•BİR GÜN•

108 6 2
                                    

'Ateş'ten'

Doğu ile Holding ile ilgili konuşurken, kapı hızlı bir şekilde çaldı.
Gir dememle de aynı hızda içeye girdi.
Devrim'di, bu sabah yanlış anladığı olaydan ötürü özür diliyecekti heralde.
Koltuğumda dikleştim.
Güzel gözleriyle Doğu'ya baktı onu tanımadığından şaşırmıştı heralde.
Doğu ona çok sıcak davranmıştı.
İkisi sonunda tanışmıştı yoksa Doğu bir süre daha başımın etini yiyecekti.
Az bişi kıskanmadım değildi.
Doğu'dan izin isteyip yanıma geldi ve kulağıma "Doğu ve Hilal zorla evlendirildiğimi biliyor mu?" fısıldadı.
Hala daha zorla diyordu.
Demekki daha sevmemişti beni.
Sabah ki olay hiç yaşanmamış gibi davranıyordu.
İkiside biliyordu, ama Hilal her genç kızın arkadaşına sorduğu gibi sormak istemişti heralde.
O yüzden "Tek Doğu biliyor" diye cevap verdim.
"İzninle Hilal'e açıklıycam." omuz silktim.

Yanımdan ayrıldı ve Doğu'dan telefon numarasını istedi. Doğu önce şaşırıp duraksadı sonra bana bakıp izin istedi tekrar omzumu silktim.
Doğu'un telefon numarasını alıp odadan hızlıca ponponlu terlikleriyle paytak paytak çıktı.
Gülmeme engel olamadım.
Doğu galiba ondan hoşlandığımı anlamış olucak ki kaşların iki saniye havaya kaldırıp indirirken bana güldü.
Bi insan neden bir yürüyüşe bakıp sırıtır ki.
Ben yaptım.
Küçüklükten beri aramızda hiç sır yoktu.
Doğu benim aksime çok pozitif ve eğlenceli biriydi Devrim'in Doğu'yu sevmesine şaşmamalı.
Bende eğlenceliydim aslında sadece zamanında.

'Devrim'den'

Doğru odama gittim Doğu tam Merve'nin tipiydi. Kumral, Ateş'ten biraz 2 cm kadar kısa, sporcu ve dağınık kıvırcık saçlıydı.
Merve'yi önce Hilal'le sonra Doğu ile tanıştırmalıydım.
Odama girdiğimde Hilal telefona bakıyordu, beni görünce telefonu bırakıp bağdaş kurdu.
"Şimdi Hilalcim şöyle ....."
Beni pür dikkat ağzı açık bir şekilde dinledi.
Lafımı bitirdim ve konuşmasını bekledim.
"Sorduğum için özür dilerim." Hilal suçsuzdu orda olsaydı karşı çıkardı.
Konuyu kapattık ve oda da bir süre daha takıldık.

Sohbetten sonra Hilal kendi odasına gitti. Bende telefonda keşfette gezinmeye başladım.
On beş dakika sonra kapım çaldı.
Hilal heralde diyerek girmesini söyledim.
Yatakta arkamı dönüktüm.
Hilal'le bir günde çok samimileşmiştik.
Hemde bu evde çok sıkıldığım için terettüt edesim yoktu.
Yatakta ağırlık hissettim Hilal yatmıştır diye sesimi çıkarmadım.
Bir süre sonra Merve aradı açtım ve telefonu kulağıma götürüp karşı taraftaki sesi beklemeden konuştum.

"Alo?"
"Napıyon kız sesin soluğun çıkmıyor."
"Hiiç."
"İyi iyi ben şey diycektim dışarı çıkalım mı gezeriz."
"Oluur. Ne zaman?" Merve'yi Hilal'le tanıştırmak için can atarken Doğu'yu da anlatmak istiyordum.
"Şey bugün şimdi."
"Tamam bir saate merkezdeki avm'de buluşalım o zaman."
"Tamam görüşürüz."

Ve telefonu kapatıp arkamı döndüm.
Hilal uyuyakalmıştı.
Uyandırıp uyandırmamak arasında gidip gelirken uyandırmaya karar verdim.
Bu evde geçen her bi dakikam bana zarardı.

Hilal uyanmış ona her şeyi anlatmıştım ve mennuniyetle kabul etmişti. Elbette elbise giyicektim ama Ateş izin vermezdi.
O yüzden eşofman takımımı giyip avm'den aldığım elbiseyi dışarda giyicektim.
Hilal de bana uydu.
Ateş'ten dışarı çıkmak için izin falan  almıyacaktım öyle bir planım yoktu.
Ama Hilal izin almam için resmen ayaklarıma kapanmıştı.
İzin almassan benim başıma patlar diye.
Onun başına patlamasını gerçekten istemediğimden izin alıcaktım.
Şu an da ikimizde merdivenlerden aşağı kata Ateş ve Doğu'nun yanına iniyorduk.
Salona geldiğimizde bizim geldiğimizi göremeyecek kadar telefona gömülmüşlerdi.

ATEŞ'İN ADIMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin