Yok Mu?

261 31 0
                                    

Su~

Yaklaşık 5 gündür, karanlık oda kalıyordum. Ne Gece abi gelmişti. Ne de daha önce gördüğüm büyük abiler

Neden burada durduğumu bilmiyordum. En son Gece abiden ayrıldıktan sonra benden 4-5 yaş büyük kişilerle bahçede koşu yarışı yapmıştık. İlk duyduğumda sevinsemde bacaklarımı hissetmeyene kadar koşturulmuştum. Biraz dinlenmemize izin verdiklerinde apar topar beni bu soğuk ve karanlık odaya getirmişlerdi.

Belli saatlerde yemek getiren adamdan başka kimse gelmiyordu. Oda o kadar dardı ki boğulabilirdim. Gece abide hala gelmemişti. Ama gelceğini söylemişti. Tek çaremin beklemek olduğunu biliyordum. Oturduğum yere kıvrılarak buradan kurtulduğumu hayal ettim...

&&&&

Gece~

Şuan oturmuş eve nasıl gireceğimizi konuşuyorduk. Evin bölümlerini en iyi bilen Bilgeydi giriş ve çıkışlarda o yardımcı olacaktı. Asrın beni nereye gitmem konusunda yönlendiren kişi olacaktı. Olası bir yakalanmada içeride bana yardım edecek bir adam olduğunu biliyordum. Tam iyileşmesemde Su yu daha fazla tek başına bırakamazdım. Herşeyi ayarlayan Asrındı. Doğru söyleyip söylemediğini bilmiyordum ama güvenmek istiyordum.

Sabah yola çıkacaktık. Ben gidiş yolunu bilmiyordum. O yüzden Bilge ile gidecektik. Ben eve yakın biryerde inip Bilgenin yönlendirmesiyle içeri girecek herkes uyuduğunda da Su yu alıp kaçacaktım. Herşey ayarlanmıştı.

Herkes odasına çekildiğinde kendimi yatağa bıraktım. Sert bir şekilde düşünce inledim. Asrının yaptığı pansumanların faydası oluyordu. En azından mikrop kapmayacaktı.
Yarın dinç olmam gerektiği için uykunun huzurlu dünyasına giriş yaptım. Bana kalsa hep uyurdum. Uyku rahatlıklı hiçbirşey düşünmemekti...

&&&&

İster istemez erkenden kalkmıştım. Masanın üzerinde duran evin haritasının olduğu kağıtlara bakış attım. İyice ezberlediğimi düşündüğümde her ihtimale karşı katlayıp cebime koydum.

Asrın her nekadar yönlendirecek olsada tedbir alma gereği duydum. Tam olarak güvenmem şuan mümkün değildi.

"Uyanmışsın, birşeyler yiyelim sonra çıkıyoruz. " Asrın kafasını uzatmış bana bakıyordu. Sakin bir şekilde kafamı salladım. Nerden geldiğini bilmediğim hırkayı üzerime geçirerek mutfağa girdim.

Asrın telefonda biriyle konuşuyordu. Bilge de çayları dolduruyordu.

"Evet herşey tamam" içerideki adamla konuşuyor olmalıydı. Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra telefonu kapatarak masaya oturdu. Gergindi.

Sessiz bir kahvaltıdan sonra dışarı çıktık. Kapının önünde bir araba duruyordu. Fazla genişti. İkiside çıktığında Asrın arabaya doğru ilerledi. Sürgülü kapısını açıp bindi. Sakin adımlarla ilerledim. Bilge de ön tarafa binmişti. Bende arka tarafa geçerek kapıyı kapattım. Arabanın içi değişik cihazlarla kaplıydı. Küçük bilgisayarlar ve bir kaç çeşit dinleme cihazı daha farklı çok şey vardı.

"bunu tak" bana uzattığı şeye baktım. Küçük bir kulaklıktı. Verilen eğitimlerde bunu nasıl kullanacağımı öğrenmiştim. Hızla taktıktan sonra kısa bir deneme yaptı. Kafamı çalıştığını belirten bir şekilde salladım. Onunla Konuşmak bana çok tuhaf ve yabancı geliyordu.

Araba yavaşça durduğunda Bilge arkasını döndü.

"saatini ayarla tam yarım saat sonra seni kapıda bekliyor olacağım. Biraz ilerledikten sonra ev karşına çıkacak "
O arabadan inerken saatimi kontrol ettim.

Zaman geçmek bilmiyordu. Kavuşmak istiyordum. Zihnimde haritayı canlandırarak nereye gideceğimi kendime hatırlattım. Çıkarıp bakabilirdim ama bide Asrın'a ona güvenmediğime dair konuşma yapamazdım.

" zaman geldi. "

Saatime bakarak onu onayladım. Tam inecekken bana buruk bir gülümsemeyle

" dikkatli ol " dedi. Birşey demeden hızla indim. Eve yaklaştıkça geriliyordum.

Sakin olmam gerektiğini kendime hatırlattım. Heyecanlanıp işleri batırmamalıydım .

Bilgeyi kapıda gördüğümde koşarak yanına gittim. Onu takip etmemi söyledi. Oldukça hızlı haraket etmeye çalışıyorduk. Akşama daha çok vardı. Ama öğlen saatleri ortalık daha sakin oluyordu. Bilge'nin yardımıyla koridora girdiğimde artık tek başıma hareket edecektim.

"Dikkatli ol, çıkış kapısını biliyorsun oraya git o saatte kimse olmaz seni bi araba bekliyor olacak "

Hızla geldiğimiz yöne yürüdü. Asrına içeri girdiğimi söyleme gereği duyuyordum.

" içerideyim" dedim.

"tamam ilk sağdan dön ve ilerle" sesinden oldukça heyecanlı olduğu anlaşılıyordu.

"Yönlendirmene gerek yok biliyorum" dedim. Oldukça soğuk bir şekilde

"peki" sesi bu sefer üzüntülü çıkmıştı. Şuan onu düşünemezdim.

Sağa dönerek uzun koridorun sağına ve soluna baktım. Sola dönerek yoluma devam ettim. Alt odalara uğrayan pek olmazdı. O yüzden biraz daha rahattım.

Bir sağa bir sola dönerek labirent gibi olan koridorun sonuna ulaşmaya çalıştım.

"Gece... "

Duyduğum mırıltıyla köşeye geçerek

" Ne var " dedim. Asrın dikkatimi dağıtıyordu.

"Gece... Çabuk çık oradan Su orada yok!"

Şok olmuştum. Ağzımdan çıkanlar sadece bir Fısıltıydı.

"Yok mu?"

SU PERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin