Bölüm 3

22 2 27
                                    

  Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin çünkü sizin düşünceleriniz benim için önemli. Umarım okurken keyif alırsınız :)

.

.

.

.

 Jade hala yoldayken o askeri düşünüyordu. Tabi tanımış olabileceğini biliyordu ama ismini hatırlamasını veya ima eder gibi söylemesini beklemiyordu. Asker Jade' in adını söyledikten sonra yanındaki diğer askerle birlikte odadan çıkmış ve geriye iki şaşkın kızı bırakmıştı. Kapı kapanır kapanmaz Sofia' nın soruları başlamıştı. Ve hala at arabasında bile söylenmeye devam ediyordu.

  ''Sen bana bunları neden daha önce anlatmadın?'' Jade, hastaneden çıkmadan önce Sofia' ya daha önce nasıl o askerle karşılaştıklarını anlatmıştı şimdi de Sofia neden ona daha önceden anlatmadığı için gönül koyuyordu.

  ''Seninle buluşamadık ki, buluşunca anlatacaktım zaten.'' Jade arkadaşını gönlünü almaya çalışıyordu.

  ''İyi, tamam ama Jade sen neden başını belaya sokuyorsun? Ya başına bir şey gelseydi?'' arkadaşının bu endişeli halini anlıyordu ama Sofia, Jade' i anlayamıyordu. Bunu Jade de biliyordu. ''Merak etme bir şey olmadı bundan sonra da karışmaya hevesli değilim.'' bile bile yalan söylüyordu. Belaya bu kadar yürümesinin sebebi vardı. Ölmekten korkmuyordu sadece hak edenlerin hak ettikleri cezayı çektiğini görmeden ölmekten korkuyordu.

  At arabası önce Sofia' yı evine bırakmıştı daha sonra da Jade' i. Jade, Sofia' ya sıkı sıkı bu olanları başka kimseye anlatmaması için tembihlemişti. Eve geldiğinde yengesinin dışarıda olduğunu öğrenince sevinmişti.

  Günler çabucak geçmiş ve o gün gelmişti. Balo günü. Olsen ailesinin evindeki telaş ve koşuşturma dışarıya taşmış gibiydi. Bütün şehirde bir hareketlilik vardı. Olsen ailesi kahvaltının ardından hazırlanmaya başlamışlardı bile. Gloria kendisi ve kızlar için kuaför çağırmış, ortalıkta bağırıp çağırarak koşuşturuyordu. Larissa etrafında dönen görevlilerden sıkılmıştı ama sesini de çıkartmaya korkuyordu. Jade tüm bunları abartı buluyordu. Bu karışıklık onu boğuyor ve buradan nasıl kaçabilirim diye düşünmesine neden oluyordu. Ne zaman ki yengesine gözükmeden aşağıya inebildi hemen kendini sokağa atmıştı. Lakin sokakta evden farksızdı. Bir sürü araba sürekli aceleyle, yüklenmiş bir şekilde saraya gitmekteydi. Askerler daha da artmış, sokaklar da nöbet tutuyorlardı. Jade yanına hiçbir şey almadan çıkmıştı bu yüzden sokaklarda aylak aylak gezinmeye başladı. Ne kadar burayı sevmediğini söylese de hayranlık duyduğu bazı noktalar vardı elbette. Eski yapıtlar ve eski mimarı bu şehirde onu etkileyen tek şeydi neredeyse. Eski binaları ve orada yaşayanları gözetmek hatta resmetmek en sevdiği şeylerden biriydi. Bazen bir kaldırım taşına oturur bir binayı çizerdi saatlerce. Bu yüzdendir ki bu şehrin halkı garip bulurdu Jade' i. Jade bu şehirde, bu insanlar tarafından nasıl karşılandığını bilirdi. Öncelikle Olsen ailesinin burjuvaların çoğuyla -önemli kesimiyle- yakınlıkları olduğundan Jade' in ailesinin isyancı oldukları için cezalandırıldığını ve bu yüzden dayısı ile yaşamak zorunda kaldığını biliyorlardı. Bu yüzden Jade' e pek iyi gözle bakmıyorlar ve onu bir Alekalı olarak görüp içlerine alma tereddüttün de bulunuyorlardı.  Ama ne bu Jade' in umurundaydı ne de o insanların gözünde nasıl gözüktüğü. Kendi gibi yaşamaktan korkmuyordu. Belki de bu hayatta kendine yapabileceği en iyi incelik buydu.

  Sokakta hayallere dalmış yürürken  bir hafta önce hastanede gördüğü askerlerden birini gördü. Ama bu asker defalarca karşılaştığı 'o' asker değildi. Hastanede hiç çıtını çıkarmadan bekleyen askerdi. Jade' i gördü ama yüzündeki ifade değişmemişti. Tanımadığını düşünerek nöbet tutan askerin önünden geçerken dükkandan içeriye baktığında 'Onu' gördü. Neyse ki o, Jade' i fark etmemişti. Jade adımlarını hızlandırarak yürümeye devam etti ve Sofia' nın evinin önüne geldi. Sofia, onu eve almış ve odasında akşamki baloda giyeceği elbiseyi gösteriyordu.

KARANLIKTA GEZER ŞEYTANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin