HIRSIZ

7 2 2
                                    

Sabah uyandığımda boğazımda bir yumru. Hakan'la geçirmiş olduğum gecenin sarhoşluğu geçince, Hazem ve Cansu'nun tuhaf tavırları tekrar aklıma düştü. Saat geç olmuştu, hızlıca hazırlanıp şirkete geçtim. İçimdeki ses bir süre Hazem ile iletişime geçmememi söylüyordu. Ondan bir açıklama gelmedikçe onu görmemeye karar verdim. Ali geldi bana manidar bakışlar atıyor ama odada başkaları da olduğu için açıkça bir şey soramıyordu. Yalnız kaldığımız ilk anda beni soru yağmuruna tutacağı belliydi. Bir süre Ali ile köşe kapmaca oynadıktan sonra, öğle yemeğimi de ofise söyleyerek Efsun Hanım'ın güvenli limanına sığındım. Efsun Hanım'ın yanında Ali benimle uğraşamazdı. Öğlen Efsun Hanım ile sağlıklı, diyet bir şeyler yemeye karar verdik. Öğle arasında bile iş konuştuk ve neyse ki Ali'yi atlattım. En azından o günlük.

Şirketten çıktığımda biraz buruk biraz leyla bir haldeydim. Eve gidesim yoktu ama CafeIn'e de asla gitmeyecektim. Gece Hakan'la gitmeme rağmen Hazem'den hiç ses soluk çıkmaması, bu dengesizlik ayarlarımla oynuyordu. Bu yaştan sonra liseli aşık moduna girecek değildim. Eve gitmedim. Kimseyi de aramadım, aslında bir şekilde Hakan'la karşılaşma arzusu içindeydim ama çok zordu bugün şirkete geldiğini görmemiştim. Akşam çıkıp kordona gitmeye karar verdim. Dilara'ya haber verdim, o da geldi. Sahildeki tekelden birkaç şişe bira alıp, kordonda bir banka oturduk. Dilara'yı ne kadar özlediğimi farkettim. Ona içimi döktüm.

-Sana ne desem de sen bildiğini yapacaksın belli.
-Kızma bana ruhum bir uçurtma gibi salınıyor boşlukta. Kaybolmayı göze alamazsam, uçmanın tadına varamam ki.
-Şaka bir yana. Ben her halde yanındayım biliyorsun. Cansu'yu severim, iyi bir kız. Kaç senedir görüşürüm ama söz konusu sen olunca işler değişiyor. Sen benim kız kardeşimsin.

Dilara'nın omzuna başımı yasladım.

-İyi ki varsın canım dostum. Çok şanslıyım.
-İlla bizi sürükleyeceksin yani uçuruma!

Gülüştük ve hava iyice serinlemeye başlayınca evin yolunu tuttuk. Tüm günün yorgunluğu üzerine direkt soyunup dökünüp yattım. Dilara ile konuşmanın verdiği rahatlama ile derin bir uyku çektim. Sabah uyandığımda direkt telefonumu kontrol ettim ama Hazem'den en ufak bir seda yoktu. Önümüzdeki hafta açılış vardı. Belli ki beni açılışa davet etmek gibi bir derdi de yoktu.

Şirkete geldiğimde Hakan Bey'in asistanı ortalıkta koşuşturuyordu. Belli ki gelecekti bugün. Ben de işime döndüm. Bugün birkaç online görüşmem vardı ama yoğun değildim. Öğlene doğru Ali'den beklenen hamle geldi.

-Öğlen ne yiyeceksin? Birlikte çıkalım.
-Kahvaltıda çok yedim. Heralde yemem öğlen Ali.
-Hadi Bade!
-İşlerimi toparlayıp biraz erken çıkacağım.
-Hayırdır plan mı var?
-Ali!

Öğleden sonra biraz erken çıkmak istiyordum. Hakan Bey'in asistanı odaya gelip, Hakan Bey'in Ali'yi odasına çağırdığını söyledi. Ali gitti ve bir yarım saat kadar sonra geri döndü. Geldiğinde gözlerinin içi gülüyordu. Hakan Bey onu birkaç haftalık bir eğitim için Fransa'ya yolluyordu. Ali'nin hevesini kırmamak için bir şey demesem de bu jesti Hakan'ın geçen geceki karşılaşmanın sus payı olarak yaptığını düşündüm. Şirkette bir dedikoduya mahal vermek istemiyor olabilirdi. Gerçi bunu umursamayacak denli pervasız hareketleri de yok değildi. Kahve almak için kafeteryaya indim. Elimde kahvem ile asansörden indiğimde burnuma yine o koku geldi. Hakan'ın kokusu bu. Belli ki az önce asansörü kullanmış. Bir an keşke karşılaşsak diye içimden geçirdim. Ancak o gün ve sonraki birkaç gün boyunca onu göremedim.

Birkaç gün sonra...

Hafta ortasına gelmiştik ve bu cumartesi Kapadokya'daki açılış yapılacaktı. Hazem'den hala bir ses çıkmıyordu. Öfkem yerini hayal kırıklığına bıraktı. Sessizliği ilk bozan Hazem oldu. Hazem'den gelen mesaj bildirimi ile heyecanlandım. Mesajı açtığım an ise bir kere daha yıkıldım. Hazem bana açılış davetiyesi atmış. Şaka gibi! Hiçbir şey daha değersiz hissettiremezdi. Cevap vermedim.
Hazırlanıp, evden çıktım. Şirkete girerken Hakan'ın benden önce girdiğini gördüm. Onu görünce bir anda heyecanlandım ve bugün bir şekilde onunla konuşmak istiyordum. Herhangi bir konu hakkında, herhangi bir nedenden, herhangi bir şekilde konuşmalıydık. Birkaç işimi hallettikten sonra plaza projesi ile ilgili odasına çıkmaya karar verdim. Bahane olduğu bir şekilde belli olacaktı ancak yine de göze alıp gittim. Asistanı kapıdaydı.

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin