"Neden beni hamama getirdin?"
Üzerimdeki tişörtü çıkarırken sordum. Seungcheol'ün gözleri üzerimdeyken ellerimle vücudumu kapatmaya çalışıyordum. Elleri yumuşakça siyah saçlarımda geziyordu. "Ne kadar yumuşaklar." diyordu.
Ondan hafifçe uzaklaşırken "Bir şey sordum." dedim.
Gözleri gözlerimi bulduğunda donuk yüz ifadesiyle gözlerini kırpıştırdı.
"Sadece bunu güzelce yapmak istiyorum." dedi elleri saçlarımdan kayarak kulağıma değerken.
"Demek istediğin ne?"
"Burası seni ilk gördüğüm yer. Doğru düzgün senden özür dilemek istiyorum."
"O kadar yer edindiyse içinde, buna gerçekten isteklisin." dedim ve güldüm.
Cebinden çıkardığı telefonu bana tuttu. Eli saçımda hafifçe dolanırken fotoğrafımı çekiyor gibi tutunca telefonu, ellerimi üzerime kapatmaya devam ediyorken istemsizce gülümsedim.
"Hey, beni böyle çekemezsin, illegal bu!"
Seungcheol umursamadan çektiği fotoğrafı çevirip bana gösterdi.
"Çok güzel çıktın."
"Ama çıplağım."
Ellerimi tutup bedenimden ayırmak için çözdü, üzerimdeki atleti eteklerinden tutup çıkarırken "Bir önemi var mı, her şeyini gördüm." dedi.
Atlet başımın üstünden çıkarken dudaklarını alnıma değdirdiğinde hayretle baktım. Onu bu kadar hızlı değiştirecek ne olmuş olabilirdi?
Ben durumun şaşkınlığı ile onu izlerken üzerindeki gömleğin düğmelerini çözdü, gömlek seksi bir şekilde vücudundan sıyrılarak çıktığında gözlerim vücuduna kaydı. O döşünü öyle özlemiştim ki ellerimle masaj yapmak için can atarak yutkundum. Ama daha çözülmesi gereken bir mesele vardı, ilk hareket ondan gelmeliydi ki onu çabucak affetmediğimi bilmeliydi.
Pantolonlarımızı çıkartıp birbirimizle bakıştık. İkimiz de utançla gülerken bakışlarımızı kaçırıyorduk. Peştemalleri sararak hamama giriş yaptık.
"Hadi uzan."
"Ne?" diye Seungcheol'e baktım, bana başıyla taşı işaret ederken dönüp taşa ilerledim. Herhalde hemen yapmamızı beklemiyorsun değil mi?
Ilık taşa uzandım, vücudum sıcaklıkla birleşirken Seungcheol yanımda bitmişti. Elleri sırtımda hafif hafif masaj yapmaya başlarken "Jeonghan" dedi.
"Bugün seni iyi hissettireceğim."
Kısaca hemen yapsak olmuyor mu, şu anda feci derecede kalbimi yerinden çıkartmak istiyor gibisin. Ama hayır, hayır, şimdi değil.
Nazikçe sırtımda dolaşan elleriyle masaj yaparak beni mayıştırıyordu. Ona kendimi teslim etmeye karar verdim ve "Güzelce yap." dedim.
Gözlerim masajın etkisiyle kapandıktan sonra çıkan köpük sesleriyle Seungcheol'e çevirdim başımı. Elindeki keseyi sırtıma koyarken "Ne?! Keseleyecek misin beni şimdi?" dedim.
"Evet? Başkasına yaptıracağına ben yapayım." dedi.
"Kıskanç."
"Öyleyim, ne olmuş?"
"Hiç, hoşuma gitti."
Kıkırdılarım hamamın duvarlarına çarparken Seungcheol nazikçe bedenimi keseliyordu. Bu işlem en sevdiğim şeyken Seungcheol'ün yapması beni nedensizce güldürmüştü.
"Bu kadar nazik olmana gerek yok." dedim muzipçe gülerek. Seungcheol buna "Canını yakmak istemiyorum." diye cevap verdi.
"O gün öyle demiyordun ama." Kıkırdamaya başladığımda Seungcheol popoma bir şaplak attı. Bu acıtmıştı işte. "Ah"layarak titrediğimde "Anı bozmasan olmaz değil mi?" dedi.
"Ama öyleydi, o gün hiç acımamıştın. Sana söylemedim ama iki gün yürüyemedim."
Seungcheol dehşetle "Ne?!" diye bağırdığında hamamda sesi yankılanmıştı, daha sonra sesini alçaltıp "Üzgünüm." dedi.
"Popomu da acıttın şimdi, sızlıyor." dedim dudaklarımı bükerek.
Seungcheol yüzümü tuttu ve büzülen dudaklarımın daha çok büzülmesini sağladı. Başımı kendisine çevirirken dirseklerimden güç alarak doğruldum. Aynı o günkü gibi gözlerinde arzu dolu bakışları vardı. Öpmek ister gibi yaklaşıp daha sonra dudağımı parmağıyla okşadı, dudaklarıyla aramızda santimler kala "Çok yaramazsın Jeonghan." dedi.
Dişlerinin arasından sızarak arzulu bir nefes çekişinin ardından alçak bir ses tonuyla "En çok da bu halini seviyorum." dedi.
Öpüşememenin verdiği heves kırılmasıyla kaşlarımı çattım.
"Neden öpmüyorsun beni?" dedim dayanamayarak. İçimdeki şu isteği de söndürsem ölsem de gam yememdi.Bakışlarını çevirdi, bunu ilk defa yapmaktan korkar bir hali vardı.
O kaçtıkça ben daha çok yaklaştım. "Şu anda bunu yaparsan olacakları biliyorsun Jeonghan." dedi nefesi dudaklarıma çarparken.
"Bırak, ne olacaksa olsun." dediğimde etrafına bakındı, kısa bir bakışma sonrası aradaki mesafeyi dudaklarıyla kapattı. Dudaklarının delirtecek derecede endişe ile karışan arzusu ile titreyişini dudaklarımda hissettiğimde gözlerimi kapattım. Onun acemi öpüşü ile hareketsizce kalan dudakları titremeye devam ediyordu. İşte bu beni daha çok istekli hale getiriyordu ve ben buna sessiz kalacak değildim, bunu ispatlayan, dudaklarımın aralanışıydı.
Elimi göğsüne yerleştirdiğimde kalbinin de titreyişini hissedebiliyordum. Tutkuyla ama nazikçe hissettim dudaklarının her santimini.
Ondan ayrıldığımda kapattığı gözlerini açmıştı. Delici bakışlarından sonra onun yumruk yaparak elinde tuttuğu keseyi sıktığını gördüm. Keseden damlayan köpüklerin yere düştükçe çıkan sesi anın güzelliğini pekiştiriyordu.
"Kendini bu kadar sıkma." diye tebessümle söylediğimde kendisi de keseyi sıktığını fark edip yavaşça gevşetti elini.
Utangaç bir şekilde keseyi ellerinde tutmaya devam ediyordu.
"Nasıl kabadayısın sen?" dediğimde şaşkın bakışlarıyla baktı. "Utanılacak bir şey yaptığında utanırsın. Utanma." dedim.
Öksürerek boğazını temizledi, "Sen çok konuşma bakayım. Kabadayılık da öğretirmiş." dedi ciddi ifadesine bürünmeye çalışırken. Güldüm ve sarıldım. Köpüklü elleri titrekçe sırtıma değdiğinde nazikçe okşadı. Kollarının arasında onun göğsünde gezdirdim elimi.
Parmaklarımı göğüs kıllarının arasında küçük daireler çizerek dolaştırdım:
"Şimdi o karınca gibi hissetmek istiyorum. Korkmayarak ama zevk alarak..."
HAJDJAKDOEK sonda bozdum ama güzel oldu jdjskdkskf
Öhöm
Caratlar olarak bunu hak edecek ne yaptıkkk
Çok güzelsin Han
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hamam // JEONGCHEOL
FanfictionJeonghan bir gün hamama gider ve hamamda iri yapılı, kaslı, kelli felli, yakışıklı bir kabadayıya kesilir. Başlangıç: 2023, 12 Ağustos. Bitiş: 2023, 1 Ekim. #1 - jeongcheol #1 - hamam #1 - cheolhan #1 - jeonghan