•PEKİ•

86 4 2
                                    

Merve'yi beklerken telefonumu kurcukluyordum. Acaba Ateş yokluğumu fark etmişmidir diye düşünmeden edemiyordum da.
Çok sıkıldığımdan kafamı masaya yaslamış Merve'yi bekliyordum. Çok yakınımdan sandalye çekme sesi duydum. Sesin nereden geldiğine bakmak için kafamı kaldırdığımda bu günün daha ne kadar kötü geçeceğini tahmin etmiştim artık. Benim masamda karşımdaki sandalyede oturan adam Ahmet Bey'di. Beni o gün masasına davet eden adam. Şimdi bu beni nasıl hatırlıyordu ki. Birde onunla uğraşamazdım.

Şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Bu elbet şaşırmam gereken bir konuydu bir adam neden bir genç kızın masasına izinsiz otursun ki.
Bir şey söylemesini bekliyordum ama o iri bedeniyle karşımda dilsiz gibi oturuyordu.
Belli ki bu adamın konuşacağı yoktu, ilk ben atılmaya karar verdim.

"Pardon?" onu tanımamış gibi davranacaktım beni kendine nasıl tanıtacağını merak ediyordum.
"Kimsiniz?" bir nefes ile cümlem bitmişti.
Hala daha cevap vermeden karşımda odun gibi oturuyordu.
"Beni tanımadın mı?" sonunda dili geri gelmiş ki bana cevap vermişti.
"Sizi tanımıyorum." onun gibi dilsiz değildim ben.
"Tanışalım o zaman güzel bayan, ne dersiniz?"
Koca iş adamı görünümü ve uzaktaki korumaları ile böyle bir şey söyliyeceğini elbet düşünememiştim. Holding sahibi falan olmalıydı. Ateş'i düşündükçe içim intikam ateşiyle yanıyordu. Bir anlık cesaretle "Memnuniyetle." diyerek kendimi bile şaşırtıcak bir cevap vermiş oldum. 
Bu söylemin ardından Merve'nin arabasını gördüm ve bu benim gülümsememe sebep oldu.

Buraya doğru arabasıyla yaklaşırken masadan kalmam gerekiyordu. İzin istemeden direk ayağa fırladım o adam yerine Merve'nin arabasına bakıyordum. Ahmet Bey'e dönüp kafamı aşağı yukarı salladım. Arabaya doğru yürürken arkamdan "İzin isteseydin keşke ama o günlerde gelicek yakında görüşürüz prenses."diye bağırdı anlam veremedim arkamı döndüğümde o da kendi korumalarının olduğu arabaya doğru yürüyordu. Bu ne demek diye bağıracaktım ki değmez diye düşünüp vazgeçtim.

...

Merve'nin evindeydik ve saat akşam 10'a geliyordu. Merve'ye her şeyi anlatmıştım Ateş'e sövmediği yeri de kalmamıştı. Ateş'ten hala daha ne arama ne mesaj vardı. Onları ve muhtemelen ne yaptıklarını düşündükçe tiksiniyordum. Habire sigara içiyordum pakette kalan sonuncu sigarayı da yakmak için elime aldığımda Merve bu kadar fazla içmeme dayanamayıp sigarayı kırdı. Aramızda küçük bir atışma yaşansada hemencik unutuverdik. Artık saat yarıma geliyordu düşünmekten başım ağırdan çatlamak üzereyedi. Ama bu düşünmem gereken bir konuydu. İçeride otururken birde dışarıdan bağırma sesleri geldi.
Merve'yle ikimizde aynı amda birbirimize baktık ve sanki yarıştaymışız gibi balkon kapısına hızla koşmaya başladık.

Balkona ilk ben çıkmıştım ama hiç bir insan ve baykuş seslerinden başka bir şey yoktu. Öfleyip siyah demirleri olan sandalyeye oturdum. Bacaklarımı iki yana açtım ve kollarımı saldım. Yüzüme vuran soğuk ama tatlı esintinin sakince tadını çıkarmaya başladım. Beni üşütmeyecek kadar soğuk rüzgar şortumdan dolayı açık olan tenime değdiçke rahatlıyordum. Orada oturmus bir hiçi izliyordum gözlerimin kapanmasına direnmeye çalışıyordum. Onlar kapattıkça ben açıyordum.
..
Gözlerimi yavaçca araladım ve kendimi yatakta buldum. Dün balkonda uyuyakalmıştım diye hatırlıyordum. Beni yatağa kadar kim kucaklıyarak götürmüş olabilirdi ki. Yatakta yavaşça doğrulup yatağın yanındaki komidinden telefonumu aldım. Saat 9'tu erken uyanmam beklenmedik bir şeydi. Etrafıma bakndım ama Merve yoktu o bu saatlerde uyanmazdı ki. Doğrulduğun yerden kendimi tekrar yatağa attım. Kafam yumuşacık yastığa deydiğinde tekrar uyumalı mıyım diye düşündüm. Bu yaz mevsiminde bile yorganla uyuduğumuza inanamıyordum.
Aklıma tekrar Ateş geldi.
Biz evliydik ya inanamıyordum.
Aklımda gördüğüm o iğrenç an canlanınca yüzüm ekşidi. Artık yatak keyfinin de içine etmiş oldum.

ATEŞ'İN ADIMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin