6. BÖLÜM -NEPENTHE-

103 10 17
                                    

   Akreple yelkovanın yerinde durmayacağı gibi hayatta sana bir daha aynı fırsatları sunmaz. Bu yüzden bazen sadece boş vermek ve anın tadını çıkarmak gerekir.

Babasına âşık her kız ileride evleneceği adamın babası gibi biri olmasını ister. Ben de hayatıma girecek kişinin babam gibi biri olmasını isterdim ama artık istemiyorum çünkü benim babam hayatımın ortasındaki karadeliğin tek sahibi.

Gözlerimi açtığımda saat daha gece saatleri olmalıydı ki odayı sadece sokak lambasının ışığı aydınlatıyordu. Telefonumdan saate baktığımda işe gitmeme 2 saat vardı. 2 saat daha uyumak için kendimi zorladım fakat uykunun beni bulmaya niyeti yoktu. Bir süre telefona baktıktan sonra ondan da sıkıldım ve hava almak için balkona geçmeye karar verdim.

Balkonun kapısını açtığımda donakaldım. Babamı burada görmeyi planlamamıştım. İkilemdeydim, gitsem mi; kalsam mı? Aramızda geçen şaşkın ifadelerle dolu bir bakışmanın ardından sessizliği babam bozdu.

"Kimleri görüyorum? Gel, gel. Şöyle baba kız karşılıklı oturalım."

"Gerçekten hiç havamda değilim. Başka zaman yaparsın imalarını da dalgalarını da."

"Ne iması ne dalgası ya? Baba kız değil miyiz? Yalan mı söylüyorum?"

"İyi geceler." Kapıyı tam kapatıyordum ki bir eliyle kapıyı tutup konuşmaya başladı.

"Sen benden korktuğun için mi kaçıyorsun yoksa annen hakkında seni daha fazla şüpheye sokmamdan mı kaçıyorsun?"

"Peki. Anlaşılan senin canın sıkılıyor." Karşısına geçip oturdum ve devam ettim. "Ne istiyorsun, söyle. Neyi merak ediyorsun? Senden korkup korkmadığımı mı ya da annem hakkında şüpheye düşeceğimden mi? Tamam öyleyse, cevaplayayım. Sen ve senin dediğin hiçbir şey umurumda değil. Senden de korkmuyorum, senin söyleyeceğin saçma sapan şeylerden de. Anladın mı?"

Gülümseyerek "Saçma sapan? Emin misin? Eğer ortada saçma sapan bir şey varsa o da senin davranışların. Bana da toz kondurmazdın sen ama bak, şimdi iki düşman gibiyiz."

Bu sefer ben gülümseyerek konuşmaya başladım. "Düşman mı, ciddi misin sen ya? Senin benim hayatımda bir düşmanım kadar yerin yok. Kendini benim için bu kadar önemli görme."

"Neyse ne diyordum? Bana da toz kondurmuyordun ama benim somut davranışlarım seni benden uzaklaştırdı ama annenin henüz gözle görülür bir davranışını görmedin. O hayalet gibidir, bir şeyler yapar ama gizlice. Kimse görmez."

"Çok sıkıldım ben bu boş laf kalabalıklarından, neyse derdin söyle işte. Bir şeyler geveleyip geveleyip duruyorsun ama dur, söyleyebileceğin bir şey yok değil mi? O yüzden böyle aynı lafları durup durup önüme koyuyorsun."

"Sen öyle san."

"Baba..." Ne kadar zaman olmuştu babamla gerçekten karşılıklı oturup konuşmayalı? "Eğer gerçekten senin dediğin gibiyse ve annem bir şeyler yaptıysa o benim yine annem olarak kalacak. Senin gibi sıradan biri olarak değil, annem olarak benim ebeveynim olarak kalacak."

"Sıradan biri? Sen her sıradan insana baba mı diyorsun?"

"Ağız alışkanlığı işte kusura bakma. Yoksa içimden gelerek söylediğim bir şey değil." Yüzündeki alaycı ifade silinip eski halini aldı.

Kafasını dışarı doğru çevirerek iki yana salladı ve "Hayatımdaki kadınlar neden hiç laf altında kalmıyor, anlamıyorum gerçekten."

"Emin ol, hayatındaki kadınlar senin onların hayatlarından çıkacağın günü bekliyorlar."

ÇİSELEYEN YAĞMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin