•6 YIL ÖNCE•

75 6 1
                                    

'Ateş'ten'
(2 gün önce)

Bahçedeki koltukta otururken Devrim'in bana "Kim aradı?" sorduğu soru karşısında tam konuşucakken kapı çaldı.
Bakmak için ayaklandım ve kapıya doğru gittim ve kapıyı açtım.

Aslı...

Kapıda karşımda "Ateş aşkım!" diye bağıran kişi Aslıydı. İçeride Devrim olduğunu bilmesine rağmen.

Eskiden Aslı'ya sırımsıklak aşıktım. Köpek gibi peşinden koşardım, onun bana it gibi davranmasına rağmen. Babamın arkadaşının kızıydı şirkette tanışmıştık. İlişkimizin 3. ayında onu ve tanımadığım bir adamı yatakta basmıştım. Adamı alıp depoya kapatmıştım ve kan kusana kadar dövdüğümü hatırlıyordum, sonunda da ölüm tabi. Aslı'dan sonra başladı her şey, bu asiliğim, kimseye güvenmemem ve barlarda takılmaya başlamam. Artık katı sert bir mafyaydım. Her mafya gibi.
Acımasızdım.
Tıpkı babam gibi.
Bu olayların hepsi yaklaşık 6 yıl önce yaşanmıştı.

Karşımda duran Aslı birden dudaklarıma yapıştı olabildiğince hızlı bir şekilde onu kendimden ittim. Nasıl bir adiydi bu kız yaptığı onca şeyden sonra beni öpmeye cesaret etmişti.
Kapıyı parmağımla işaret ederek "Çık dışarı!" diye bağırdım.
"Ama hayatım biz birbirimize aşığız." sesi o kadar iticiydi ki ses tellerini koparıp rendelemek istiyordum.

"Aslı ikiletme çık dışarı canını yakarım!" dememe rağmen Aslı'nın yüzünde bir gram korku yoktu. Orda öylece dikilip kaldı.
Burnumdan nefes alıp "Sinan! Rüzgar!" diye dışardaki korumalara bağırdım.
İkilitmeme konusunda onu uyarmıştım.
Aslı'ya dokunmaya bile tenezzül etmezdim.
Bu sefer Aslı'nın yüzündeki ifadesizlik gitmişti kaşlarını çatıp ağzı açık bir şekilde anlam vermeye çalışıyordu.
Korumaların hızlı adımlarla yanıma geldiğini duyabiliyordum.
Yanıma sadece Rüzgar geldi. Fakat Sinan ben emir vermedikçe hiç bir yere gitmezdi.
O zaman Sinan neredeydi.
Şu an kafaya takmam gereken kişi sinan değil Aslı'ydı.

"Oğlum al lan şu kızı gözümüm önünden." dedim dişlerim arasından tıslayarak.
Rüzgar Aslı'nın kolundan tutarken "Tamam abi sakin ol." diyerek acımadan sertçe Aslı'yı kapıdaki hazır duran arabaya doğru çekiştirmeye başladı.
Aslı kulaklarımın kanamasına sebep olucak kadar cırtlak ve ardı ardını kesmeyen bağırışmalara başladı.
Başımı yana eğip omzumuda kaldırıp bir kulağımı kapadım.
Elim artık yumruk olmuştu.
Koşarak mutfağa girdim ve elime geçen ilk bezi alarak hala daha Rüzgar'a direnmeye çalışan Aslı'nın ağzına soktum.
Aslı'nın gözleri yuvalarından fırlıyacak kadar şaşırdı. Artık bunlada alışması gerekirdi.

Aslı gitmişti sonunda. Ama Devrim. Çok bekletmiştim onu. Üstümü düzeltip bahçeye çıktım ama yoktu. Devrim yoktu, bu kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Konuşmamız yarım kalmıştı.
Merdivenlere yöneldim ve çıkmaya başladım. Devrim'in odasına daha doğrusu benim olan ama Devrim'in odasına geldiğimde kapıyı tıklatmaya gerek duymadan kapıyı bir hışımla açtım. Kapının ağzından gözlerimle etrafa bakındım. Burada da yoktu. Tuvaletlerin kapıları da açıktı. Devrim evde yoktu. Yani tek seçenek kaçmıştı. Devrim kaçmış mıydı?

Yanıma Rüzgar geldi. Kızı kendi evine bıraktığını söyleyip kapıdan çıkarken durdurdum ve
"Sinan nerde lan?" sorumu yönelttim.
"Abi yenge marketten bir şeyler istemiş sana kurabiye yapıcakmış da ondan Sinan malzemeleri almaya gitti." Rüzgarı'ın bu dediğinden sonra sinirim yatışmıştı.
"Peki Devrim nerde amınakoy!m?" normalde küfür eden biri olarak bu benim için normaldi.

"Abi sen uyuyomuşsun öyle dedi senin yanına uyumaya gidiceğini söylemişti." dedi olabildiğince rahat çıkan sesiyle.
"Bu olay ne zaman yaşandı la."
"Bi 15 dakika önce abi." Ve bunu söylemesiyle bütün taşlar yerine oturdu.
"Sizin inanacağınız yalanın ta ebesinin @mın! sikiyim şerefsizler ya!"
Bu kızın benden başka seçeneği yoktu neresini anlamamıştı. Babamla mı evlenmek istiyordu.
Daha az önceye kadar birlikte bahçede oturmuş bana soru sormuştu. Bunların hepsinin 20 dakika içinde yaşandığına inanamıyordum.

ATEŞ'İN ADIMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin