Köpük

33 9 0
                                    

Bir çocuk eğlenmek için her şeyi yapar hem de düşünebileceğiniz her şeyi. Bir çocuğa bir şeyi yapma de ve sonra sonuçlarını hayretle izle. Evet günüm tamda böyle geçmişti, bugün okulda traş köpüğüyle eğlence günü vardı. Öğretmenimiz masalara traş köpüğü sıkıp bizden sayıları çizmemizi istemişti ve bizde sayılar dışında her şeyi yapmıştık. Çocuk aklı işte verilenin dışına kaymaya çok meraklı bir akıl evet tam olarak bende bunu yaptım sayıları çizmek yerine milletin saçına başına fırlatmıştım köpüğü ve öğretmenimiz çok kızmıştı o gün bana ve annemi çağırmıştı çıkışta. Çok iyi hatırlarım okulda ikinci dayağımı o gün yemiştim asla unutmam o günü. Sırf eğlendi diye bir çocuk dövülür mü? Evet dövülüyormuş hem de saatlerce azar işitip dövülüyormuş. Günüm öylece mutsuzlukla bitmişti ve eve gelmiştik, evde ölüm sessizliği vardı. Annem bana kızgındı ve ne zaman kızsa benle konuşmaz beni konuşmamakla cezalandırırdı. Konuşmadan duramayan bana büyük bir ceza olurdu bu. Evdeki sessizlik bir kaç saat sürdü ve sonra eve komşunun benden bir kaç yaş küçük kızı geldi bize. Annesi bir yere kadar gidip geleceğini söylüyordu galiba pek anlamamıştım denilenler çünkü ilgi alanım komşunun kızıyla saatlerce eğlenebilecektim. Ortada koskoca bir oyuncak kutusu varken bizim tek oyuncağımız bir süpürge borusunun iki ucundan birbirimize bağırmaktı ne kadar hijyenik bilemem ama o zamanlar çok eğlenceliydi. Bir ucundan o bağırırdı diğer ucundan ben o içindeki tozlar havaya uçuşurdu ama umurumuzda olmazdı bile. Bir çocuk aklıyla o süpürge bizim için büyük bir eğlenceydi tamı tamına saatlerini verecek bir eğlenceydi. Neredeyse bir saat olmuştu ve annem bizi fark etti ve boruyu elimizden aldı neredeyse yıkılmıştık tek eğlencemiz oydu ama biz durur muyuz hemen kendimize yeni eğlenceler aramaya çıktık evi talan ettik ve ev bir anda alt üst oldu. Annem bunu görünce şoka girmişti daha yeni temizlik yapmıştı ve her yer toz toprak olmuştu çünkü hedefimiz bitkilerin toprağıydı ve bunu üzerine bize baya kızmıştı. Aslında haklıydı halılar bile toprak olmuştu. Şuan ki aklım olsa bende kızardım hatta sinir krizi geçirirdim. Saatler böyle yaramazlıklarla geçti gitti ve kızın annesi kızı almaya geldi ve ben yıkıldım çünkü akşama kadar kalacak diye bekliyordum ama öyle olmadı annesi üç saat sonra geldi ve kız gitti. Hemen odama çekildim ve boş boş duvarı izlemeye başladım ama sıkıntıdan delirmek üzereydim çünkü hiç alışık değildim tek olmaya hep birileri bize gelir giderdi. Tam kendi içime kapanacak iken kapı çaldı ve kapıya koştum bir ümit birisi gelmiştir diyerekten ama hayallerim alt üst olmuştu çünkü babam gelmişti ve elinde bir poşet vardı; kırmızı büyük bir poşet içinde ise şekilsiz bir şey vardı ve hediye paketine sarılmıştı ve içinde ne olduğunu çözememiştim ama içinde güzel bir şey olduğu kesindi ona emindim. Ve beklenen an gelmişti odama koştum ve paketi açmaya başladım ilk başta bir şeye benzetemedim içinden çıkan şeyi ama bir süre sonra anladım ki Hot Wheels araba yarış setiydi. İlk başta pek ilgimi çekmemişti ama zamanla oynadıkça baya eğlendim çünkü parkuru kendin oluşturabiliyordun; parçalar birbirine sökülüp takılabiliyordu ve böylece istediğin uzunlukta şeyler oluşturabiliyordun. Bu oyuncak benim için büyük bir eğlence kaynağıydı çünkü ilk kez bir arabaya bu kadar ilgi duymuştum. Ha araba demişken şuan 19 yaşındayım hala bir arabaya ilgim o kadar  yok. Yaşıtlarım deliler gibi araba sürerken benim ehliyetim olmasına rağmen elimi arabaya sürmedim bile. Gerekmedikçe sürmem kafasındayım çok garip bir düşünce evet ama istemiyorum sürmeye  ilgim yok birisi sürsün ben yanında takılıyım bu düşünce daha eğlenceli benim için. Belki de kendime güvenim yoktur pek bilemiyorum, o yollarda oluşabilecek risklerden korkuyor olabilirim tamda küçük bir çocuk gibi. Eskiye dönmek gerekirse; araba oyuncağıyla saatlerce hatta günlerce oynadım ama eninde sonunda sıkıldım çünkü oluşturabilecek bütün kombinasyonları oluşturdum ve tek başıma oynamak hiç eğlenceli değildi. Bir süre sonra can sıkmaya başlamıştı ve tamda düşündüğüm gibi oldu. Oyuncak odamın bir köşesinde unutulmaya yüz tuttu ve öylece orada kala kaldı. Tıpkı içime attığım onca unutulmaya yüz tutmuş anıyı yazmaya devam ettikçe hatırlamam  gibi onu da arada bir hatırlar oynar ve tekrar köşeye atardım. Aslında hep elindekilerinin fazlasını isteyen bir çocuktum biraz doyumsuzdum. Ailem bir dediğimi iki etmezdi, döverdi kızardı ama yine de beni çok severlerdi  çünkü tek çocuktum ailenin göz bebeğiydim ve bu yıllarca böyle devam etti. Zaman ilerledikçe büyüyordum anaokulundan hatırladığım bir kaç anıyla birlikte anaokulu defterini de içimde kapadım. Evet artık ilk okula başlıyordum bu insanı biraz daha geriyordu çünkü yeni şeyler öğrenecektim; okumayı, yazmayı, sayıları, tarihi... Bir sürü şey öğrenecektim ve ya beceremezsem korkusu içimi sarmış günden güne büyüyordu ve bundan kaynaklı okul korkusu oluşmaya başlamıştı Bende bu korku beni yıllardır takip etti şuan üniversite ikinci sınıfım ama hala içimde bir yerlerde  hala bu korku devam ediyor.

İnsan dediğimiz bilinmezden korkar bilinen hiçbir zaman korkutucu gelmez insana...

Bir Çocuğun GözündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin