8

844 76 97
                                    

•  •  •  •  •  •

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•  •  •  •  •  •

geçen yıl kerem'in doğum günü. tüm bu karmaşaya atılan ilk adım.

gece düşünmekten uyuyamayan arda. duygularına ne yanıt vereceğini bilmeyen ferdi.

bir süre kerem'in uzun soluklarını dinleyen arda, artık dayanamayıp yatakta diklendi. yorgun bakışlarla odada gözünü gezdirdi. herkes uyumuştur diye düşünerek ayaklandı, onun gözüne uyku girmemişti. dikkatli adımlarla balkona ilerledi, biraz hava almak içini ferahlatır diye düşünüyordu. kapıdan gireceği sırada balkondaki oturma takımının birinde uzanmış ferdi'yi gördü, kapının pervazından biraz onu izledi.

biraz daha izlersem yakalanırım düşüncesiyle yavaş ve sessiz adımlarla ilerlemeye başladı. tıpkı ferdi gibi karşı karşıya kalan koltuklardan diğerine uzandı. gözleri kapalı olan ferdi kafasını hafif arda'ya çevirip baktıktan sonra tekrar gökyüzüne döndü.

uzun süre sessizlik olmuştu, ferdi derin nefes vermiş ve  kurumuş boğazı sebebiyle sessizce "arda," diye seslenmişti. ismini ferdi'den duymak küçüğün kanının kaynamasına sebep oluyordu. konuşmaya dili tutuldu, "hm" diye mırıldandı.

"bir insanın, bir insana içi bu kadar mı gider?" konuşması yavaş ve mayhoştu. ama ağzından çıkardığı ve düşündüğü her şeyin farkındaydı. kendini biliyordu.

arda sevdiği çocuğun, sevdiği kişiyi ona anlatmasını kaldıramayacak gibi gözlerini kapattı ve yutkundu. zihninde, içinde ağrıya sebep olacak düşünceler dolaşıyordu. 'yalvarırım, olmasın..' diye dua ediyordu, kapalı göz kapaklarının ardında.

ferdi kafasını yavaşça iki yana sallayarak devam etti. "bir insana tepeden tırnağa, evrende hiç kimse yokmuşcasına, içimde fırtınalar kopa kopa aşık oldum," sol elinin baş parmağıyla gözünün içini kaşıdı. "kendimi daha fazla kandırmaya hevesim kalmadı." arda kafasını yan yatırmış, gökyüzünü izleyen ferdi'yi izliyordu. "ifade edemediğim bir hiçlikteyim." şimdi ferdi'de kafasını arda'ya çevirmişti. öylece birbirlerini izliyorlar, birbirlerinde kayboluyorlardı. arda, rengini ezberlemek istermişçesine, ferdi'nin gözlerinin içine dalıyordu.

"dudaklarını kıpırdatış şeklinden, kirpiklerinin havayı itişine kadar, çok.." uzandığı yerde oturur pozisyona geçti ve önce yüzünü yukarı kaldırarak nefes alıp verdi. yüzünü tekrar küçüğe indirdiğinde, yavaş hareketlerini milim milim izleyen arda'nın, ayağa kalkıp ona yaklaşan ferdi'yle vücudu karıncalandı. başucunda durup yukarıdan ona bakan çocukla gözlerini sıkıca kapatıp açtı ve  nefesini tuttu.

sakin hareketlerle olduğu yere oturdu. kolunu koltuğa, arda'nın tam kafasının yanına yaslayıp çenesini koluna yasladı. olduğu yerden birbirlerini izliyorlardı. "tüm güzel duyguları sadece sana bakarken hissettim." arda duymaya hazır olmadığı cümlelerle olduğu yerde hareketsizce olacakları izledi.

geçmişin yükü, arferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin