...
Kyungsoo Jongin'in yatağında yatarken genç olan hala onun göğsünün üstünde uyuyordu. Jongin Kyungsoo'dan kısa olsa bile bedeninin yataktan taşmasına neden olacak şekilde Kyungsoo'nun vücuduna sarılmış bir şekilde kıvrılmış yatıyordu. Büyük olan Jongin'in yüzündeki saç tellerini okşayarak kenara çekti böylece genç olanın yüzünü daha güzel bir şekilde görebilecekti. Aniden kendisini Jongin'in hayatını mahvetmeye çalıştığı için pişman hissetti çünkü eğer ona normal, aklı başında birisi gibi yaklaşsaydı belkide diğeri uyurken onun yüz hattını izlediğinde bu kadar hayrete düşmezdi. Ama Kyungsoo duygularını hiçbir zaman doğru ifade edememişti, tıpkı şuan Jongin'i uyanması için dürttüğü gibi.
''Ne var..?'' çocuk boğuk sesiyle mırıldandı.
''Eğer salyalarını üstüme akıtırsan seni öldürürüm. Senin o pis salyalarını çıplak göğüsümün üstünde istemiyorum.''Kyungsoo söyledi.
Jongin gözlerini açmadan dilini şaplattı ve kafasını Kyungsoo'nun göğüsünden kaldırarak diliyle kuru olana kadar yaladı ve geri yatıp büyük olana şeytani bir sırıtmayla baktı.
''Siktir git.'' Kyungsoo bir gülümsemeyle söyledi. Kızgınmış numarası bile yapamıyordu, diğeri sabah uykusunun mahmurluğunun verdiği yarı kapalı gözlerle ve karışmış saçlarla bu kadar güzel gözükürken yapamıyordu.
''Beni öldüreceksin yada ne?''
''Evet, yapacağım.''
Jongin kendini direk ve dizleriyle destekleyerek Kyungsoo'nun sıcak göğüsü üzerinde yükseldi. Kyungsoo'nun alt dudağını yumuşakça ısırdı, ağzının nasıl koktuğunu önemsemiyordu çünkü şüphesi yoktu ki Kyungsoo'da aynı şekildeydi.
''Eğer seni tekrar adımla çığlık atıncaya kadar becerirsem ne olur?'' Jongin fısıldadı.
Kyungsoo'nun buna hiç niyeti yoktu ama aşağı bölgelerinin kavrandığını hissetmesiyle dudaklarından bir inleme kaçtı. Ona esprili bir şekilde cevap vermeye çalıştı ancak kan çoktan güneylerinde bir yerlere göç etmişti, bunun anlamı ise artık duramazdı. Genç olan onu alaycı bir şekilde öpmeye başlamadan önce Jongin'in nefesini boynunda hissetti.
''Jongin...''
''Evet?'' genç olan soluklandı.
Kyungsoo cevap vermedi. Jongin'in elinin midesinin üstünde gezindiğini hissetti. Jongin'in, yarı sertleşmiş olan penisini kavradığını hissettiğinde ağzı tamamen açıldı. Genç olan Kyungsoo'nun şişmiş olan dudaklarına yerleşip ıslan bir öpücük verirken Kyungsoo odaklanıp en iyi şekilde ona karşılık vermeye çalıştı ama Jongin ona bu şekilde dokunurken nasıl nefes alacağını dahi unutmuştu. Büyük olan gözlerini sıkı sıkı kapatırken kafasının arkasını yatığa sertçe bastırmıştı. Jongin'in daha hızlı pompalamasıyla yumuşak bir ''haa~ah'' inlemesi duyuldu.
''Hyung, çok güzelsin...'' Jongin fısıldadı.
Dürüst olmak gerekirse Kyungsoo'nun zevk içinde boğulmaktan başka yaptığı bir şey yoktu. Neredeyse Jongin'in onun vücudunu nasıl tanıdığu ve ona kendine dokunduğunda hissettirdiğinden daha iyi bir şekilde hissettirdiği hakkında gözleri yaşaracaktı.
Kyungsoo boşalırken görüşü zevkten dolayı beyaz beneklerle dolup bulanıklaştı. Beyaz yapışkan sıvıyı karnının üstünde hissetti ama Jongin onu yatağın yanındaki kağıt havluyu alıp temizlemişti.
''Jongin, beni sürekli yoruyorsun...'' Kyungsoo mırıldandı. Diğeri sanki oyuncak bir ayıcık boyutunda bir insanmış gibi sarılarak kollarını etrafına doladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altercation [M] ||Çeviri
FanfictionYazar: sessny Jongin'in liseye başlamasının ilk haftasından beri her zaman kavga ediyorlardı. Girişin kapısını açtığında Kyungsoo'nun yüzüyle karşılaşmıştı. Bu cehennemin başlangıcıydı, ya da o öyle düşünüyordu. Ama şimdi, bir buçuk yıl sonra, Jongi...