üzülerek bu sezon finalini yazıyorum unutmayın bu bir bitiş değil aslında bir başlangıcın duyurusun sınavlar başladı aynı zamanda gül güzeli adlı kurguma da devam etmem gerekiyor üzülmeyin irisin ateş böcekleri daha çok güzel şeyler yaşıyacaksınız...
uyandığımda irisin saçlarımda gezinen ellerini hissediyordum "günaydın ateş böceği" diye fısıldadı kulağıma "günaydın çakma lord" dudağına bir öpücük kondurdum.
kahvaltı için hazırlanıyordum iris ise beni bekliyordu dün gece benimle oyun oynamazsın demek e bende biraz şımartayım seni haylaz lord.
siyah derin dekolteli dar uzun etekli bir elbise giydim saçlarımı salık bıraktım her geçen gün uzuyorlardı.
aşağı indim
iris
hera aşağı indiğinde gördüğüm manzara ile yutkunma gereği duydum şimdiden kasıklarıma ateş basmıştı
kahvaltımızı bitirdik ve dairemde oturuyorduk ama dikkatimi ondan alamıyordum sakince ayağa kalktı iki kadeh bir şarap alıp yanıma geldi ben ona anlamaz gözlerle bakarken o kucağıma oturdu kadehleri doldurdu birini eline aldı ve yavaş yavaş içmeye başladı.
o kadar zor durumdaydım ki ağzımı açıp hiç bir şey diyemiyordum ağzına doldurduğu kırmızı şarap ile dudağıma yapıştığı an kendime gelmiştim ve şarabın birazını kendi içime çektim.
hera
bu halleri o kadar çok hoşuma gidiyordu ki geri çekildiğimde dudaklarına bordo rujum bulaşmıştı.
kendine gelmiş olmalı ki elleri sıkıca belimi sardı ve boynumu öpmeye başladı
kendimi ona bastırdığımda daha sert öpücükleri dudaklarımdan çıkan boğuk inlemeye sebep oldu.
hiç bir şey olmamış gibi kucağından kalkıp balkona doğru ilerledim.
tam balkondan çıkacaktım ki beni kenardaki duvara yasladı ve dudaklarımı hem vağşıce hemde incitmek istemez gibi öpüyordu tek kolunu belime sardığında elbisemin askısı tek kolumdan düşmüştü.
benim elim ise onun karın kaslarında geziniyordu.
"çok yaramazsın ateşböceği hiç bir şey olmamış gibi kaçmaya çalıştın" "dün akşada sen hiç bir şey olmamış gibi uyudun bende ödeşmek istedim" diye fısıldadım sıcak nefesim ile tenine doğru.
saçlarımı geriye ittiğinde neara çözdüğünü anlamadığım elbisem kollarıdan aşşağı süzülmüştü ce karşısında tamamen çamaşırlarım ile kaldım yutkunuşu o kadar derindiki boynundaki adem elmasının hareketi çok net görünüyordu beni kucağına alıp yatağın kenarına oturduğunda ise onun teninin sıcaklığını hissediyordum.
"bu kadar güzel olman gerçek olamaz hayal kadar güzelsin ama bir o kadar da gerçeksin" aldığım bu iltifat kızarmama sebep olmuştu parmakları tenimi ezberlercesine vücudumda geziniyordu.
"merak etme güzelim çok şımarmayacağım sadece tadını ezberlemek istiyorum" dediğinde ben onu yatağın başlığına doğru ittiğimde yavaşça göleğinin düğmelerini açmaya başlamıştım yarasına sıcak bir öpücük kondurduğumda kafasını arkaya atmıştı parmaklarım cayır cayır yanan kasıklarında geziniyordu.
kadehlerimizi yatağın yanındaki komidine koydum sırtımı başlığa dayadım yavaşça yaklaştı ve boynumdan öptü geri çekildiğinde kadehteki kırmızı şarabı boynumdan aşağıya doğru akıttım göğüsüme doğru akan şarabı dudakları ile içen irisin sıcak nefesi kıvranmama sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
krallığın büyüsü
Fantasíayıllar önce andopia krallıkları arasında büyük bir savaş gerçekleşti krallıklardan biri okyanuslara biri ormanlara öbürü ise gökyüzüne sahip çıkıyorlardı o gün geldi şimşekler çaktı topraklar kurudu ve sular geri çekildi o savaş esnasında tanrıçalar...
