8. bölüm rüya mıydı

42 6 12
                                    

gördüğüm görüntü çok çirkindi ortalık darma dağınıktı ama aradığım burda değildi iris odada yoktu tek tek bütün odaları geziyordum mutfağa girdiğimi anladığım anda arkamdan irisin sesi geldi "birşey mi arıyorsun ateş böceği" ateş böceği  arkamı döner dönmez burun buruna geldik "gerçekti dimi rüya değildi" "ney gerçekti ateş böceği" "niye kim bilir demedin " omuzlarından ittirdim "neden demedin biliyorum gerçekti" hiç birşey anlamamış gibi bakıyordu çok iyi oyuncu ama kanmam inanamam gerçekti. "ateş böceği delirmişsin sen bi anlat ta anlayayım" gözlerim doldu bütün hayatım yalanlarla kabuslarla dolmuştu "her şey yalanmış" elbisemin eteklerini tutarak koşmaya başladım göz yaşlarımı tutamıyordum irisin arkamdan koştuğunu gördükçe dahada hızlandım istemiyordum hiç kimseyi. 

ormanda etrafımı kurtlar çevirmişti bu yüzden kaçamadım ve iris geldi "hera kaç" neden o bir lord değilmiydi tek hareketi ile hepsini durdurabilirdi "hera kaç dedim" öyle bir bağırmıştı ki istemsizce koşmaya başladım iris ve kurtlar arkada kalmıştı  en sonunda karosu çağırmış ve okyanus krallığına gitmiştim kendimi odaya kapattım ohan  saatlerdir kapımda duruyordu beni kapıyı açmam için ikna etmeye çalışıyordu.

bir anda karşımda belirince güçlerinin var olduğu aklıma gelmişti yere çokmüş otururken yanıma geldi "ne oldu hera dün akşamdan beri bir garipsin" "herşey bir yalan gibi ohan hiç kimse gerçek değil neye güveneceğimi şaşırdım" bir anda kolunu omzuma atıp beni göğsüne çekti ve sarıldı "ben gerçeğim hera bana güvenebilirsin ben buradayım her zaman burada olacağım net ve gerçek hiç bir yerde olamasam bile yanın da olacağım minik su damlası" burnuma bir fiske vurdu "teşekkür ederim ohan sanırım tek gerçek sensin" 

bir anda laya yanımızda belirdi ohanın yanımda olduğunu tahmin etmediği için hemen eğilerek selam verdi "ohan lordum madem sizde buradasınız benden duyun kötü birşey oldu"

"ne oldu laya" dedi ohan.

"iris lordum..."

"ne oldu irise" dedim bi anda.

"ormanda saldırıya uğramış leydim kurtlar ona saldırmış şimdi şifacılar yanında ama durumu pek iyi değil"

"ohan çabuk gidelim" bir anda kalbim sıkışmıştı ne yapacağımı bilemiyordum benim yüzümden iris şuan böyleydi. 

"Tamam hera sakin ol" benim aksime o çok sakin bir şekilde konuşuyordu. 

gökyüzü krallığının önünde durduğumuzda koşarak içeri girdim. Ohan kolumu tuttu "içeri giremezsin hera" "tama o zaman sen gir iyi olup olmadığını öğren benim için nolur" "hera aranızda benim bilmediğim bir şeyler mi oldu fazla panik yapıyorsun" rüyam aklıma geldi "hayı hiç bir şey  olmadı" ciddileşmeye çalıştım gülümsedim, bir anda bana sarıldı "sakin ol su damlası " su damlası gülümsemem gerçek bir hal aldı.

ohan içeri girdi bir türlü çıkmak bilmedi en sonunda dayanamayıp sessizce girdim  bir perde vardı kenarından baktığımda ise yara bere içindeki irisi gördüm ohan kenarda oturmuş hiç birşey demiyordu şifacının konuştuklarını anlamaya çalıştım "iris lordum çok büyük yaralar almış toparlanması zaman alacak ne uzun ne kısa bir zaman bu" dedi şifacı sonra irise bakıp "unutmayın lordum yaranın şifası yaraya sebep olandır ama siz yinede incir yemeyi ihmal etmeyin" dedi ve kayboldu yaranın şifası yaraya sebep olandır... yaranın şifası yaraya sebep olandır  bu cümle aklımda dolandı sanki nefessiz kalmıştım, boğazımdan minik bir ses çıktı iris nasıl duydu bilmiyorum ama bir anda kafasını buraya çevirdi ve dolu gözlerim ile gözleri kesişti.

geri çekildim beni gördüğünü biliyordum ama onu öyle yaralı görmeye alışık değildim onu hep alaycı hali ile görmüştüm birde rüyamda...

krallığın büyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin