1990'lı yıllarda Adana'da geçen tutku dolu bir aşkın hikayesi.
°Argo, küfür ve yetişkin içerik barındırır!
°Yaş farkı bulunmaktadır!
°Gerçek kurumlarla alakası bulunmamaktadır.
°Her bir olay hayal gücümden ibarettir.
12.07.2023 ♧
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🔐
Cesur ağa, arkasına bile bakmadan kendini arabasının sürücü koltuğuna atıp yola çıktığından beridir başında inanılmaz bir ağrı vardı.
"Sabır Cesur sabır!" Elini alnına atarak sertçe ovaladı. Kardelen'in korku dolu bakışları gözünün önünden katiyen gitmiyordu. 'Korktuğu ne? Bana neden anlatmıyor?' Diye düşünmekten bir hayli tükenmişti. Arabanın torpido gözünden tütün paketini aldı, dudaklarıyla bir dal tütünü çekerek dişleri arasında sıkıştırdı. Ucunu zipposu ile ateşledikten sonra derin derin nefesler çekti.
Uzunbir yolculuktan sonra Çukurova'da bulunan çiftliğinin önünde durdu. Atlarıyla ilgilenmek biraz da olsa zihnindeki sesleri susturur diye umuyordu. Sert bir manevrayla arabayı bahçeye park ettikten sonra sinirini çıkarmak istercesine kapıyı var gücüyle kapattı.
"Sen buraya her gelişinde dağılacak mısın lan?" Cesur Devran'ın keyifli çıkan sesini duyar duymaz arkasını döndü.
"Sen yine burada mısın ulan?!"
"Burası benim evim oğlum unuttun mu naptın?" Cesur'un evinin az ilerisinde bulunan evini işaret etti. Devran, Cesur'dan farklı olarak zamanının büyük çoğunluğunu burada geçiriyordu. Şehir hayatı onu bir hayli bunaltıyordu çünkü. Zaten bu evi de seneler önce Cesur'un yardımıyla almıştı.
"Kafam sikildi." Dedi elinde tuttuğu ceketi omzuna atarken.
"Ne oldu hayırdır?" Cesur cevap vermeden çiftlik evine doğru yürüdü. Devran'da Cesur'un bu hallerine aşina olduğundan dolayı ses etmeden peşinden yürüdü. Salona geldiklerinde Cesur bedenini sertçe koltuğa bırakırken Devran mini buz dolabına ilerleyerek bir şişe viski çıkardı. İki bardağı ağır hareketlerle doldurduktan sonra birini Cesur'un önüne bırakarak karşısına oturdu.
"Anlat tertip. Yengem mi geldi hakkından lan yoksa?" Devran gür bir kahkaha attı. Cesur derin bir nefes çektikten sonra bardağı hızla kavrayarak kafasına dikti dibini gördükten sonra bardağı sehpanın üzerine çarparak bıraktı.
"Çok fena geldi hemde anasını satayım." Cesur'un dalgın gözlerle duvarı izlerken mırıldanması Devran'ı bir hayli şaşırttı. Cesur'un bu hallere düşeceğini kırk yıl düşünse inanmazdı.
