thirteen

39 3 0
                                    

Herkes yanan oteli terk etmişken, Chishiya yuvarlak masaya doğru ilerledi ve kupa onlusu kartını eline aldı. "Oldukça ısrarcısın da." Gerisinden gelen sesle gülümsedi. "Bununla birlikte resimli kartlar dışındaki bütün kartlar elimizde. Ama merak ediyorum oyun yöneticileri ne görmemizi istiyor?"

Kuina cevapsız bıraktı ama başka bir soruyla yanıt verdi. "Bu arada, Mei?" Chishiya aklına çok önemli bir şey gelmişcesine kıpırdandı. "Usagi çıktığında onun da senin yanına gelmiş olabileceğini düşündüm." Kuina tek kaşını kaldırdı. "Görmedim bile."

Sütunların arasından adım sesleri yankılandı, yüzü yere eğikti kızın. Kollarını birbirine bağlamış, usulca onlara yaklaşıyordu. "İhanet, iyi hissettiriyor olmalı." dedi dumanların içinde bedeni iyice belli olarak. "Belki de oyun yöneticileri sadece insanlığımızı ne kadar aşağılayabileceğimizi görmek istiyordur." Yüzünü kaldırdı ve direkt Chishiya ile göz teması kurdu. "Selam." dedi gülümseyerek.

Chishiya Mei'nin yüzünü gördüğünde, pişmanlığının zirvesini yaşıyordu. Onun yüzünden olmuştu, kız ise hala ona gülümseyebiliyordu. Kuina öne atıldı. "Ne oldu sana böyle?" diye çığırdı. "Sanırım atletik olmayan birine yanlış görev verdiniz." Chishiya'yı suçlamayacaktı tabi ki. Hiçbir şey olmamış gibi davranıp o güzel gülümsemesini verecekti. Gerçi kız artık güzel gözüktüğünü düşünmüyordu.

Gün ağarırken üçü birlikte Chishiya'nın bulduğu haritadaki yere gitmeye karar verdiler. "Yol üstünde eczaneye uğrayıp yüzüne bakalım." dedi sarışın. Suçluluk duygusuyla kavrulurken en azından bu kadarını yapmayı istedi.

Eczaneye vardıklarında, Chishiya Mei'yi oturttu ve raflarda ilaç bulmak için göz gezdirdi. Bir kaç krem, antiseptik ve bandajlar ile geri döndüğünde, kızın çenesini tutarak yukarı bakmasını sağladı. Kuina ortamdaki havayı almış, belki onları yalnız bırakırsa iyiye gidebilir diye düşünmüştü. "Biraz etrafta göz gezdireceğim. Buralardayım." diyip dışarı çıktı.

"Suzuka." dedi. Sesi acı çeker gibiydi. Parmakları narince kızın yaralarında geziyordu. "Beni affetmemelisin." diye devam etti.

"Peki sen kendini affedecek misin?"

"Hayır." dedi oğlan düşünmeden.

"O zaman benim affetmememin bir anlamı yok." Gülümsedi kız.

"Eğer şu gülümsemen yüzünden bir saniye olsun silinecek olsaydı, o zaman kendimi cezalandırırdım."

"Biraz değişmişsin Shuntaro."

"Biraz mı?" değiştiğini bile düşünmüyordu oğlan.

"Artık kaçmayı bıraktın mı? Yoksa dinleniyor musun?"

Cevapsız bıraktı oğlan. Kızın yüzüne bandajları yerleştirdi. Yüzünü eğdi ve birbirlerinin nefeslerini hissedecek kadar yakında durdu. "Sadece kapalı kalbimden içeri girmene izin veriyorum."

"Çoktan orada olduğumu sanıyordum."

"Yenilgiyi henüz kabul ettim."

I'll Never ForgetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin