yatak 2 (isim bulamadım aq)

291 23 35
                                    

"AAH CHEOL!!"

"Üstte olamazsın demiştim."

"ŞU AN ÜSTÜNDEYİM AMA-!"

"Zeki sevgilim benim."

Bir yatak kırma faciası daha yaşanıyordu yatak odasında. Nasılsa yeniden kırılacak, yeni yatağa ne gerek var?
O nedenle kırık yataktan gıcırdama sesleri ve yatak başlığının duvara çarparak çıkardığı sesler neredeyse evin dışına çıkıyordu.

"Çok yoruldum..." Jeonghan kendisini Seungcheol'ün göğsüne bıraktı.
Seungcheol göğsünde bitik halde yatan sevgilisini çevirip sırtını yatakla buluşturdu;

"Daha yeni başlıyoruz."

Bu gidişle yatağı bırakın evi bile yıkarlardı.

Paramparça olan yatağın üstünde biri bir yana öteki diğer yana serilmiş şekilde yatıyorlardı. Jeonghan dönüp Seungcheol'ün göğsüne sarıldı. "Yeni bir yatak mı alsak?"

Seungcheol sevgilisinin alnından öptü. "Sağlam bir şey lazım." dedi.

Birlikte avm'ye gittiler. Büyük bir mobilya mağazasında yatak seçiyorlardı. Personel onlara nasıl bir şey istediklerini sordu. Seungcheol "Sağlam bir yatak lazım bize." diyerek Jeonghan'ı belinden tutarak kendine çekti. Personelin gözleri şok ile açılırken "Tabi, sizi şöyle alayım benimle gelin." dedi ve onları en sağlam yatakların olduğu yere götürdü.

"Meşe, ceviz, kayın, gürgen ahşaptan yapılan yataklarımız var. Ama size en çok önerebileceğim gürgen efendim."

Seungcheol durup çenesini kaşıdı. Gürgenin işlemesi zordu ve haliyle gürgenden yapılan mobilyalar da daha maliyetliydi.

"Ceviz olsun." dedi Seungcheol.

"Efendim ceviz de uzun ömürlü bir ahşaptır." dedi adam, sonra yanına yaklaşıp alçak bir tonda "Fakat sıklıkla seks yapıyorsanız size gürgen önerebilirim." dedi.

Seungcheol gergince durup görevliye baktı. "Sana ne lan ne yaptığımızdan." dedi sert bakışlarıyla. Görevli bir adım geriye çekildi ve "Bağışlayın, fakat uzun ömürlü bir mobilya için gürgen en iyisidir." diyerek yeniden gülümsedi.

Jeonghan, Seungcheol'ün kulağına yaklaşıp "Bu adam her boka karışıyor, bize pahalı satmaya çalışıyor. Sevmedim." dedi.

"Ama biz çok pahalı bir şey istemiyoruz daha uygun bir şey öner." dedi Seungcheol.

Adam yüzünü buruşturup, "Peki efendim." dedi.

Sonunda cevizde karar kılıp üzerinde düşündükleri bir yatağın özellikleri hakkında konuşmaya başladılar.

"Lan adam mı koparıyorsunuz siz burada!"

Bu ses tanıdıkları birine aitti. Sesin geldiği yöne baktılar, iki uzun adam da yatak odası bölümünden yatak seçiyorlardı. Bunlar tahmin edeceğiniz üzere Meanie'ydi.

Jeonhan, ikiliyi görünce hemen gülümsedi ve kendisini fark eden Mingyu'ya el salladı. Wonwoo görevli ile tartışırken Jeonghan Mingyu'ya
"Siz de mi yatak kırdınız?" diye soruyordu.

"Yok biz eve çıkıyoruz da yeni yatak alıyoruz. Ama fiyatta anlaşamadık." diyerek hararetli hararetli görevliyle konuşan Wonwoo'ya baktı.

Jeonghan "Kolay gelsin ehehe" diye Mingyu'nun omzuna vurdu. O arada Seungcheol de yanlarına gelmişti. Wonwoo da biraz sonra yanlarına geldi. Birbirlerine sarılıp tokalaştılar.

"Yeni eve mi çıkıyorsunuz?!" diye sordu Seungcheol. Wonwoo onaylayıp "Allah nasip ederse mobilya işini de halledeceğiz." dedi. "Allah bir yastıkta kocatsın koçum." dedi Seungcheol.

"Amin. Amin."

Jeonghan ikiliye imrenerek bakıyordu. "Yakında davetiye de alırız." dedi. Ve Seungcheol'le göz göze geldiler.

Wonwoo ve Mingyu yüzük bile takıyordu. Jeonghan kendi ellerine baktı. Aşklarını artık kanıtlayacak bir şey gerekli hissediyordu. Yavaşça büktü dudaklarını. Bu düşüş elbette Seungcheol'ün gözünden kaçmıyordu. Jeonghan'ın küçük elini tuttu. Parmaklarını onun parmaklarının arasına yerleştirdi ve yanağında ufak bir göçük oluşurken gülümsedi.

İşlerini hallettikten sonra eve döndüler.

Jeonghan yorgun bir şekilde uzandı sedire. Seungcheol de yanına gelip başını bacaklarının üstüne koydu. Parmaklarını saçlarında gezdirdi. Bir eliyle yumuşak tutamları okşarken diğer eli Jeonghan'daydı. Jeonghan narince elindeki parmakları okşuyordu. "Biz ne zaman evleneceğiz?" diye sorarak bozdu sessizliği.

Seungcheol bu soruyu bekliyordu, o nedenle şaşırmamış ve gülümsemişti. Jeonghan'ın aşağıdan dokunsan ağlayacak gibi olan bakışlarını seyretti. Saçındaki elini yavaşça sevgilisinin yanağına koydu. "Mümkün mü bu?" dedi.

Jeonghan bunu duyunca kaşlarında bir kızgınlık ifadesi ile çekti bakışlarını ve Seungcheol'ün elini bırakıp kollarını birbirine bağladı. "Evlenemez miyiz yani?" dedi kırgınca.

"Wonwoo bile evleniyor..." dedi sonra. Seungcheol dayanamayıp kahkaha ile güldü ve Jeonghan'ın alnına hafifçe vurdu. "Ne evlenmesi aptal." dedi.

"AMA YÜZÜK BİLE TAKTILAR!"

"Yavrum o sadece bir yüzük. Ne gerek var böyle şeylere."

"Olsun. Hem evlenmek de gereksiz ona bakılırsa. Yüzüğe de gerek yok."

Seungcheol üzgün duran Jeonghan'ı çekip kucağına oturttu, saçlarına, yanağına, çenesine, dudağına ve en son burnuna birer buse kondurdu.

Kollarıyla sıkı sıkı sardığı sevgilisini severken "Bunları düşünme güzelim. Ben sana ömrümü vermişim." dedi.

Jeonghan burukça gülümseyip başını sevgilisinin güçlü kollarına yaslarken Seungcheol nazikçe öptü dudaklarından. Ardından elini tutup dudaklarına götürdü, "Seni seviyorum meleğim." dedi

"Seni seviyorum."

Jeonghan burnuna dolan keskin kolonya kokusuyla gözlerini açtı. Seungcheol elinde tesbihiyle kapıda duruyordu, birine telefon açıp bir şeyler konuştuktan sonra ceketini omzuna atıp daha Jeonghan seslenemeden dışarı çıktı.

Jeonghan üstündeki örtüyü kaldırıp bıkkınca bacaklarını içine çekerek oturdu. Artık onun için zaman, yeni bir bekleyiş zamanıydı...







Hiç tatmin edici bi bölüm olmadı 😔

Ve bundan sonraki bölüm final 🤧

Hamam // JEONGCHEOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin