...
Alarm çalmaya başladığında Jongin alarmı kapatıp odanın bilmediği bir köşesine attı, bu şeytani icadın sesini kaldıramıyordu. Esnemeye çalıştı ama yatağı bir nedenden dolayı her zamankinden küçük geliyordu. Daha fazla güç sarf ederek esnemeye çalıştı ama bunun yerine sertçe itildiğini ve yataktan yere düştüğünü hissetti. Yere düşmek düşündüğünden daha acı verici olmuştu. Oturdu ve gözlerini ovaladı, sonrasında ise onun düşmesine neden olan şeye yada daha doğrusu kişiye baktı.
Kyungsoo en az Jongin kadar şaşırmış bir şekilde ona bakıyordu. Bir kaç saniye geçtiğinde ikisi de önceki gün yaptıklarını hatırladılar. Etrafı izlediklerinde yere saçılmış olan kıyafetlerini buldular. Jongin yanaklarının kızardığını hissetti ve onları elleriyle saklamaya çalıştı. Yere bakıyordu çünkü yatağındaki çocuğa bakmaktan çok utanıyordu.
''Ailen nerede?'' Kyungsoo yavaşça konuşmaya başladı.
''İş gezisine gittiler, Pazartesi dönecekler.''
''Oh anladım...''
Daha fazla sessizlik odayı kapladı. Kyungsoo üstüne battaniyeyi çekti ve etrafında dönerek uyumaya geri döndü. Bu Jongin'i utangaçlıktan ve şaşırma halinden çekip çıkarmıştı. Ayağa dikildi ve yataktaki bedeni hafifçe tekmeledi.
''Benim yatağımdasın!'' Kyungsoo yatağında hala gelişi güzel yatarken bağırmıştı. Battaniyenin altında yatan Kyungsoo'dan boğuk bir sızlanma geldiğini duydu ve Jongin bir saniyeliğine diğerinin boğulup boğulmadığını merak etti. Tekmelemeyi kesti ve diğerinin bir şeyler söylemesi için beklemeye başladı.
''Alarmı kapattın , okula gitmeyecek misin?'' Kyungsoo mırıldandı. Jongin'in aklından bugünün cuma olduğu tamamen çıkmıştı, okulun bitmesine hala bir gün vardı.
''Sen gitmiyor musun?'' Jongin battaniyeye sarılmış olan çocuğun yanına otururken sordu.
''Sabah insanı değilim.'' (Ç/N): bnde.s
''Evimde seni yalnız bırakmayacağım.''
''Beni dışarı mı atacaksın?''
Kyungsoo'yu takip ettiği ve evden dışarı tekmelenmesini izlediği geceyi hatırlayınca suçluluk duygusu Jongin'e sağlam bir yumruk geçirdi. Asla Kyungsoo'nun öyle bir şeyi tekrar yaşamasını istemiyordu, çünkü bu hatıra çok acı vericiydi, büyük olan için nasıl olduğunu hayal bile edemiyordu.
Bedenin yanına kaydı ve diğerini iterek duvara yaklaştı, sonrasında battaniyenin altındaki çoğun yanına ilerledi. Sıcak ve güvenliydi. Hiç bu şekilde hissetmemişti, en azından küçükken ebeveynlerinin yanında uyuduğundan beri hissetmemişti.
''Seni dışarı atmayacağım .''Jongin dokunabileceğiniz kadar belirgin bir üzgünlükle söyledi.
''Sadece seninle dalga geçiyordum.''
''Hala seni dışarı atmayacağım.''
Daha fazla sessizlik oluştu. Jongin okulu es geçemezdi çünkü gerkçekten kendine gelmesi gerekiyordu yoksa nakil edilecekti. Ama derse geç kalsa yada ilk derse girmese sorun olmazdı. Ders tarihti ve Jongin konuların her birinden nefret ediyordu.
''Tao'yla çıkma.'' Kyungsoo fısıldadı.
''Ciddi bir şekilde beni tehdit etti; seçme şansım olduğunu sanmıyorum.''
''Kıçını tekmele.''
''Bu fikre karşı çıkan kişi sensin, sen tekmele.''
''Yani sen bu fikre karşı değil misin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altercation [M] ||Çeviri
FanfictionYazar: sessny Jongin'in liseye başlamasının ilk haftasından beri her zaman kavga ediyorlardı. Girişin kapısını açtığında Kyungsoo'nun yüzüyle karşılaşmıştı. Bu cehennemin başlangıcıydı, ya da o öyle düşünüyordu. Ama şimdi, bir buçuk yıl sonra, Jongi...