Bölüm 6

11 2 7
                                    

 Yorumlarınızı, eleştirilerinizi esirgemeyin.

Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar.

.

.

.

.

.

.

.

  Tüm aile uyumaktaydı o gece. Hepsi sobanın önündeki sohbetlerinden sonra yataklarına çekilmişlerdi. Fakat huzurlarının bozulması uzun sürmemişti. Kapı öyle bir yumruklanıyordu ki yerinden çıkmasına az kalmıştı. Novak ailesi gürültülerle yataklarından fırladılar. Evin annesi Delilah kızlarının yanına gitti. Jade ve Nixie korkuyla annelerine sarılırken Thomas odanın kapısını kapattı ve yumruklanan dış kapıya doğru ilerledi. Sonrası ise tam bir kargaşaydı. Delilah ve Thomas askerler tarafından tutuklanıp zindanlara götürülürken bir grup asker de evin altını üstüne getirerek evin içini arıyordu. Jade korkuyla kendisine sarılan kardeşini avutmaya çalışsa da kendi korkusunu gizleyemiyordu. Pencereden arabaya bindirilen anne ve babasına baktı. 

  Ne demişti annesi ona ''Her şey düzelecek korkma.'' Askerler annesini kendisinden çekip sürüklerken annesi son sözlerini söyledi ''Korkma! Kardeşin için güçlü olmalısın, kendin için güçlü olmalısın.'' 

  'Güçlü olmalısın' Çoğu zaman rüyalarında gördüğü ailesi hatırlatırdı bu sözleri ona. Annesi, kardeşi, babası. ''Bizden geriye bir tek sen kaldın Jade. Unutma güçlü olmalısın.'' 

  Bazen bir lütuf bezen de bir ızdırap gelirdi ona bu sözler. Pes etmek istediği zamanlar çok olmuş ama her gece rüyalarına giren ailesi onu bundan vazgeçirmişti. Ama artık umudu vardı. 

  Umut... Ne güzel bir şeydi umut. Sanki sonsuz, dipsiz, karanlık bir kuyuya düşmüşsün, kulakların uğulduyor, yanında kimse yok ve bütün ışıklar kapanmış. Nefes aldığını hissediyorsun, ama öyle bir haldesin ki bu bile sana ağır geliyor. Nefes almak, düşünmek, gözlerini açıp kapatmak bile eziyet. Ama sonra küçücük bir ışık beliriyor kuyuda. Küçük de olsa etrafına ışık saçıyor. Sen ölümü beklerken sana yaşamı, yaşamayı gösteriyor ve sen umut diyorsun buna. O küçücük ışık sen umut ettikçe büyüyor, büyüyor... Ve sen artık yaşamaya başlıyorsun. Artık nefes almak zor gelmiyor, artık hayal bile kurabiliyorsun. Ve şimdi günlerce, haftalarca ve belki de aylarca beklediğin küçücük bir umut ışığısın sen artık başkalarının hayatında.  


 İki günün ardından Jade elinde özenerek yazdığı yazıyla Aleka' ya ayak basmıştı. Gazinoya girmeden önce tabelaya baktı. Karaltı. İsmi gibi gerçekten de karanlık bir havası vardı. Ama bu karanlık hava genel olarak tüm Aleka' ya yayılmıştı. İçeriye girmeye çalıştığında gazinonun kapısında bekleyen izbandut gibi bir adam önüne dikildi. ''Karaltı daha açılmadı.'' dedi sert çıkan sesiyle.

  ''Elvis' i görmek için gelmiştim.''

  ''Kimsiniz?'' Jade tam adını söylemek üzereydi ki kapı açıldı ve geçen onu kaçıran iri adam dışarıya çıktı. Adamın yüzü Jade' i gördüğünde değişmişti. Güvenlik dönüp ''Elvis' i görmek istiyormuş.'' dedi. Adam kafasını salladı. ''Geç.'' dedi ve kapıyı açıp Jade' in geçmesini bekledi. Jade içeriye girerken o da arkasından geliyordu. Etrafa bakınırken Elvis' i aradı gözleri ama görünürde tanıdık bir yüz görememişti. Zaten içeride birkaç çalışan dışında kimse yoktu. Sabahın köründe kim gazinoya gelirdi ki?

KARANLIKTA GEZER ŞEYTANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin