Düğünde aileleri tarafından zorla dans ettirilen 2 genç.
Aşık mı olacaklardı?
Birbirlerinden mi kaçacaklardı?
Yoksa bu aşka karşı mı geleceklerdi?
Yoksa sırlar daha mı ağır basacaktı?
•
"Anne Alper ne...
Merih ile evliliğimizin 1. Senesindeydik. Şu 1. Senede tekrar anlamıştım yumuşacık bir kalbi olduğunu.
Şimdi pahalı bir restaurantta elimi nazikçe tutmuş, bana aşk dolu gözlerle bakıyordu. Yemeklerimiz çoktan gelmiş, fakat bebeğim bana odaklanmaktan yemeğini unutmuştu. Ben de bozmak istememiştim.
Yine o günki gibi kolunu hafifçe çimdikledim. Kendine geldi.
"Yine mi sana dalmışım Deniz'im?"
"Hı hı."
"Deniz sen de sanki bir şeyler var. Sen, sana eskiden baktığım gibi görünmüyorsun. Sanki, yüzüne bir nur inmiş gibi. Ne oldu bir şey mi yaptırdın?"
Hiçbir yerime hiçbir şey yaptırmamıştım. Özellikle yüzüme.
"Aşk olsun Merih. Ben bir şey yaptırsam da yaptırmasam da güzel değil miyim?" Trip mood on.
"Yok, yok güzelim. Sadece bi' farklılık var sen de. Çözemediğim." Ne vardı yahu ben de?
"Ya aşkım, boşver şimdi dedektifliği, yemeklerimiz soğuyacak." Haklısın der gibi başını salladı. Ben domates soslu makarnamı keyifle yerken, o, bol tavuklu bir salata yiyordu. Fiziğine dikkat ediyordu anlaşılan adamım.
Salata pek sevmememe rağmen aşırı canım çekmişti. Ayıp olmaz herhalde 1 senelik kocam, 4 senelik sevgilim sonuçta.
"Ya Merih,"
"Efendim güzelim."
"Canım aşırı salatandan çekti de. Bana verir misin? Benim makarnam da senin olur. Midem bulandı makarnadan." Merih bana baktı, baktı, baktı...
"Al yavrum." Deyip salatasını bana uzattı, ben de yüzümü ekşiterek makaramı ona uzattım.
Keyifle salatamı yiyordum. O kadar güzel geliyordu ki bundan 2 tane daha yiyebilirdim.
"Deniz,"
"Hı" Hâlâ salatamı yiyordum.
"Sence de biraz garip değil mi?"
"Ne garip değil mi aşkım?"
"Senin davranışların."
"Ne var ya benim davranışlarımda? Pardon, bi' salatanı yedik diye sen de şey etme."
"Sen hiç bu kadar trip atmazdın?"
"Şimdi atasım geldi aşkım ne var bunda?"
Bir anda sandalyesinden kalktı. "Yürü gidiyoruz."
"Ne oluyor be-"
"Hesabı verebilir misiniz?"
"Ne oldu Merih?"
"Gidiyoruz işte."
"Nereye?"
"Hamile testi almaya."
•
Şimdi banyoda öylece durmuş duvara bakıyordum. Testin sonucunu deli gibi merak etsem de bakmaya sanki cesaret edemiyordum. En sonunda bakmaya karar verdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonuç pozitifti.
Pozitif.
Hamile miydim ben?
Anne mi olacaktım?
Onca şeyden sonra?
Merih kapının ardından bağırdı.
"Bebeğim, iyi misin? Yardıma ihtiyacın var mı?"
Ben hareket edemiyordum.
Karnımda bir şey mi vardı şimdi?
"Deniz! Endişelenmeye başladım güzelim. Aç şu kapıyı, hiçbir şey olmayacak söz veriyorum, kötü bir şey olmayacak." Benim ellerim hâlâ karnımdaydı.
Kapı ardı ardına tıklatılmaya başladı. Merih kapıyı kırmak için güç uygularken ben hâlâ öylece kalmıştım.
Kapı sonunda kırıldığında Merih'in endişeli yüzünü gördüm. Merih de benim porselenden farksız yüzümü ve karnımdaki ellerimi görünce o da taş kesildi.
Lavabonun üstünde duran testi eline aldı ve uzun uzun baktı. En sonunda bana baktı. Ben de kafamı olumlu anlamda sallayınca ayaklarım birden yerden kesildi.
Merih beni kucağına almış, sevinç çığlıkları atıyordu.
"Ya şimdi senin karnında Junior Deniz ya da Junior Merih mi var?"
Bir tur daha döndürdü beni. Sonra suç işlemiş gibi durdu.
"Ayy şimdi senin ya da juniorumuzun başı dönmüş müdür? Merih daha anne karnında olan bir bebeğin başı nasıl dönsün? Canımın içi miden bulanıyor mu? Su getireyim mi? Ya da-"
"Merih!" Diye bağırdım ona.
"Efendim benim güzel karım?" Gözleri dolmuştu. Ben zaten ağlıyordum.
"Biz şimdi anne baba mı olacağız?" Alnını alnıma yasladı.
