✵²¹

2.3K 290 1.6K
                                    


i might kill my ex, not the best idea

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

i might kill my ex, not the best idea

"Bugün şirkete gittiğinde Joy'a şöyle bir bak. Azıcık hassasiyetin varsa belki birazcık için sızlar."

Yine o isim. 

Jungkook hala daha tek koluyla Lisa'nın tüm gücüyle ittirdiği kapıyı tutarken kafasını geriye doğru atıp derince bir nefes verdi. Sakinleşmek için tüm hücrelerini aktive ettikten sonra sabırlı kalmaya çalıştığı belli olan yüz ifadesiyle Lisa'ya baktı, "Annem mi bir şey dedi?"

Jungkook böyle sakince konuştukça Lisa'nın sinirleri alt üst oluyor ve Jungkook'u deli gibi tokatlamak, kasıklarına art arda tekmeler atmak, tırnaklarını o pürüzsüz ve yumuşacık gözüken güzel yanaklarına geçirmek istiyordu. Tam şuan o öpülesi dudaklarına, of hayır hayır, patlatılası dudaklarına yumruğu geçirmek harika olurdu.

Jungkook, "Ne söyledi bilmiyorum ama muhtemelen söylediği hiçbir şey doğru değil," diye açıklamaya giriştiğinde dairenin içinde, kısa holün salonla birleştiği duvarın arkasında, gözükmediğine karşı çok emin bir inanç içinde olduğu belli olan Roseanne ile göz göze geldi. 

Roseanne kafasını gizli gizli duvarın arkasından çıkarmış, gözleri merakla açılmış şekilde bir Lisa'da bir Jungkook'ta geziniyordu. Özellikle de şıngırtılı bilekliğindeki pembe kristal boncuklar parıl parıl parlayıp göz aldığı için varlığını resmen çığlık atarak belli ediyordu. 

"Merhaba Roseanne," dedi Jungkook biraz vurgulu bir şekilde ama Roseanne'in bu vurgulu konuşma tarzı yüzünden tek duyduğu şey, "Orada durup beni gözetlemek kaçıncı seviye bir psikopatlık acaba?" idi.

Roseanne hızlıca duvarın arkasından çıktığında gergin gergin küçük kahkahalar atmaya başladı, "Ahaha, günaydın Bay Jeon, ahahha," derken yakalandığı için o kadar utanmıştı ki tam şuanda ağza atıldığında ikinci çiğnemede eriyip giden tofitalar gibi yok olsa çok iyi olurdu.

Roseanne, Lisa'nın yanına gidip kapatmaya çalıştığı kapıyı ardına kadar açınca Lisa'nın siniri ikiye bölünüp artık Roseanne'i de kapsamaya başlamıştı ama Roseanne pek oralı olmadı, "Lütfen içeri geçin. Biz de tam gidiyorduk," dedi hala daha salonda uyumaya devam eden Jennie ve Jisoo'yu kast ederek.

Evet, tamam, tüm oklar Bay Jeon'un aleyhine dönüktü ama Roseanne'in içine sinmiyordu işte. Kimsenin dinlenmeden yargılanmaması gerektiğini savunurdu her zaman. Arin'in anlattığı şeylerden sonra da en sağlıklısının ikisinin baş başa ve düzgünce konuşması olduğunu düşünüyordu. 

Roseanne'in şu hayatta inandığı bir şey varsa, o da düzgün bir iletişimle her şeyin hallolabileceğiydi. Bu inancıyla birlikte de gözlerinden alevler çıkan Lisa'yı umursamayıp korkusunu bastırarak hızlıca kapının eşiğinde dikilen Bay Jeon'u kolundan tutup içeri çekiştirmişti. 

oak ridge, st.23 | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin