~Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
-
BÖLÜM 6KABRİSTAN
“Nefes aldığım her an bir kadının rahminde bir bebek büyüyor, yürüdüğüm her an bir adam tren rayların yağlıyor.
Ve o kadın her yürüdüğünde, o adam her nefes aldığında ben; ileriye en ileriye adım atıyorum. Şimdi en ileride gözlerimin içine bakan bu adam, benim için çok çalıştı.
Bir tren rayının üzerinde, bir trenin içinde, en son koltukta veya sürücü koltuğunda ama her nasıl ve ne şekilde olursa olsun, orada, hep gözlerimin önünde gözlerimin içine baktı.”
Nicola, mezar taşına bakarken içinden geçen cümleleri zihnine kazıyıp elindeki papatya demetini daha sıkı kavrayarak Harry'nin babasının mezarı üzerindeki kurumuş yaprakları topladı. Toprağı hafif nemliydi. Elindeki papatyaları koklayıp mezarın üzerine indirdi.
İçinden ona çok konuşuyordu ama diline gelmiyordu hiçbir sözcük çünkü Nicola için sesini duymak, sesini duyurduğunu düşündürtüyordu ve o, Harry'nin babasını üzmek istemiyordu. Bu yüzden her şikayeti içineydi.
“Bu yıl her zaman hayalini kurduğun defile gerçekleşecek.”
Sesinde buruk bir heyecan vardı. Boğazını temizleyip “Tam hayal ettiğin gibi koordine ediliyor her şey, o kadar çok çalışıyorlar ki...” dedi ve dizlerinin üzerine çöküp toprağını okşadı.
Nicola o an yanağından süzülen yaşlara engel olmadı, olamadı.
“Harry seni çok gururlandırmak istiyor ve hayal ettiğinden çok daha iyi bir iş adamı oldu.”
Nicola ellerini tekrar nemli toprakta gezdirip diline varmak isteyen düşünceleri geri yollayıp “Her neyse benim şimdi gitmem lazım ama en yakın zamanda tekrar geleceğim,” diyerek oturduğu yerden kalktı. İçine sıkıntılı bir nefes alıp arkasını dönerek kabristanın çıkışına doğru ilerledi.
Anne ve babasının mezarı bu şehirde değildi bu yüzden onları her ziyaret etmek istediğinde yine buraya gelir, ona baba gibi davran Marcus'la özlem giderirdi. Elinin tersiyle hâlâ yanağından akan yaşları sildiğinde kabristandan çıkmış okula doğru ilerliyordu.
Hayatı Marcus varken düzenliydi ama Marcus gidince her şey darmadağın olmuştu. Marcus, onun annesi gibi çok iyi bir manken olmasını istiyordu bu yüzden bütün çalışmaları bu yöndeydi ve başarılı olmuştu da denebilirdi.
Altı ay öncesine kadar her poduyumun aranan ismiydi. Yıldızı yeni parlamış ve güzelliğiyle, fiziğiyle herkesin aklını başından alan kişiydi. Altı ay önce olan olayda herkes elini çekmişti ondan ve ona ilk sırt çeviren ise Marcus'un ailesi olmuştu.
Harry ve annesi Olivia. Herkesi anlardı ama Harry'nin ona inanmaması kalbini paramparça etmişti ve parlayan yıldızı hiç olmamış gibi kayıp gitmişti.
Okulun ona fazlaca uzak olduğunu fark ettiğinde en yakından bir taksi çevirip okulun adresini verdi.
Burası ücretli ve ülkenin sayılı üniversitelerindendi. Nicola için son seneydi ve altı ay önceki olaydan dolayı sancılı geçiyordu günleri. Bazıları onun beş parasız hâlâ nasıl bu okulda okuduğunu sorguluyor bazıları bu soruya cevap bulmak için türlü iftiralar atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK DOKUNUŞ +18
Novela Juvenil"Harry, bunu yapmak zorunda değilim." Harry gülümsedi ve karşısında yarı çıplak oturan kadını arzuyla süzüp "Elbette değilsin ama dün geceki inlemelerin bana bunun için can attığını hissettiriyor Nic," dedi ve birkaç adımda tezgaha oturmuş olan Nico...