ay oy verip yorum yaparmısınız ateş böcekleri
okyanus krallığından içeri girdim gözlerimden yaşlar firar ederken koşarak odama girdiğimde karşımda ohan duruyordu.
ağlamaktan yorulmuştum ama duramıyordum ohan hızlıca yanıma geldiğinde kollarının arasına düşütüm ve ağlamam şiddetlendi. "ne oldu minik su damlası" kollarını iyice sardı ve sarılışındaki sıcaklık ona daha çok sokulmamı sağladı. "ohan lütfen bir şey sorma çok yorgun hissediyorum kendimi buraya geldiğimden beri her şey çok karışık" "tamam su damlası sen nasıl istersen öyle olsun ağlama ama hem hani sen çok güzel şarkı söylüyordun ya söylesene birdaha neydi o deli yolu bilmez sevda heh o çok güzeldi" bir anlık boşluğuma geldi "deli sevdaymış yolu bilmezmiş zora gelmezmiş ay inanmıyorum" diye düzelttiğimde gülmeye başladı "pislik" omzuna vurdum daha çok gülmeye başladı.
"sevmişim boşuna bakmadan yaşına darısı başına ay inanmıyorum" dedi, biliyordu bilerek unutmuş numarası yaptı. ben somurtunca ağlamamın kesildiğini fark ettim "hadi ama su damlası asma yüzünü şarkı söyle bitane de bari modun yerine gelsin"
"dem aydınlandı sahneler kapandı meyhaneler o gözler bana bir baktı
bir yandı bir söndü şehirler o eller beni bir tuttu durdu ırmaklar nehirler"
ben şarkı söylerken oda beni izliyordu "karamsar bir şeyler söyleyeceksin diye ödüm kopuyordu iyiki hareketli birşeyler söyledin" diye mırıldanırken bende şarkıyı söylemeye devam ediyordum.
tam nakarat kısmına geldim "dem hadi gel yanıma al beni kollarına şimdil-" bir anda tutup yanına çekmesi ile kendimi kollarında buldum.
"hah şöyle bak ne güzel gülüyorsun minik su damlası"
yazardan
lord ohan ve hera eylenip şarkılar söylüyordu peki onları uzaktan izleyen lord irisin kafasında çalan şarkıdan kimin haberi vardı.
ruhum ikiziymiş bu tuttuğum ellerinin iziymiş ecel gibi çağırıyo' kabuslar beni gittiğin gün içinmiş
ne güzeldi kokun üzerime sinmiş alev almış içim yana yana dinmiş düşkünlüğüm deli gözlerine azabım inci gibi dizilmiş
ölümle yaşam arasında bi çizgideyim onca lafın arasında küfür gibiyim sanırım bitti barışamayız bundan sonra koca yılın anısı nasıl sileyim yine yakama yapışır mı mesafelerin canımı kimseler acıtamazdı senden fazla
ah döktüğüm bu yaşlar aslında gönlümün selaları bir başka gün başlar eksilmez başımın belaları döktüğüm bu yaşlar aslında gönlümün selaları bir başka gün başlar eksilmez başımın belaları
lord iris herayı başka birine gülerken gördü başkasına sarılırken gördü başkasına bakarken gördü peki lord iris yapabilecek miydi başkasına ona baktığı gibi bakabilecek miydi başkasının yanında ona güldüğü gibi gülebilecek miydi gözleri başkasına öyle güzel bakabilecek miydi.
"sana gitme demeyeceğim ama gitme lavinia adını söylemeyeceğim sende bilme lavinia"
diye bir fısıltı döküldü dudaklarının arasından.
10\05\2019
o gün lord iris için harika bir gündü yıllardır cesaret edemediği şeyi aklına koymuştu artık herayı görmek istiyordu yıllarca kalbindeki boşluğu dolduracak olan kızı çok merak ediyordu üzerine siyah şapkalı bir pelerin aldı ve dünyaya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
krallığın büyüsü
Fantasíayıllar önce andopia krallıkları arasında büyük bir savaş gerçekleşti krallıklardan biri okyanuslara biri ormanlara öbürü ise gökyüzüne sahip çıkıyorlardı o gün geldi şimşekler çaktı topraklar kurudu ve sular geri çekildi o savaş esnasında tanrıçalar...
