İZ

Hazem vs Hakan

Cansu Hazem'den çok hoşlandığını anlatmıştı gece boyunca bize. Dilara benim henüz birkaç hafta önce Hazem'e duyduğum çekimi bildiği halde bir şey çaktırmamıştı. Bunlar olağan şeylerdi. E peki boynumdaki izler? Onlar da mı olağandı. O gece Hazem'le bir şeyler yaşamış olsaydım, Cansu bunu
biliyor olurdu. Bütün oklar Hakan'a işaret ediyordu.

Boynumdaki izler geçmişti ama içimdeki izler duruyordu. O geceyi ve olması muhtemel şeyleri düşündükçe bacaklarımda bir karıncalanma hissediyordum. İşin garip tarafı yaşanan şeyin Hakan ya da Hazem'le yaşanmış olması farketmiyor. Her iki türlü de heyecan ve arzu duyuyordum. Evet, itiraf etmeliyim. Hayatımda ilk kez aynı anda iki adamı birden arzuluyordum.

Cansu Hazem'den bahsederken, onun ne kadar soğuk ve çekici olduğunu söylemişti. Evet, tam da öyleydi. Ulaşılmaz bir havası vardı ama bunu müthiş bir mütevazilikle ortaya koyduğu için asla itici görünmüyordu. Uzun boylu, buğday tenli ve kumral olan Hazem'i belki de en çekici kılan şey yeşil gözleriydi. Konuşmaları fazla aristokrattı. Yaşlandığında boynuna bir fular takacağına eminim.

Ya Hakan? Hakan Hazem'den biraz daha ufak tefek, sarışına çalan bir kumrallıkta ve griye çalan mavi gözleriyle, aslında çok da yakışlı bir adam değildi. Ancak enterasan bir karizması vardı. O Hazem'e göre daha konuşkan, sıcakkanlı ve espriliydi ancak bu sıcak tavrının altında bir gizem yatıyordu. Aşırı alçakgönüllü mü yoksa alaycı bir tavrı mı vardı, kestirmek zordu.

İkisinden aynı anda hoşlanmam nasıl mümkün olabiliyordu? Üstelik ilk başta Hakan'dan nefret etmişken...