9. Bölüm

90 6 10
                                    

9.BÖLÜM

Öncelikle bilgilendirme yapmak istiyorum. Bu kitap KAOS serisinin ilk kitabıdır daha sonraki kitaplar ise KAOS timinin diğer üyelerine ait olacaktır. Fakat her kitapta ana karakter haricinde bir kaç kişinin daha hikayesine değinilecektir. Anlaşıldığı üzere kitap tek bir kişinin anlatımıyla olmayacak.

'Lidan' kitabımız, Lidan ve Azra yüzbaşının dilinden anlatılacaktır.

Yanlışım varsa affola..
Keyifli okumalar.

DORA

Günler haftaları, haftalar ise ayları kovalarken bende yoğun bir koşuşturmanın içerisindeydim. Fizyoterapiye başlamış bol sıkılmacalı bir süreç geçiştirmiştim. Hastanede ameliyatlara girmek dışında her şeyi yapıyordum haliyle günümün çoğu burada geçiyordu.  Bu süreçte hiçbir göreve çıkamamıştım fakat tüm toplantılara katılıp olaylardan geri kalmayıp aksine bazen saha dışında çalıştığım bile olmuştu. Fakat değişmeyen bir şey vardı; Zaman ne kadar geçerse geçsin Toprak tehlikesi hala geçmemişti. 

    Toprak hala harekete geçmemişti. Ne bir ülkeye giriş ne de kameralara takıldığı bir nokta… Hiçbir halt yoktu. Yapılan son toplantıda bu durum karşısında düşündüklerim sorulduğunda herkesi şaşırtan ve söz konusu Topraksa onun yapacağına ihtimal verdiğim görüşümü sundum; Estetik Ameliyatı…

Şu an Toprak bunun için tüm şartları sağlıyor. Dünyada aranan bir suçlu,oldukça zeki ve güçlü bir ajan, şeytana diz çöktürtecek kadar kötü, gözünü hırs bürümüş, bir işi yarım bırakmaktan asla hoşlanmayan psikopat ve kaybedecek hiçbir şeyi olmadığı için hedefine doğru ilerlediği yolda gözünün kimseyi görmeyeceği kadar vicdansızın teki…
Herkes imkansız gibi görsede aslında onlarda Toprak'ın daha doğrusu Dimitrinin asla durmayacağını biliyor.  

  Hastanedeki odamın bir tarafı komple camdan olan duvarından gökyüzünü izliyordum.  Elimde ise üsteğmenin mavi safir yüzüğü.. İstesem yüzüğü yollayabilirdim ama vermek istemiyordum. Yüzükle oynadıkça sanki gökyüzündeki yıldızların arasında üsteğmenin sinirli siması beliriyordu. Hayır benim zorum ne acaba? Adam senin hayatını kurtarıyor sen tut adamın nişan yüzüğünü kolye yapıp boynunda taşı. 

'Sen iflah olmazsın Lidan!' 

diye söylenerek ayağa kalktım.  Son zamanlarda tüm vaktimi hastanede geçirdiğim için odamda küçük bir kıyafet dolabı vardı ve haliyle Burcu buradaki dolabımı da ele geçirip  tüm kıyafetlerimi değiştirmişti. Burcunun adeta hastanede defile yapmak amacıyla düzenlemiş olduğunu düşündüğüm dolabımdan uzaklaşarak daha rahat olması sebebiyle  yeşil ameliyat formalarımının üzerine önlüğümü giymiştim. Yine kendime nöbet yazmıştım. Bir gün birileri bana böyle bir şey yapacağımı söylese kıçımı döner gülerdim çünkü Lidan Aksungur rahatına düşkün birisidir ve doktor olduğu gerçeği bunu değiştirmezdi takî bugüne kadar. Bilmem kaçıncı nöbet bilmem kaçıncı kahve… Şükür ki bugün sakindi tabi yediği muzda HIV* olduğunu düşünüp bir poşete çıkartıp muzu incelememiz için getiren, beş saat önce yediği pizzayı daha iyi ısıtılmış bir şekilde çıkardığı için ve yeni evlenmiş bir hanımefendinin binlerce lira verip aldığı çatal bıçak takımından bir tane tatlı kaşığının eksik olduğunu  görüp yutmuş olabileceğini düşünerek gelen hastalarımı saymazsak… 

Allahım anlıyorum bir sınavdayız ama neden böyle şeylerle sınanıyoruz? Odadaki oksijeni çiçeklerime bırakıp kendime büyük boy bir bardakta kahve yaparak hastanenin terasına doğru yol aldım…

KAOS 'Lidan'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin