06- picture, picture

75 10 37
                                    

selam aq
alın size bolum

arkadaslae yanlis seyler olursa uyarin iki utanir duzeltirim yav (hyunsuku hoonsuk diye yazmistm)

-

ayağa kalktığım gibi elimi tutup engelledi. elimi aşağı çektiğinde kalktığım yere tekrardan oturdum. bileğimi sıkı sıkı tutan ona baktım.

"neden? " diye sordu.

kahkaha atmamak için zor dursam da kısıkça gülüp "neden mi? "

"geçmişimi kullanmak istiyorsun? "

"bu senin için iyi bir şey sayılmaz mı sencede? zengin bir hayat süreceksin. "

kıkırdayıp saçlarımı geriye attım. "ne kadar süre? peçete gibi olmayacak mıyım senin için? kullanıp atıcaksın işte. "

kollarını kaşırken bana baktı. "buna ihtiyacım var. emin ol bu işin sonunda sende zengin olursun. " dediğinde tekrardan ayağa kalktım.

"bir daha, " diyip gözlerime odaklanan gözlerine baktım. "bir daha arama. " diyip adımlarımı ışıklara doğru hareket ettirdim. geride bıraktığımla vicdanım sızlamamıştı bile.

kaldırıma geri çıkıp ayağa kalktım. elinde telefonuyla uğraşan yeonjun'un yanına gidip başında dikildim. dolu gözlerime ona baktığımda sorgulayarak yüzümü inceledi. "hyunsuk-"

"eve gidiyoruz hadi. " diyip kestirip attım. yola doğru yürürken arkamdan yetişmişti. "hyunsuk, ne oldu? " diye sorduğunda elimi aşağı yukarı sallayıp taksiyi durdum. hızla bindiğimde o da arkamdan yerleşti hızlıca.

evin yolunu tarif edip kemerimi taktım.

az önceye kıyasla soru sormayı bırakan yeonjun'a baktım aynadan.

kollarını bağlamış bana çoktan ordan baktığını farkettiğimde gözlerimi kaçırdım. tırnak etlerimle oynamaya başladığımda sallanan ayağımı durdurmaya çalıştım. tırnaklarımı yiyip dışarıya baktığımda mutlu ailelere rastladım.

el ele tutuşan çift ve önlerinde oyun oynayarak yürüyen çocuklara, oğlunu sallayan anneye, parkta oynayan çocuğuna gülümseyen babaya...

2 çocuğa bakmak zor bir şey değildi maddi açıdan. tabi manevi açıdan bazen öyle olmazdı. bazı ailelerde öne çıkan çocuklar olur. aslında ben yeonjun'un daha çok sevilmesine bir şey demezdim. en küçük kardeş olupta onu seveceklerse cidden kıskanmazdım. asıl sorun maddi değildi, maneviydi. bir anne baba, maddi açıyı düşünüp çocuk yapmazdı zaten. aileyi, aile yapan para pul değildi.

yani benim için değildi.

gözlerim her geçen aileyle daha da dolarken dudaklarımı birbirine bastırdım. titreyen ellerimle teslim olan yaşlarımı hızlıca sildim. nefes alıp verdiğimde kucağımda ki ellerime baktım. geçmişi nasıl öğrendiğini bile bilmiyordum. tanımadığım birini neden arardım ki?

telefonuma gelen mesajla kıpırdadım. montumdan çıkarıp elime aldığında ekranı açtım.

yeonjun:
sende gördün değil mi?

elimle ağzımı örttüğümde gözlerimi kapattım. kısa sürede şifreyi girip mesaj ekranına girdim.

yeonjun:
biz buna alışığız. neden ağlıyorsun?

dolu gözlerimle burnumu çektim.

duygulandım sadece

hem neden sordun ki?

under the influence, hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin