Uykumu tamamen almamın etkisiyle uyandım. Tekrardan gözlerimi açtım.
Ateş yanımda yoktu, uyanmıştı bile.
Telefondan saate baktığımda 9:15 idi.
Çok geç olmadığına sevinip yatakta bir süre daha oyalandım. 15 dakika sonra yataktan kalktım.
Yatağın yanındaki aynada kendimi görmemle gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Ateş beni böyle görmüştü kısacık şeylerle.
Saçlarım çok dağınıktı.
Kötü görünümüme oflayarak lavaboya girdim.
Soğuk suyu yüzüme çırptıktan sonra bir jel ile yüzümü iyiceme tekrar yıkadım.
Havlu yerine kağıt peçete kullanarak yüzümü yavaşça sildim.
Lavabodan çıktıktan sonra giyinme odasına doğru gittim.
Çok kısa olmıyacak bir şekilde şort ve üstüme şortu kapatıcak bir tişört giydim.
Aynadan kendimi kontrol edip giyinme odasından çıktım.
Odadaki makyaj masasına oturdum.
Pufa oturup bir süre kendimi izledikten sonra yüzüme hemen nemlendirici sürüp saçımı taradım.Odadan çıktım ve merdivenlerden aşağı indim. Kahvaltı masası çoktan kurulmuş herkes beni bekliyordu.
Doğu beni görünce "Oooo yenge günaydın." dediğinde karşılık verdim. Hilal'le de günaydınlaştık.
Ateş bana bakıp tek bir kelime bile etmemişti ben yine de günaydın dedim ona karşı olan sitemkar sesimle.
Bana bakıp geri önüne döndü.
Masaya Ateş'in yanına oturdum.
Hizmetçiler herkesin çayını doldurduktan sonra yemeye başladık.
Sessiz sedasız yemeğimizi yerken Ateş'in cebinde olan telefonu çaldı.
Cebinde olan telefonu alıp rahat konuşmak için başka bir odaya gidişini izledim.
Kahvaltımı bitirmiş arkama yaslanmış Doğu ve Hilal'e bakıyordum.
Ateş'in yanımızda olmayışını fırsat bilerek masaya yaklaşarak Doğu'ya sordum."Doğu." ağzındaki lokmasını yuttu ve elindeki çatalı tabağa yasladı, bana bakarak cevap verdi. Tabi o sırada Hilal de bize dikkatini vermişti.
"Efendim yenge." derin bir iç çektim.
"Ne zaman burdan gidebilirim yani kendi evime?" bu söylediğimi garip bulmuş gibi kaşları hafif çatıldı.
"Ateş söylemiş olması lazım yenge." ama söylememişti neden söylememişti.
"Söylemedi ki sana soruyorum dimi akıllı?" sadece sırıttı.
"Yenge valla söylemediyse memnun olacağın bir süre değildir." yine de bilmeye hakkım vardı ama ikiside söylemiyordu. İfadesiz bir şekilde suratına baktım. Verdiği bilginin yetersiz geldiğini anlamış olucak ki devam etti.
"Yani uzun bir süre Ateş senden ölesiye nefret edene kadar" ne diyeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Ölesiye nefret mi?
Neden sadece nefret değilde ölesiye bu soruyu dışımdan söylemek yerine bende kalmasını istedim. Söylediği cevap ardından Başımı salladım o da kaldığı yerden kahvaltısına devam etti.
Bunları düşünürken Ateş'in hala gelmediğini fark ettim.
İzin isteyip masadan yavaşça kalktım.
Doğu ve Hilal anlamış olucak ki birbirlerine bakıp hafif kıkırdadılar.
"Öyle bir şey yok." diyerek kandırmaya çalışsam da Hilal elini hadi hadi anlamında salladı.
Oflayarak belki bahçededir diye bahçeye doğru gittim.Ateş bahçedeki koltuğa oturmuş. Bacak bacak üstüne atmış ellerini koltuğun kenarına uzatmış sigara içiyordu. Halinden de gayet memnun görünüyordu.
Sigara içsem bile insanların dış görünüşüne kendim de dahil sigarayı yakıştırmazdım.
Ama Ateş'in damarlı ve dövmeli parmakları arasındaki sigarayı içişini görene kadar.
O kadar yakışıklı görünüyordu ki gerçek değilmiş gibi.
Aynı filmlerdeki gibiydi gördüğüm en çekici, ilk ve son olmak üzere sigara içen insandı.
Seninle zorla evlenen, bir adamın en çekici noktası.Aynı zamanda kemikli parmaklarındaki sigarayı ağzına götürürken benimde canım ister istemez çekmişti.
Sigarasını içine çekerken beni farketmişti her zamanki gibi ifadesiz bir şekilde bana bakarken içine çekmiş olan sigarasını ağzından çekerek sigaranın dumanını yavaşça soludu.
Siyah takım elbisesindeki siyahlardan dolayı bedenine doğru inen dumanı görebiliyordum.
Daha fazla kapı ağzında durmadan yanına doğru gittim.
Koltuğun ondan uzak en dip köşesine doğru oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ'İN ADIMLARI
Teen Fictionİsmini bile duymak istemediğim abim olacak kişi tarafından hayatım yerle bir mi olucaktı ya da yaptığı şey beni daha güzel bir hayata mı sürükleyecekti. Bundan emin değildim. Şu an tek istediğim şey bir çıkış yoluydu. Ama ilerde fikrim değişir miydi...