13

87 17 67
                                    

Jimin'den;

Annem halamların oturmaya geleceğini söyleyince baba tarafından uzak Allah'a yakın diyerek evden kaçtım. Tek başıma koca günü dışarıda geçirmeyeceğim için arkadaşlarımın başına bela olmaya karar verdim.

(Sürekli baba tarafı= nefret duygumu ortaya çıkıyorum k.b.)

Namjoon şaşırtmayıp ders çalışacağını söylediği için ve Tae'den başka da yakın arkadaşım olmadığı için de onunla gitmeye karar verdim. Uzaktan durup izlerdim bitince de birlikte takılırdık.

Taehyung: Jimin bak görünme sakın. Sonra ilk günden arkadaşı ile gelmiş demesin.

Jimin: He Tae he. Bende seni seviyorum.

Taehyung söylene söylene yanımdan uzaklaşınca sahayı gören banklardan birine oturdum. Sırtımdaki çantamı çıkarıp yanıma koydum. Bir süre uzaktan Tae'yi izledim. Heyecandan yerinde duramıyordu. Ara ara arayıp sakin olmasını söyledim ve arkadaşlık görevimi yerine getirdim. Ama en son ki aramamda yüzüme kapatınca sinirlenmek üzereyken bizim meşhur Min Yoongi'nin geldiğini gördüm. Direk çalışmaya başladıklarında bende tek başıma sıkılmaya başladım

Neyseki full şarjım, yeni yaptığım internet paketim ve kulaklıklarım ile kendime mükemmel atmosfer yaratıp oyuna girdim. Etrafta insan olmaması hoşuma gitmişti. Maalesef sevemiyorumdum da.

Jimin: Çekil lan önümden. O benim. Lan çekil. Hay senin ananı öldüm işte Allah kahretsin. Tam dayaklı-

Kulağımdan ayrılan kulaklığım ile irkilip kafamı kaldırdım ve başımda duran aptal sırıtışlı adama baktım. Yine nereden çıkmıştı bu

Jungkook: Sakin ol. Bu kadar sinirlenme bak yüzün erken kırışır.

Jimin: Nerden çıktın sen?

Jungkook: Annemden diyip muhabbeti baştan bitirmek istemiyorum.

Jimin: Desen işime gelirdi.

Jungkook: Dün mesajlaşırken öyle demiyordun? Tüm gün hemde.

Jimin: Can sıkıntısındandı. Üstüne mi alındın.

Jungkook: Benimle konuştun.

Jimin: Sana rağmen senle konuştum. Büyük başarı.

Jungkook: Jimin artık beni ciddiye alsanda ciddi anlamda tanışsak?

Jimin: Ne? Sen ve ciddi olmak mı?

Jungkook: Beni daha 2 gündür tanıyorsun ki gerçekten hiç tanımıyorsun. O yüzden önyargılı olmasak?

Jimin: Şöyle yapalım. Sen kulaklığımı geri ver. Ben oyuna girip söylediklerini düşüneyim. O süre zaafında da sen bir güney kutbuna kadar git.

Jungkook: İlla peşinden koşturacaksın.

Jimin: Koş Jungkook ama bana ters olan tarafa

Elindeki kulaklığımı kapıp geri taktım ve oyuna devam ettim. O ise tüm bu süre boyunca yanımda oturup (oyunumu beni mi emin olmadım) izledi.

Sonunda oyundan da sıkılınca aklıma annemin atıştırmam için bir şeyler koyduğu geldi.

Yanımda duran çantayı kucağıma yerleştirip karıştırmaya başladım.

Jimin: Ah ne? Muzlu süt mü. Hadi ama. Sütten nefret ederim.

Jungkook: Boyundan belli oluyor

Jimin: Ha ha ha Bay kendini beğenmiş.

Çantada en sevdiğim bisküviyi bulunca mutlu olup çantayı tekrar yanıma koydum.

Jungkook: İçmeyeceksen bana versene.

Hayranınım ~ Taegi/ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin