09- scott street

69 11 54
                                    

oy vermeyi unutmayın ☹️

önceki bölümdeki yoshi'yi unutmayın bu arada tekrar karşımıza çıkıcak
alin size bolum

-

gözlerini büyütüp şaşırdıktan sonra tepkisini değiştirdi. bu sefer gözlerini kısıp kocaman gülümsedi. kıkırdayıp "ne bekliyoruz? çıkalım. " diyip kapıyı açtığında oflayarak montumu ve anahtarımı aldım. ışığı kapatıp ardımdan kapıyı kapattım. merdivenleri indiğim sırada montumu üstüme geçirip apartman kapısına çıktım.

yeonjun önümden çıkmış jihoon'un penceresini tıklatmıştı. jihoon gülerek el salladığında gözlerimi devirip açık farların önünden geçtim. yan koltuğa yerleştiğim sırada ona bakmadan hızlıca kemerimi taktım. yeonjun'da bindiğinde direksiyona tutundu.

"neden kemerini taktın ki? " diye sordu.

"sana güvenmiyorum. " diyip memnuniyetsizlikle kollarımı kavuşturdum.

"boşver bunu beni al. " diyen yeonjun'la arkamı döndüm. "yeonjun. " diyip gözleirmi diktiğimde devam etti. "ciddiyim bu arada, bu ne be nankör. "

"yeonjun! "

"hyunsuk!"

güldüğünde "kesin şunu, " diyip arabayı sürmeye başladı. "neyse ki tek kardeşim. " dediğinde ona döndüm. yüzündeki gülümsemeye üzülüp önüme döndüm. buğulanan cama yüzümü çevirdim.

kollarımı ayırıp parmağımı uzattım. camın ortasına kocaman bir yıldız çizip gülümsedim. yanına çöp adam çizip kollarını yıldıza uzattım. bence mükemmel olmuştu.

trafik ışıklarında durduğumuz sırada yağmur damlaları ve ışıklarla birleşen görüntüsüne kıkırdadım. önüme döndüğümde beni izlediğini farkettiğim jihoon'a bakmamaya çalıştım. çok geçmeden gülümseyip önüne döndü.

garipsesemde uzatmadım. kırmızı ışık devam ederken kabanının içinden bir paket çıkardı. çıkardığı paketle gözlerimi büyütüp kolunu tuttum. şaşkınca bana baktığında "sen sigara mi içiyorsun? " diye sordum.

bir pakete birde bana baktı. "hiç içmiyorum bile denebilir. "

elimi kolundan çekip "yinede içme. " dedim önüme dönerken.

hala elinde olan pakete gözüm kaydığı sırada siyah pakete baktım. "Djarum? "

gülümsedi. "hm hm, hoşuna mı gitti? " diye sorduğunda yüzümü buruşturdum. "hiçbir sigara hoşuma gitmez. "

omuz silktiğim sırada yeşil ışıkla paketi cebine geri koyup sürmeye başladı. hala hadise çıkarmayan kardeşime döndüm. gülerek mesaj yazarken yakaladığımda kaşlarımı çattım. elinden telefonu çekecek değildim, önüme geri döndüm.

yaklaşık 10 dakikanın sonunda arabadan çıkmış girişe doğru ilerlemiştik. jihoon'u gördükleri gibi eğilen görevlilere küçümseyici bakışlar atıp saçımı savurdum.

"şu koridorun sonu mutfağa çıkıyor, orda seninle ilgilenecekler. "

jihoon'un söylediklerine kocaman gülümseyen yeonjun, başını eğip bana baktı. kollarım bağlı başka tarafa baktığımda hiçbir şeyden memnun olmayan çocuklar gibi olmuştum, farkındaydım en azından.

belimden tuttuğu sırada yeonjun'a baktım. "sen gitsene artık. "

sırıtıp "görüşürüz, abicim. " dediğinde elimi uzatsam da vuramadan kaçmıştı. yeonjun gözden kaybolurken bana döndü. eli hala belimdeyken "bir şeyler içip öyle gidelim. " dedi.

under the influence, hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin