Başlangıç

106 6 0
                                    

Annemin kapıma vurarak evi  süpürüyordu yani evi süpürmek denemez beni uyandırma çabası işe yaramıştı. Saat daha altı!

"Ece uyan artık . Akşama istemen var!" yüzümde tatlı bir gülümseme oluştu. Akşam istemem var!.. Tabi ki çok heyecanlıydım ama altıda kalmak da çok erken.

"Anne saat altı!" bıkkınlıkla dedim. Süpürge bastırmak için bağırarak konuştum. 

"Çok işler var. Daha temizlik yapılacak." yüzüm yastığa gömerek yatakta çırpındım. Kapı zili çaldı ve annem "kapıyı aç Ece" demesiyle yataktan kalktım. Sabahın bu saatinde daha horozlar uyanmadan kim geldi acaba? Kapıyı açmamla "GÜNAYDINN!" Diyen Irmakla karşılaştım. 

"Gülsüm teyze ben geldim. Temizliğe hazırım." muhtemelen sabah enerjisi olmayan tek kişi benim.

"Günaydınlar . Gel de hemen başla." Irmak bana bakıyordu. Annemin temizliğini o da çok iyi bilir.

Ben camları silmeye, Irmak tozları alamaya, annemde evi süpürmeye başladı. Babam ise bahçeyi toparlıyordu.

"Ece hatırladım da benim nişanımda da aynısı yaşanmıştı." dedi Irmak. Irmak, Fırat ile nişanlanmıştı. Nişanları çok güzel ve eğlenceli bir geçmişti. 

"Evet büyük bir temizlik yine yapılmıştı" dedim bıkkınlıkla. Doğrusu ev işleri ile aram pek iyi değildir. Bazen müzik dinleyerek daha iyi bir hal alır o kadar. 

***

Sıra benim hazırlandığımdaydı. Irmak tüm elbiselerimi dağıtmış gece için en iyisini arıyordu. 

"Bak şimdi bu mavi çok güzel bu aklımızda kalsın bir de mint yeşili bir elbisen var bu da çok hoşuma gitti." dedi Irmak.

"Bence en güzeli arkadaki elbise" parmaklarıyla su mavisi elbiseyi gösterdim. Hafif dekolteli bileklere kadar gelen bir elbiseydi. Saten kumaşıyla hem sade hem de göz alıcıydı.  

" O zaman ilk makyaj ile başlayın. Birazdan da Derin gelir." Derin hastanede doktorluk yapan bir kızdı. doktorluğumun ilk yıllarında bana çok yardımcı olmuştu.

"Bende geldim!" diye kapı açıldı. Derin de gelmişti.

"Derin de geldiğine göre seni hazırlanmaya başlayalım" dedi Irmak ve biri saçımı biri makyajımı yapmaya başladı.  

***

Aynada kendime bakıp son dokunuşlarımı yaptım ve son olarak Alp'in bana aldığı inci kolyeyi taktım. Kapım  tıklandı ve içeri anne ve babam girdi.

"Kızım,bu ne güzellik prensesleri gibi olmuşsun" dedi annem. Babam ise arkada gözleri dolu bana bakıyordu. Gülümsedim "çok heyecanlıyım" dedim. Bu ilişkimizin ilk adımıydı. İlk heyecanımızdı. Bir kafe tutmuştuk. Söz ile nişanı bir arada yapacaktık. Çünkü Alp de ben de iş gereği çok yoğunduk. Komutan olduğu için zamansız görevleri oluyor. Irmak içeri girdi. 

"Çok güzel olmuşsun!" dedi coşkuyla. Gülümseyip elini tuttum.

"Çok heyecanlıyım Irmak" dedim. Elimi destek verircesine sıktı.  

"Merak etme her şey çok güzel olacak. Önce tutuğumuz kafeye gidip istemeyi orada yapacaktık Sonra kadınlarla berabere eve geleceğiz. sonra bitiyor." Tüm akrabalar orada olacaktır. Bundan dolayı bir tık stresliydim. Çünkü bizim akrabalıklarımız eşittir dedikodu  demektir.  

***

"Hoş geldiniz" bilmemden kaçıncı deyişimiz.

"Ece gülüm acaba biz içeri mi geçsek?" dedi Alp kulağıma fısıldayarak. o esnada ise insanlara selam vermemiz devam ediyordu. Gülümseyip ben de kulağına fısıldadım. "Olur mu ki?" dedim. Başını salladı. Kolunu uzattı koluna girip bizimkilerin yanına gittik.

"Bu arada her zaman ki gibi çok güzelsin." dedi Alp. Gözlerine bakıp gülümsedim ve koluna biraz daha sarıldım . "Sizde yakışıklılığınızdan  ödün vermiyorsunuz beyefendi."  dedim.Küçük bir kahkaha attı.

"Ee ortaya çıkan bu güzel suratı güzel kullanmak gerek." dedi pis pis sırıtarak. Göz devirdim ve yürümeye devam ettim. 

"Maviş!" diye bir ses arkamızdan geldi. Eren, Irmak ve Fırat ordaydı. 

"Hoş geldiniz" dedim gülümseyerek. Sonra onun yanına geçtik. Bizim ilişkimizde en çok yanımızda olan insanlardı onlar.

***

"Ya tuz katmayalım!" dedim. Ama beni dinlemediler. Irmak elinde ki tuzu kahveye döküp karıştırıyordu. "Tamam Irmak yeter!" Irmağın elini tutarak dedim. Gülüştüler. "Tamam tamam" dedi. Kaşlarımı çatıp anneme döndüm. "Anne çok döktüler ya." dedim. Annem güldü. Annem "olsun adettendir dedi.

Elime tepsiyi alıp bahçeye doğru çıktım. Bir kafe kiralamıştık. Çünkü çok kalabalıktık. Ortamda balonlar vardı ve çocuklar koşuyorlardı. Çok heyecanlıydım. Titrememek için özellikle kendimi  sıkıyordum. Önce Mehmet amcaya, sonra babama verdim. Sırada Alp vardı. Tuzlu kahveyi karıştırmamalıydım. Alp kahveye uzandı.

"O değil!" diye fısıldadım. Kaşlarımla ortadakini gösterdim. Gülümsedi ve aldı. Alpin yanında ki sandalyeye oturdum. Ve ilk yudumunu içti. İçmesiyle birlikte yüzünde  tatlı bir buruşma oldu.

"Özür dilerim. Vallahi Irmağın suçu" dedim. Boğazımı temizleyerek. "Olsun, zehir olsa da senden geldi" dedi. Gülümsedim. Yavaşça koluna vurdum

"Evet efendim sebebimizi ziyaretimize gelelim." derin bir nefes aldım. Şimdi o konuşma yapılacaktı! Alp oturuşunu düzeltti. O da çok heycanlıydı.

"Allah'ın emri. Peygamberin kavliyle kızınız Ece'yi bizim oğlan Alp'e istiyoruz." kalp atışımı duyuyordum. Babam derin bir nefes aldı.

"Biz tanışıyoruz Mehmet. Ben Alp'i de çok iyi tanırım. Kızım isterse akan sular durur." bana doğru döndü babam "İster misin kızım?" dedi babam. Başımı salladım. Gözlerim sızlıyordu. Dışardan nasıl göründüğümü bilmiyorum ama içerde yerimde duramıyordum.

"Son söz gençlerindir. Hayırlı ve mutlu olsun" heyecandan ayağı kalktım. Ne yaptığımı bilmiyordum.

"Seni asla bırakmayacağım Ece!"dedi.. "Beni bırakma Alp!"

"Lütfen bizi bırakma Alp"


Merhaba canlarr💗 Nasılsınız? Beni sorarsan ben iyiyim. Umarım ilk bölümü beğenirsiniz.kendinize iyi bakın. Görüşürüz 💗😊

Sevgilim Asker IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin