1 yıl sonra
"Su hadi in artık geç mi kalmak istiyorsun? "
Yaklaşık yarım saattir Suyun hazırlanıp aşağı inmesini bekliyordum. Daha ilk günden geç kalmak insanlar için hoş bir izlenim bırakmayacaktı. Bunu istemiyordum.
" Geldim,geldim."
Saçlarını Bilge gitmeden haletmişti. Ütülü okul üniformaları ile çok şirin gözüküyordu.
"Çantanı aldın mı? "
" Evet, aldım hadi" acele etmesinin elbette bir nedeni vardı. Arkadaşlarını özlemişti. Yaz tatilin de de oyun oynayabileceği arkadaşı yoktu. Nedeni ;
"Temmuz ayının başlarıydı. Tepede olan Güneş'in kavurucu sıcağı insanı bunaltmaya yetiyordu. Bu yüzden yazlık bir yer de ev tutmuştuk. Beğenirsen eğer iki hafta kalmayı planlıyorduk. Tüm hazırlıkları yapmıştık. 4 saatlik bir yolculuğun ardından kiralanan eve gelmiştik. 3 farklı renkte ev yan yana dizilmişti. Orta da kalan Sarı renkte ki iki katlı ev bizimdi. Eşyaları yerleştirip birşeyler atıştırmıştık.
Buzdolabı bomboş olduğu için Asrın ve Bilge markete gitmişti. Sıcakta evin içinde durmak mümkün olmadığı için bizde bahçeye çıkmıştık.
Su yere serdiği klim de bebekleri ile oynarken bende Asrın'ın kütüphanesinden aldığım kitabı okuyordum.
Kitaba o kadar dalmışım ki Suyun ortadan kaybolduğunu kapı zili çaldığında başımı kitaptan kaldırdığım da fark etmiştim. Panik yapmam gerekiyordu. Ama elim de olan birşey değildi.
Çalan zili unutarak bahçenin diğer tarafına koşturdum. Meraklı olduğu için keşfe çıkmış olabilirdi. Arka bahçenin bomboş olması bana ne yapacağımı şaşırmıştı. Caddeye çıkmış olma ihtimali olduğundan dış kapıyı açarak hızla çıktım. Ani çıkışımdan dolayı ellerinde tuttukları poşetlerin bir kısmını düşürmelerine neden olsam da umursamadım. Caddenin bir başına bir sonuna kadar gitsem de Su'ya dair hiçbirşey yoktu. Kendimi sakin olmaya zorladım. Belki de evin içindeydi. Koşar adımlarla eve geri döndüm. Tekli koltukta oturmuş, Bilge ve Asrın başında dikilmişti.
Koltuktan kaldırarak sarıldım.
"Beni ne kadar korkuttuğunun farkında mısın? " Bağırmamalıydım ama bağırmıştım. İrkilsede bu sefer birşey yapmadım. Kendini savunması için şans tanıdım.
" Arkadaşlarımla oyun oynuyordum." Dolan gözlerinden sonra hafifi soyulmuş dizine takıldı gözlerim. Daha fazla ileri gitmemek için dişlerimi sıktım.
"Ne arkadaşlığından bahsediyorsun? Kendine zarar vererek oyun mu oynanırmış? Hem bana söylemeden nasıl gidersin! " kaçırıldı sanmıştım. Çünkü bizi ölü bilseler bile bir yalan olduğunu öğrenmiş olabilirlerdi. Hayatımız da hep bir tehlike olacaktı. Bu beni ölesiye korkutmuştu.
Sessiz içi çekişlerini umursamamaya çalışarak merdivene yöneldim. Arkamı dönemden durdum.
"Hazırlanın yarın dönüyoruz. "
" Hadi ama daha yeni geldik. " Asrın'ın yakınmalarını kulak asmadan odaya girdim. Kapı yavaşça açıldığında gözlerimi kapattım. Su'yun varlığını konusundan anlamıştım.
" Özür dilerim seni.... Korkutmak istememiştim. Cidden " kısık sesinin ağlamaktan kırıldığını bildiğim için kendime kızdım.
" Bana küsme tamam mı? Birdaha arkadaş edinmem. Sana haber vermeden de bir yere gitmem. Yeter ki sen bana kızma "
Yavaşça gözlerimi açtım. Yattığım yerden doğrularak kollarımı iki yana açtım." gel buraya "
O gece sarılarak uyumuştuk. Üzgün olduğunu anlayabiliyorudum. Ama geri dönme kararımı elbette vazgeçirmemişti.
Sabah erkenden yola çıkmıştık. Geri kalan 1 ay boyunca bazen tek başına bazen de Asrın ile evcilik oynuyordu."
Sadece okul arkadaşları ile okul da vakit geçirdiği için çok heyecanlıydı.
Bende sınava hazırlanmıştım. Ama Asrın'ın verdiği tavsiye üzerine özel bir üniversite de sinava girerek kazanmıştım.
Okula yaklaştığımız da emniyet kemerini açarak aşağı indi. Kendi tarafım da camı açtım. Öpücüğün almadan tabikide göndermeyecektim.
İlk anlamasa da sonra kıkırdayarak camdan uzanıp yanağımı öptü. Arkasını dönerken dikkatli olmasını söylemiştim.
"çıkışta seni ben alacağım. " dedim. Ne olur ne olmaz.
Okullarımız arasında çok fazla bir mesafe olmadığı için içim rahattı. Bir şey olduğun da en kısa zamanda okul da olabilecektim.
Okulun önünde durdum. Daha önce bu kadar kalabalık bir ortam da bulunmamıştım. Ne yalan söyleyeyim korkuyordum. Dış tarafı oldukça gösterişli olan bu üniversiteyi merak etmiştim. Kim bilir içi nasıldı?
Otoparkı pahalı birçok araba ile doluydu. Boş bulduğum bir yere park ederek arabadan indim. Üniversiteye giriş yapmak üzere olduğumu ve çıkışta Su'yu alacağıma dair bir kısa mesaj attım.
Sessiz Otoparkı birden bağrıma sesleri doldurunca adımlarımı seslerin geldiği yöne çevirdim.
"Rahat bıraksana beni sevgilim var diyorum anlamıyor musun? "
"Hah kimmiş o, yalan söylemeyi bırak!"
Adamın arkasında durarak ne olduğunu anlamaya çalıştım. Duru güzelliği ile dikkat çeken kızı araba ile arasına sıkıştırmıştı. Tam ağzımı açacaktım ki kız beni gördü. Gözlerinin patladığına yemin edebilirdim.
"Ah sevgilim. "
Adam dediği şeyden afallamıştı. Boş bulunan adamı hızla ittirerek yanıma geldi. Göz ucuyla adama baktığım da gittiğini gördüm. Ben olduğum yerde kilitlenmiştim.
Bu öpücük için efsunlanmış olmalıydım.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU PERİSİ
Teen Fiction"Gece'nin karanlığını aydınlatan bir peri.." ### " Sen kimsin?" diye ilk soruyu soran o olmuştu. Aslında ne kadar küçük gözüksede akılca büyük birine benziyordu. Daha cevap vermeden " seni içeri girerken gördüm. Sende mi kötü abilerdensin?" diye so...