12- art deco

78 12 15
                                    

𖤐-

"rahat dur aq"

"ya ama bak yanıyor bu! bir şey olmasın? " bıkkınlıkla defalarca şöylediğim şeyi söylemek amacıyla dudaklarımı araladım.

"ya jihoon. hayatım. aşkım. bitanem ne boksa! kaç defa söylemem gerekiyor. normal bir şey yanar yani. ayrıca açıcı yakar boya değil? "

"ya ama acıyor. " gözlerini yukarını dikip söylediğinde "aha bak geçti! "

nefesimi verip son tutamını boyadıktan sonra gülümsedim. "bitti! "

"ne kadar beklicez şimdi? " diye sorduğunda "45 dakika, " aynada kendime bakıp düşündükten sonra "yani sanırım. "  diyip bende saçlarıma baktım.

lavabo kenarına yaslanıp yüzünü avuçları arasına aldı. "45 dakikada ne yapsak? " diye bıkkınlıkla sorduğunda omuz silktim. "bilmem."

"uno oynamayı biliyor musun? "

başımı sallayıp onayladım. "45 dakikada yapacağımız başka bir şey yok sonuçta. " imalı gözlerine bakıp göz devirdiğimde ellerimi yıkamaya koyuldum.

"ben gidiyorum" sıkıldığını sözlerinden anladığımda gülerek "üstündeki naylonu çıkartma bak! bir yere falanda yaslanma sakın. " diye seslenerek ellerimi kuruttum.

boya kokusundan öksürmeye başladığımda kapıyı açıp gitmesini sağladım. ortalığı toplayıp sildikten sonra odaya girdim.

bir yere oturmuş telefonuyla oynayan jihoon'a bir de yerde kartlara baktım. hızlıca yanına çömelip telefonuna baktığımda gülümsedim.

"araba oyunu mu oynuyorsun? "

"evet. yeni motor aldım nasıl? " diyip ekranı gösterdiğinde "oha çok güzel! " diyip ekrandan inceledim.

"kaç dakika oldu şimdi? "

"saat kaç oldu? "

"22:34"

"daha 10 dakika bile olmamış! " diyip çömeldiğim yerden kalkıp karşısına oturdum. o da telefonu kapatıp "kaçta beklemeye başladık ki? " diye sordu.

"ben 20 geçe sende 25 geçe"

düşünür gibi yapıp kağıtları karıştırmaya başladığında bacaklarımı birbirine bağladım.

kağıtları eşit şekilde dağıttığında heyecanla açıp inceledim.

"dağıtacağın kartlara sokuyum senin ya! "

"niye ya bana güzel gelmiş. " sırıtıp konuştuğunda "ben başlıyorum" diyip ilk kağıdı attım.

renge göre kart attığında daha da kırmızı kartımın olmadığını farkettim. hızlıca bir kart çekip heyecanla attım.

"+4 sana. " diyip kahkaha attığımda burnundan gülüp hızlıca kağıdı çekip çıkardı.

ortaya atıp "+8 canım çek. " dediğinde gözlerimi kapatıp sabır diledim. sekiz tane kart çekip çıkan kağıtlara gülümsedim.

"atsana. "

"ben çektim atamam salak"

"ha" diyip kağıtlarına baktı. "o zaman al sana +2 "

altında kalmayıp hızlıca bir +2 daha attım. o da yanağını ısırıp hızlıca bir tanesini daha attı. renk değiştire değiştire ilerdiğimizde sesli gülüp birini daha atmıştım.

en sonunda atıcak kartı kalmayan jihoon'la alttaki kartları sayıp "8 tane alıcaksın. " diyip sırıttım.

oflayarak çektikten sonra hepsini açarak yüzünü gizledi. üç tane kartı art arda atmayı planlamıştım. öylede yapıp farklı renk ama aynı sayı olan kartları art arda attım.

under the influence, hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin