Sevgili Kaos severlerim hepinize merhabalar.. Başlamadan önce açıklamak istediğim bir kaç şey var.1- Dora ve Lidan karakteri aynı kişilerdir (Bunu karıştıranlarımız olmuş) Lidan karakteri Dora'nın sivil hayattaki kimliğidir. Dora sivil hayatında Lidan Aksungurdur ve Genel Cerrahi Uzmanıdır.
2- Şehirlerde Kara Kuvvetleri, şehrin merkezindedir dışarıdan gelen herhangi bir kuşatma, darbe sonunda ele gecirilmemesi için. Fakat Hava Kuvvetleri bu durumun aksine şehrin dışına olabildiğince uzağına kurulur. Havaalanlarındaki mantık burada da işliyor. Uçakların rahat bir şekilde iniş yapabilmesi, eğitimler vs. derken binaların zarar görmemesi için şehir dışında olur. Bu yüzden Kara ve Hava Kuvvetleri aynı alayın içinde değillerdir bunu da karıştıranlarımız olmuş
3- Kars'ta bir Havaüssü ve Uçak Filosu yoktur. Fakat kitaptaki her şey benim hayal dünyamdan ibaret olduğu için Kars'ta bir Havaüssü var 🙃 İçinde de bolca, havalı mı havalı başarılı mı başarılı vatanına düşkün mü düşkün askerî pilotlarımız var🥰🥰
Son olarak bir hatırlatma daha yapmak istiyorum, bölümleri telefondan düzenleyip yüklediğim için gözümden kaçan yazım yanlışları olabilir bunlar için kusura bakmayın ve beni uyarmaktan çekinmeyin.
Sizleri seviyorum. Gökyüzünüz daima yıldızlı olsun.
Benim yıldızımı da unutmayın 🤭🤭🤭
AZRA
İlk defa bir silâh arkadaşımın gözlerini kendi ellerinle kapattığımda bir acı hissettim; derinde hem de çok derinde bir acı. Kaybetmek…
Küçükken annem sürekli “bir güneş gibi doğuverdin dünyamıza” derdi ve ben buna hep inanır mutlu olurdum. Hatırlıyorum da ‘ben güneşim benim saçlarımın sarı olması gerekiyor’ diye saçlarımı, dedemin çiftlik evindeki çitleri boyamak için aldığımız rengarenk boyalardan sarı boyayla boyamıştım. Tabi işler pek de istediğim gibi gitmedi çünkü gün sonunda annem çıldırmış elimden tuttuğu gibi kuaföre götürmüş saçlarımı kısacık kestirmişti. Bizim Sidikli Emrah vardı onun saçları bile benimkinden uzundu o kadar çok ağlamıştım ki adım sidikli Emrah tarafından Sümüklü Azra olmuştu. O günden sonra babam her gün saçlarımı saç köpükleriyle şekillendirmişti. Hiç usanmadan, bıkmadan.
Dünyayı aydınlattığımı, herkesi soğuktan koruduğumu düşünürdüm bu yüzden adeta bir özgüven âbidesiydim.
Büyüdüğümde de bu düşüncem pek değişmemişti
İnsanların hayatını gerçekten aydınlattığımı, karanlıkta yol gösteren olduğuma inanıyordum çünkü ben bir askerdim ve bir asker, bir Türk askeri daima insanlara ışık olurdu bende öyleyim sandım ta ki kara güne kadar.O gün, o gözleri gözyaşlarımla beraber karanlığa boğduğum gün anladım insanlara aydınlık değil de karanlık olduğumu, yol gösteren değilde o yolu kapatan olduğumu, gün değilde gece olduğumu…
Vatanım için, gelecek için, geleceğimiz için, bayrağımız için, bastığımız her karış toprağı kanlarıyla sulayan şehitlerimiz için, canlarını, cananlarını bu vatana feda edenler için savaşmaya devam ettim ve başardım da ama o, karanlığa gömdüğüm, gözlerle her gece verdiğim savaşta büyük yenilgiler aldım, güneşi gün olmaktan çıkartan…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAOS 'Lidan'
General FictionEy Türk kızı ! Dön bak aynaya Uyansın gönlündeki Asena.. Lidan'da aynen öyle yaptı. Babasının öldüğü gün Asena olmuştu bu Vatana.. Hayat öyle bir şeydi ki; doğarken neden ağladığını yaşarken tek tek fark ettiriyordu... Henüz 7 yaşındayken hayatı al...