Tozlu Raflar

55 11 0
                                    

Çevremde herkes okula başlamıştı ve artık sıra bana da gelmişti. O zamanlar okulun ne olduğunu pek bilmiyordum tek bildiğim çocukların belli bir saat diliminde gidip geri geldiğiydi.  Uzun bekleyişten sonra  o gün gelmişti beni anaokuluna yazdıracaklardı. Bende hamurlar ile oynayıp deliler gibi eğlenebilecektim, resim çizip  saçma sapan kağıtları kesecektim ve haftanın bir günü okula en sevdiğim oyuncağımı götürüp herkese hava atabilecektim benim bundanım var diye ve en önemlisi arkadaşlarım olacaktı. Hep merak ederdim çocuklar orda ne yapıyor aileleri olmadan. Ben annemsiz asla yapamazdım beni bir yalnız bıraksın direkt ağlama moduna geçerdim galiba biraz salaktım. Ve beklediğim gün sonunda gelmişti okullar açılıyordu. Sabahın en erken saatinde uyanıp koşa koşa aynanın karşısına geçtim hemen dişlerimi fırçaladım ama yarım yamalak. Annem hep bir dakika fırçala derdi ama ben heyecandan macunu bile koymayı unutmuştum ah o salak kafam macunsuz dişmi fırçalanır işte çocuk aklı ne dersiniz hele bir şeye heves etsinler bakın neler yaşanıyor istediğini elde edene kadar. Dişlerimi yarım yamalak fırçaladıktan sonra hemen kahvaltıya koştum hızlıca önüme konulanları yedim oysa ki yumurtayı hiç sevmezdim artık o heyecandan silip süpürdüm tabağı. Kahvaltı bittikten sonra annemin bana hazırladığı kıyafetleri giydim ve kapıya yapıştım hadi çıkalım diye fakat daha dersin başlamasına bir saat vardı. O bir saat bana cehennem olmuştu resmen hiçbir şekilde geçmek bilmedi. Beş dakikada bir ne zaman çıkıyoruz diye annemi darladıktan sonra çıkma saati gelmişti. Koşa koşa ayakkabılarımı giydim ve merdivenleri ikişer ikişer atlaya atlaya indim ve bahçede annemi beklemeye başladım her yere erken gelen annem bugün gelmez olmuştu o heyecandan kendimi yemek üzereydim az kalmıştı oturup ağlamama. Neredeyse on dakika bekledikten sonra annem geldi ve elinden çekiştire çekiştire okula kadar sürükledim kadını. On dakika sonra olacaklardan habersiz okula girdim ve çocuklara özel sınıfların olduğu o kata girdim; Duvarlarda ki o tatlı  resimler çok hoşuma gitmişti sanki bana özel yapılmış bir oyun alanı gibi duruyordu. Hayallerimden daha güzel bir yerdi. Ve zaman gelmişti öğrenciler sınıfa doluştu, bazıları ağlıyordu bazıları ise çok mutluydu. Ve bir anda öğretmenimiz sınıfa girdi; Uzun mu uzun saçları ve masmavi gözleriyle dikkat çekiyordu çok ılımlı bir kadına benziyordu salak kafam annemin de bütün gün benle kalacağını düşünüyordum ama öyle olmadı bir anda çekip gidince ağlamaya başlamıştım en sonunda öğretmen annemi arayıp çağırmıştı. Bu olay ilk bir hafta hep devam etti salak gibi gitmesin diye ağlıyordum beni bırakıp gideceğini düşünüyordum salak kafam işte ne dersiniz ki? Ve bir gün bir olay oldu ama hiç hatırlamıyorum zihnimin tozlu raflarında yarım yamalak kala kaldı. Yine annem beni okula bırakıp gidiyordu ne olduysa tuvalete gittim ve sonra annem gelmişti ve beni  orda ki hortumla dövmüştü ama sebebini hiç hatırlamıyorum kim bilir ne yaptıysam öğretmen demişti bunu birde git kız diye. Daha çocuğum ben!Bir çocuğa en mutlu olacağı yerde kızılır mı? Kim böyle bir şey yapar hala kendime yediremiyorum bazı şeyleri ama zamanla alışıyor insan olanlara. Zaman geçtikçe sanki herkes yaşıyormuş gibi normal gelmeye başlıyor olanlar.

Bir Çocuğun GözündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin