16. bölüm tutulmayan sözler

32 4 4
                                    

şükür size kavuşturana ateş böceklerim. Ay bunu bile çok özlemişim ateş böceği, ateş böceği, irisin ateş böcekleri bu yılınız hep güzel geçer inşallah bu bölüm sizi biraz hırpalayabilir ama unutmayın bu sezon daha yeni bir başlangıç ateş böcekleri görmeniz dileğiyle...

Bu sezon 

boğulduğu her an kitaplar ile nefes alanlara 

yıldızları izlemeyi sevenlere

yağmurlu havalarda dans edenlere 

ruhunda güç barındıran kızlara 

gerçekten sevmeyi bilen erkeklere

kitaplarını yuvası yapmış herkese gelsin

bu sezona başlamadan önce her yağmur yağdığında lord irise, yıldız dileklerine ve hayallere inanın. Biraz geçeklikten uzaklaşın, şimşeklerden korkmayın, ve unutmayın ki ne olursa olsun mutlu son hak edenlerindir.  

 hazırmısınız...

Büyük bir ışık çarptığında gözlerimi kapattım ve açtığımda ise iris ile beni saran bir kalkan vardı, ve bunu iris değil ben yapmıştım anlık bir koruma içgüdüsüyle olmuş olmalı.

Dumanların arasından gördüğüm kişiye anlam veremiyordum. Kalkan çözüldüğünde eğilerek selam verdi, elimi tuttu ve narince öptü "varisim ben lord bulan, ay ve güneş krallığının lordu" onu incelediğimde o kadar harikaydı ki krallığının bütün anlamını taşıyordu, ay gibi gri saçları, güneş gibi parlayan altın sarısı gözleri, uzun boyu, heybetli vücudu ve giyim tarzı  tam bir beyefendi.

İrise döndü birbirlerini selamlayıp sarıldılar, ne olduğunu anlayamamıştım. "iris eski dostum benim yokluğumda varisime sahip çıktığın için teşekkür ederim"  "farkon heranın güçlerini almaya çalıştı son zindana kapatmak zorunda kaldım üzgünüm bulan ama ay taşını ondan alamadım" "nasıl, iris biliyorsun son zindana girmek çok zor on altı asır önce atalarımız tarafından açılmış sonra da kimse başaramamış" ben anlamsız gözlerle onlara bakarken lord bulan hiç bir şey anlamadığımı fark etmiş olmalı ki "neyse ayak üstü konuşulmaz hadi gidelim" "sen gittikten sonra senin sarayın da ortalardan kayboldu bulan uzun bir süre misafirimsin.

hiç bir şeyi idrak edemiyordum

her şeyi geçtim ama şuan en büyük sıkıntı lord bulan iris ile benim aramda bir şey olduğunu bilmiyordu.

ayrıca lord bulan sözünü çiğneyip andopia ya neden geri dönmüştü.

ve farkon olayı neydi.

gökyüzü sarayına döndüğümüzde iris ve bulan neler yapabiliceklerini gözden geçiriyordu.

"hayır iris o şekildede çıkartamayız farkonu bize büyük bir güç lazım"

ben yapardım o gün lord irisin kıramadığı tılsımı kırıp zindandan çıkmıştım "ben yaparım" dediğimde iris ile bulan aynı anda bana döndüler ikisinin de kaşları çatıktı bulan konuştu "güzel varisim bu çok ağır bir yük ve sonunda neler olacağını bilemiyoruz"

"ben buraya geldiğimden beri nereye ait olduğumu bilmiyorum şimdi kendi soyumu bulma fırsatım var e kesinlikle bu fırsatı değerlendireceğim"

inkar etmelerine izin vermeden daireme çıktım.

güneş batarken balkonda gökyüzünü izliyordum arkamdan gelen ses ile irkildim.

"güzel kızımı özledim" iris arkamda bana bakıyordu yanına gidip sarıldım içeri geçip yatağa oturduk.

krallığın büyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin