurumda değil. İnsanlara saygılı olmayı öğreneceksin. Sen öğrenmezsen sana öğretirler. HADİİ." Diğer kız çoktan telefonu kapatmış arkadaşını kurtarmaya çalışıyordu. Ona doğru dönüp normal ama baskın çıkan sesimle uyarıda bulundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİSELEYEN YAĞMUR
De TodoMAVİ AY, "Bir şansınız daha var. Vazgeçme, bu sefer pes etme. Onun senin için savaştığı gibi sen de onun için savaş." der gibi bana göz kırpıyordu sanki. Oysaki benim gücüm kalmamıştı. Ne olacaktı şimdi? Bitmiş miydi her her şey, beraber izleme haya...