Chishiya resmen dona kaldı. "Neyden bahsediyorsun?" dedi sesinde en ufak duygu kırıntısı yoktu. Mei gülümsemekle yetindi ve bir şey demeden çatıdan ayrıldı. Blöf yapmıştı aslında, emin olduğu bir şey yoktu. Ama sürekli alaylı bir tavırda olan Chishiya'yı bu kadar tepkisiz görmek biraz olsun anlamasını sağlamıştı.
Akşam olduğunda Sahil tam bir curcuna ortamıydı. Şapkacı'nın oyuna gidişini kutluyordu herkes. Mei, Kuina ile bir köşede olup biteni izlerken bütün gün ortalarda görünmeyen Chishiya yanlarına gelmişti. Mei'ye baktı. Bakışları yumuşamış, sanki bir şeyleri kabullenmiş gibiydi. Bütün gün ortada gözükmemesinin sebebi de muhtemelen kendi kendine girdiği münakaşa olsa gerekti.
"Sonunda gidiyor." dedi Kuina sessizliği bozarak. "Yarın her şey değişecek gibi." diye ekledi Mei.
Beklediği gibi oldu Mei'nin. Sabah olduğunda bütün yöneticiler apar topar toplantıya çağırılmış ortalıkta sessiz bir telaş vardı. Kuina ve Mei neler olduğunu bilmiyordu ancak az sonra yanlarına gelen Chishiya'dan bilgileri almışlardı. Oğlan içeride olduğu sürede yönetim bile el değiştirmişti. Mei gülümsedi, "Yeni lider Aguni, ha?" diye mırıldandı. Silahlılar tarafından yönetilme fikri ne kadar korkunç gözüksede üçü de bunun uzun sürmeyecek olduğunu biliyordu.
Hepsi çatıda toplanmışken Chishiya söze girdi. "Pekala, planımızı uygulama vakti. Bu gün yöneticiler arasında toplantı olacak ve yeni lider siyah zarfı açacak. Biz toplantıdayken, Arisu odaya sızacak ve kasanın yerini öğrenmeye çalışacak. Kızlar ise gözcü." Arisu endişeyle konuştu. "Kasanın şifresini nasıl bileceğim?" Chishiya herkese birer telsiz verdi. "İletişimde olacağız. Sen kasayı bulduğunda şifreyi sana söyleyeceğim." Arisu onayladı.
Herkes ayrılırken, Mei seslendi. "Shuntaro." Chishiya bunu beklercesine söze girdi. "Ben de konuşmak istiyordum." Mei'ye doğru adımladı aralarında biraz mesafe bıraktı.
"Hm. Sanırım haklısın."
"Ne konuda?" dedi Mei.
"Sana olan hislerim hakkında. Lakin bilmelisin ki, asla duygularımın beni kontrol etmesine izin verecek değilim. Seni ayrı bir yere koyacağımı sanmıyorum." Gülümsedi. "Yine de bana hoş duygular yaşatıyorsun." dedi.
Mei gözlerini oğlanda gezdirdi. "Yaşamaktan bu kadar korkma, Shuntaro." dedi aynı zamanda gülümsüyordu. Oğlana doğru yaklaştı. Mei, oğlandan hafifçe uzundu, bu yüzden yüzünü eğmesi gerekti. Eğildi ve sarışının yanağına bir buse bıraktı. Chishiya tek kaşını kaldırıp kıza baktı. Açıkçası şu an içinde anlamadığı hisler midesini yaksa da, ifadesini bozmamaya özen gösterdi.
"Başka bir dünyada, başka biri olarak seninle tanışmak isterdim. Senin duygularından kaçmadığın bir dünyada." Mei çatıdan ayrılmadan hemen önce söyledi. Arkasında ise şaşkın bir Chishiya bıraktı. "Hm... Yaşamaktan korkmak mı?" kendi kendine mırıldandı.
"Hayatı bu kadar ciddiye almanın bir anlamı var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll Never Forget
Fanfiction"Yıldız kayıyor, bir dilek dile." "Seni asla unutmamayı diledim." "Dileğini söylersen gerçek olmaz derler."