YENGE

50 2 0
                                    

Bengi elindeki dosyalar ile adliye koridorunda aceleyle yürüyordu. Duruşma beklediğinden biraz uzun sürmüştü ve istediği sonucu alamamıştı. Bu yüzden canı sıkkındı. Mahkeme ileri bir tarihe ertelenmişti. Müvekkilini hayal kırıklığına uğratmış gibi hissediyordu. Kafası o kadar meşguldü ki koridoru dönünce sert bir şeye çarptı ve elindeki dosyalar yeri boyladı.

"Bir bu eksikti..." diye söylendi huysuzca. Neye çarptığını görmek için bakışlarını kaldırınca şaşırdı. "Ahmet savcım, siz miydiniz?." Dedi sıkıntıyla. "Kusura bakmayın acelem vardı, sizi görmedim."

"Önemli değil avukat hanım. Bakıyorum dalgınsın." Diyerek Bengi'nin toplamaya çalıştığı dosyalara yardıma koyuldu. Hızlıca dosyaları topladılar.

Bengi, dosyaları savcının elinden alırken mırıldandı. "Teşekkür ederim sayın savcım. Duruşmam ertelendi de, bugün kesin sonuç almayı bekliyordum." Dedi sıkkınca.

Savcı gülümsedi. "Sen halledersin avukat hanım."

"Öyle umuyorum..."

"Ee o zaman sana eşlik edeyim dışarı kadar. Bende çıkıyordum." dedi Ahmet savcı yürümeye başlayarak.

Bengi de yürümeye başladı onunla birlikte. "Olur, sayın savcım."

Ahmet savcı gülümsedi tekrar. "Bana bir yemek borcun var hala, unutmadın değil mi?"

Bengi bunu gerçekten unutmuştu. Yüzbaşısı Kemal Bey aklını başından öyle bir almıştı ki aklında yemek memek kalmamıştı.

"Sayın savcım tamamen aklımdan çıkmış. Bu aralar çok yoğundum." Dedi Bengi yürümeye devam ederken.

"İşte şimdi olmadı Avukat Bengi Hanım. O gece yemeği iptal ettik diye böyle yapıyorsan çok önemli bir dava vardı. Ormanlık alanda ceset bulunmuştu ve oraya gitmem gerekiyordu."

Bengi sıkıntıyla nefes aldı. "Biliyorum Ahmet savcım. Onun için yapmıyorum. Siz de, ben de yoğunduk, nasip olmadı bir türlü." Diye geçiştirmeye çalıştı.

Çıkışa gelmişlerdi. Güvenliğe selam verip dışarı çıktıkları sırada Ahmet savcı konuştu. "Şimdi işin yoksa birlikte bir yerlere gidebiliriz." Diye teklifte bulundu beklentiyle.

Bengi ise biraz şaşkındı çünkü şuan böyle bir şey beklemiyordu. Boğazını temizledi. "Kusura bakmayın sayın savcım acelem var demiştim ya size."

Açık otoparka geldiklerinde Bengi etrafı taradı ve ilerde siyah arabasına yaslanmış şekilde onu bekleyen Yüzbaşısını gördü. Acelesi hep bu adam yüzündendi. Yüzbaşısı Kemal Bey onu görünce kaşlarını çatmıştı ve arabasından doğrulmuştu. Bengi, savcıya dönüp hafif gülümsedi.

"Başkasına sözüm var da..." demesiyle Yüzbaşısının yanında bitmesi bir olmuştu.

Ahmet savcı ise şaşkınlıkla gelen adama bakmıştı. İkisi arasında gidip geldi bir süre. "Anladım avukat hanım." Diye mırıldandı.

Elini uzatıp gelen yüzbaşıyı selamladı. "Yüzbaşı Kemal Bey..."

Kemal de uzatılan eli serçe yakaladı. "Ahmet savcım..."

Bengi, ikisi arasındaki bu kısa selamlaşmanın minik bir uyarı olduğunun farkındaydı. Özellikle Yüzbaşısı Savcının elini kıracaktı. O yüzden hızlıca aralarına girdi.

"Yüzbaşım Kemal bey..." dedi gülümseyerek. "Çok bekledin mi? Duruşma uzadı da."

Yüzbaşısının kaşları çatıktı ama sorusu üzerine tokalaşan eller birbirinden ayrıldı. Ciddiyetle kendisine döndü. "Yok Kızıl, yeni geldim sayılır."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR VATAN DAVASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin