2.Bölüm

7.9K 614 214
                                    

...

Jongin'in ailesi onu başka bir okula transfer etme düşüncesini tamamen atmamışlardı, ama bir süreliğine bu konuyu askıya almışlardı. Jongin çoktan iyileşmiş olsa bile, Kyungsoo hala onunla kavga etmeye istekli değildi. Lisedeyken bu zamana kadar geçirdiği en kötü zaman buydu, çok garip hissettirdiğini itiraf etmeliydi. Kavga etmeden üç hafta geçmişti ama hala garip hissetmeyi engelleyemiyordu. Ağrıyan yerleri ve morlukları olmadan rahatça yatağa yatıp uyuyabiliyordu ama yine de bundan nefret etmişti.

Kyungsoo'nun ünlü parmak boğumlu sandviçlerini tatmadan geçen başka bir gündü ve Jongin tekrar bir sebep olmadan kızgındı. Cezası yüzünden sınıfın arkasında olmaya mecburdu. Öğretmenlere kaba olmakla ilgili bir şeylerdi, ya da her neyse. Jongin önemsemiyordu.

''Bunu nasıl buldun bakalım velet?!'' Jongin birisinin koridorda bağırdığını duydu. Onun Kyungsoo olmasını dilerken kalbi umutla dolmuştu ancak çoktan o sesin kendinden büyük olan çocuğa ait olmadığı tescillemişti.

Köşeye saklanıp kavgayı dinlemeye başladı. Bulunduğu hal yüzünden yakalanmadan kim olduklarını göremezdi o yüzden seslerini dinleyerek kim olduklarını anlamaya çalıştı.

Diğer kişi dolaba vururken bir sızlanma duydu. O sızlanma ile ilgili bir şeyler çok tanıdıktı, belkide çok tanıdıktı. Sonra aynı kişi bu sefer kıkırdadı, Jongin kavga edenlerden birinin kim olduğundan emindi, biri Kyungsoo'ydu. Şüphesiz. Jongin o kıkırdamayı ve sızlanmayı nerede olursa olsun tanırdı. Özellikle zaten bir yıldır her gün duyuyordu.



''Seni öldüreceğim, anladın mı?'' tanıdık olmayan bir ses söyledi. Jongin onun üst sınıflardan birisi olduğunu tahmin etti. Belki de Kyungsoo ile aynı sınıftandı.

Jongin köşeden döndü ve kavgaya baktı. Kyungsoo'yu büyük bir zarara uğramış halde görünce şoka uğramıştı. Kanıyordu bile, ve hiçte direniyormuş gibi durmuyordu. Onu böyle görmek Jongin'i sinirlendirmişti. Gözlerinden alev çıkarak oraya doğru yürüdü.

''Burada ne yapıyorsunuz?'' kendinden emin bir şekilde söyledi.

''Kaybol buradan, hergele!'' dedi diğer adam ve Kyungsoo'nun midesine bir kez daha yumruk attı.

Jongin, Kyungsoo'yu yumruklayan başka birisini görmekten daha sinir bozucu bir şey deneyimlememişti. Kyungsoo sadece Jongin 'in kıçını tekmelemesine izin verirdi, başka birisi onu incitemezdi. Bu Jongin'in çocuğun kaburgasını tekmelemeden önce düşündüğü şeydi.

Çocuk tökezledi ve acıyla seslice cırladı. Duvara dayandı ve kaçmaya çalıştı. Ama Jongin bunun olmasına izin vermezdi. Haftalar boyunca kavga etmemiş ve oldukça kızgın ve sinirliydi. Kyungsoo onunla kavga etmediğinden şimdi yapabilirdi.

Jongin çocuğun tişörtünden yakaladı ve onu yere fırlattı. Müthiş bir kuvvetle onun tekmelemeye başladı. Tabanlarına kadar bu zevki hissediyordu ve bu tanıdık rahatlık hissi ona neredeyse nostaljik anlar yaşatacaktı.Çocuğun acı dolu sızlanmalarını dinlediğinde bu kulağına müzik gibi geliyordu. Tanrım, bunu gerçekten özlemişti. (Ç/N): OMG

Tekmelerin arasında, yankılanan ayak sesleri koridorda duyuldu. Bir öğretmen geliyor olmalıydı. Jongin çabucak Kyungsoo'yu yakaladı ve peşinden çekiştirdi. Koridor boyunca adeta uçarak koştular. Kyungsoo tökezledi ve Jongin onun iyi bir şekilde ayakları üstünde kalmasını sağladı. Ama bir süre sonra bu ona fazla geldi ve ikisi birlikte çimenlerin üstüne çöktü.



''Koşmaktan nefret ediyorum.'' Kyungsoo kapalı gözleriyle nefes nefese söyledi.

Jongin ona bakakaldı, nefes alırken göğüsü ağırca kalkıp iniyordu. Dudaklarını ıslatıyordu. Kyungsoo ona dönüp söylediğinde hızlıca bakışlarını kaçırmıştı.

Altercation [M] ||ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin