04- game starts

86 11 79
                                    

taegy7nlvr ipad al daha kolay yazarım nasıl

kemalin yaptı mesudeeeee
kırgın çiçekler izlerken kaldırıp bölüm yazdıranlar utansın (leyley)
depresyondayım görüşrz

-

"nerdesin sen! "

ayaklarımı sürte sürte içeri doğru geçtiğimde nefesimi verdim. "seninle konuşuyorum! "

"yeonjun, yeterince yorgunum. "

"hyunsuk sen aptal mısın!? iki gündür yoksun? her yerde seni aradım! yorgunum diyip geçiştiremezsin. "

"işim vardı. "

"ne işi amına koyayım!? antrenman yaptığın yerden tut gittiğimiz kafeye bile gidip baktım! "

kendimi koltuğa bırakıp iyice yayıldım. gözlerimi kapatıp uykuya dalmayı bekledim.

"o çocuk bir şey mi yaptı sana? bilmediğim bir şey mi var? " diye soru yağmuruna tutulmuştum tekrardan. mızmızlanıp yüzüne baktım. "kafam dağınıktı sadece. topladım ve geldim. "

"güzelmiş, nedense bu kafan hep dağınık. "

"yeonjun! "

"ne yapıyorsan yap. " diyip gittiğinde gözlerimi tekrar kapatıp koltuğa yayıldım. çalan telefonumla oflayarak cebimden çıkardım. tanımadığım numara aradığında şüpheyle açıp "alo? " diye seslendim.

"telefonumun yerini söyle piç! "

hem küfürle hemde tanıdık sesle gözlerim faltaşı gibi açıldığında koltukta oturur pozisyona geldim. "n-ne? "

"ya bak, 2 gündür tamam mı bak 2 gündür arıyorum çaldıysan bile söyle amk"

"ne alaka şuan. "

sessizlik olduğunda aklıma gelenle ayağa kalktım. "siktir... "

kaldırımda unutmuş olabilirim.

"ne? " diye sorduğunda dudaklarımı ısırdım. "ben... sanırım kaldırımda unuttum... " dediğimde vereceği tepkiyi bekledim korkuyla. "gerçekten mi? "

görecekmiş gibi başımı sallayıp "gerçek. " dedim.

nefesini verdiğini anladığımda "bir telefon borçlusun? " dediğinde "NE! " diye bağırdım. "saçmalama param falan yok benim. "

kapıda olduğunu farkettiğim kardeşimle yerimde sıçradım. kalbini tutup kaşları çatılı olana sessiz sinema oynuyordum adeta. "bu umrumda değil. fazla dürüstsün aslında, hırsızlık o kadar zor değil bu devirde-"

"mal. " diyip telefonu yüzüne kapattım. amacım kardeşime bir iş çevirmediğimi göstermekti.

"ne parasıymış bu? " diye sorduğunda "hani ne istersem yapabilirdim? ne diye sorgularsın küçük? "

"hyunsuk, iyi dövüşürüm. "

"hadi ama çok ciddisin. saçma sapan bir dolandırıcı işte. " diyip kapıdan çıkmaya çalıştım ancak omzumdan tutup geri itti. "ne saklıyorsun? "

"of yeon! "

"hyunsuk!!! yeter! " diye bağırdığında şaşkınca yüzüne baktım. "ciddiyim yeter! "

gözlerinin doluşunu gördüğümde geçmişi sorguladım. bu hafta içinde bir çok kez kavga etmiştik, hiç olmadığı kadar. güçsüzlükle elini indirip dış kapıya yöneldiğinde "yeonjun" diye seslendim. elini 'gelme' der gibi salladığında yerimde durdum. kapıyı çarpıp kaybolduğunda telefonumu çıkardım. bir süre isminin üstünde durduğumda nefesimi verip vazgeçtim.

under the influence, hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin