1972-73, ikinci yılım
Eğer Filch'ten kaçıyorsanız ve koşarken yolunuzu kaybettiyseniz James Potter gerçekten iyi bir arkadaş olabiliyor. Belki de sadece canı sıkılmıştır ve kendine eğlence arıyordur. Ama beni bu durumdan kurtaracağına sonuna kadar emin olduğum bir kişi varsa o da James. Çünkü coşkuyla yanımda koşarken birden etrafımı Sirius, Remus ve Peter'in sarması başka bir şeyin habercisi olamaz.
Peter koşarken beni omzuyla dürtüp sırıtan yüzünü bana çevirmişti. Ona ben de gülerek bakıyordum çünkü ne yaptığımı tahmin ettiğini biliyordum. Muhtemelen haklıdır.
Peter üç yeni arkadaş edinmişti. Tabii üçüyle sınırlı değildi, o fazla sosyal bir çocuk. Ama bu üçüyle fazla yakındı. Aynı zamanda bizim arkadaşlığımız da kaldığı yerden devam ediyordu. Benim de arkadaşlarım vardı; Lily, Alice, Mary, Dorcas. Hepsi arkadaşımdı. Lily ve Alice ile oda arkadaşıydım. Ancak Mary ve Dorcas başka odada kalıyorlardı. Onlar iyi arkadaşlardı ve hepimiz yeni evimize alışma konusunda zorluk yaşadığımızda birbirimize destek veriyorduk.
Evet, ev gibiydi burası. Hep sahip olmak istenilen ev gibi.
Koşmaktan nefes nefese kalmıştık ve neredeyse bayılacaktık. James bana gözlüğünün üstünden kısa bir bakış attı. "Neye bulaşmış olabilirsin?" Peter seslice güldü ve omzumdan ittirdi beni. "Avery'e bez takıyordur." Avery, benimle dalga geçerek hayatının hatasını yapmıştı. Üstelik Büyük Salonda, herkesin karşısında bana bebek demesi ve elime emzik tutuşturmasına sessiz kalmayacaktım elbette. Ben de gerekeni yaptım.
Peter'e gülerek bakıyordum. "Bezli hali inanın görmeye değerdi!" Hepsi birden gülmeye başladığında gerçekten özgürlük hissini tatmaya başlamıştım. Bu his vazgeçilecek gibi değildi, ben de vazgeçecek gibi değildim.
Kaçıyordum, çünkü yakalanırsam aileme mektup giderdi. Aileme mektup giderse yaz boyu Peter ile görüşemezdim. İlk yılımda sadece beş ceza almıştım ve annemi kızdırmıştım. Vazgeçecek miydim? Hayır. Annemi kızdırmak istiyor muyum? Ona da hayır. Ama burası Hogwarts dostum, bırakın da tadını çıkarayım. Annemi tabii ki de önemsiyordum ama bu benim hayatımdı. Bana kalbini dinle demişti, ben de onun sözünü dinleyip kalbime kulak veriyordum. Kimse beni doğrudan suçlayamaz.
"Hadi, buraya geliyor! Kaçmalıyız!" Remus'un uyarısıyla tekrar tabanları yağladık.
Ortak salona girdiğimizde hepimiz koşmaktan telef olmuş haldeydik. Kendimi koltuklardan birine attım. "Nereden böyle?" Alice beni dürterek sordu. Sırıttım ve cevap verdim. "Avery'e unutamayacağı bir hediye vermek istedim." Alice ve Mary kıkırdıyordu. Dorcas sadece gülümsedi. Lily tepki vermeden elindeki mektupla uğraşıyordu. Mutsuz... mutsuz görünüyordu. Sanırım, yine kardeşi sorun çıkarmış olmalıydı.
"Hey," dedim şöminenin önüne, onun yanındaki mindere kıvrılırken. "İyi misin, Lily?" Gözlerini yanan ateşe dikmişti, sorumla beraber bana çevirdi. Yaşlarla dolu gözlerini kırpıştırmasıyla yaşlar yanaklarından süzülüverdi. "Oh, gel buraya." Kollarımı ona sarıp vücudunu yakınıma çektim ve sıcaklığımızı birleştirdim. Hemencecik kollarını doladı ve omzuma yaslanıp ağlamaya başladı. "Eğer ağlamak rahatlatacaksa, ağlayabilirsin."
Bir süre omzumda ağladıktan sonra kafasını kaldırdı. Yanaklarındaki yaşları sildim. Bana gülümseyerek bakıyordu. "Ne olduğunu anlatmak ister misin?" Kafasıyla onayladı, ben de ellerini tutarak konuşmasına yardımcı olmaya çalıştım. "Petunia," dediğinde sesi kırıldı yeniden. "Benden ve benim gibi ucubelerden nefret ettiğini yazmış." Kaşlarım çatılmıştı. Senden ve senin gibi ucubelerden? Sen bir meleksin Lily. Etrafta bir ucube varsa o da Avery!
"Bana bak," diyerek göz göze gelmemizi sağladım. "Sana baktığımda gördüklerim arasında ucube listede bile değil. Sen olsan olsan gıcık olursun." Bunu dediğimde kıkırdamıştı. Çünkü yasak saatte dışarı çıkmamam gerektiğine dair bir şeyler zırvaladığında gıcık olduğunu söylüyordum, ciddi olmayarak. "Sen tanıdığım en iyi insanlardansın Lily. Kardeşin büyücü dünyasını bilmediği için ve sen ondan daha muhteşem olduğun için seni kıskanıyor. Kardeşler arasında normal şeyler bunlar. Ablam beni koltuktan koltuğa fırlatıyor." Artık gerçekten gülüyordu.
Dürüst olmak gerekirse Lily, diğerlerinden ufacık, minnacık farklıydı benim için. Onu güldürmek hoşuma gidiyordu. Arkadaşlığı fazlasıyla gerçek ve saftı.
Konuşmamdan sonra bana sıkıca sarıldığında diğer kızların da üstümüze atlamasıyla neredeyse şöminenin içine düşecektik.
"Marls çok haklı. Onun yerine seninle arkadaş olduğumuz için çok şanslıyız." Mary bunu söylerken Lily'nin sırtını sıvazlıyordu. "Zamanla düzelecektir, Lily. Annem hep öyle der." Alice aramızdaki en sakin görünümlü olan olduğu için onun cümleleri biraz daha olgundu bizimkilerden. "Biliyorsun, neredeyse önümüzde altı yıl var. Ondan daha iyi kardeşler olacağımıza bahse girerim." Dorcas bunu söyledikten sonra Lily'e göz kırpmıştı.
Esmerdi, fazlasıyla. Gözleri ve teni aynı renkti. Saçlarını kıvır kıvırdı ve bazen saçlarıyla oynamamıza izin veriyordu. Saçlarında tarak kırdığı her zaman onunla dalga geçmek yeni aktivitemizdi. Dışardan soğuk duruyordu, en son onunla tanışmamızın sebebi buydu. Tanıştıktan sonra yavaşça açılmaya başlamıştı. Bize anlattığı denizci hikayeleriyle gülmekten karnımıza ağrılar giriyordu. Komikti ve sevecen. Aslında fazlasıyla havalı bir görüntüsü vardı. Bandanasıyla ya da taktığı çiçekli tokalarla.
"Pekala," Mary ayaklandı ve bize karşı konuşmaya devam etti. "Annem bana şekerlemeler göndermiş. Diyorum ki beraber mi yesek?" Bu haberi bu zamana kadar nasıl söylemezsin, diye bağırmamalıydım sanırım. Onun yerine diğerleri gibi heyecanla yerimden kalkıp odamıza yöneldim.
Ah, şekerlemelere hasret kalmıştım. Annem bana şekerleme göndermeyerek beni cezalardan uzak tutabileceğini sanıyordu çünkü. Her mektubumun sonuna 'YALVARIRIM BİRAZ OLSUN ÇİKOLATA GÖNDERİN! ŞEKERİM DÜŞTÜĞÜNDE NE YAPACAĞIM!' yazmama rağmen epeyce inatçıydı. Sanırım ben de ona çekmiştim. Ben istemekten vazgeçmiyorum, annem de göndermemekten.
Ama şanslıyım ki Mary fazla paylaşımcı.
Şanslıyım ki iyi arkadaşlarım var.
Şanslıyım ki seviliyorum.
*
*
*
"Vazgeçecek miydim? Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımın Her Köşesi | Dorlene
FanficZaten aklı başında biri değildim. Artık aklım tamamen sende. Mutlu musun? Ciddi anlamda soruyorum; aklımın her bir köşesine sahip olduğun için mutlu musun? marlene mckinnon x dorcas meadowes minific @remlupid çiçeğime hediyemdir. victoria, with l...