~
İzuku"İşte burası da benim odam," dedim ve içeriye adımlayan Shinsou'ya bakıp sırıttım. "Ne düşünüyorsun?"
"Düşündüğümden daha sade." Shinsou hafifçe içeriye göz gezdirirken bakışları bir yerde durakladı. Komodinimin üstünde ortaokuldan bir resim durmaktaydı, sınıfça çekildiğimiz bir hatıra. Shinsou düz bir sesle sordu. "Şu Katsuki Bakugou mu?"
Sırıtarak sarı saçlı velede baktım. "Aynen. Çok çirkinmiş, değil mi? Gerçi hâlâ çirkin de.."
"Kaç yıldır tanışıyorsunuz?"
"Im.. bilmem ki.. bebekliğimizden beri?"
Shinsou bakışlarını kaçırdı, ifadesi hâlâ düzdü. "Yakın olmalısınız." Ona bakarken sağlam bir kahkaha attım. "Ğuahahahahahahpahaha! YAKIN MI? Ben ve Kacchan mı? DOSTUM HAHSHAHAHAJHAHAJAJAHAJJAJAJA!!"
"Bu kadar komik olan ne?"
Elimi göbeğime koymuşken gözlerimde biriken yaşı sildim. "Kacchan'la eski hayatlarımızda Mahidevran ve Hürrem gibiydik.. bilmem anlatabildim mi?"
"..Ama ona lakabıyla sesleniyorsun. Yemekte bana lakapla seslenmenin insanları yakınlaştırdığını söylemiştin."
"Şey.. pekala.. bu biraz karışık. Kacchan'la dediğin gibi yakın değilim, arkadaş da sayılmam fakat onu önemsiyorum (galiba?). O da beni önemsiyor (yani inşallah öyledir). İşte böyle yuvarlanıp gidiyoruz.."
"Anladım.. sanırım."
Shinsou etrafa bakınmaya devam ederken hafifçe ayağa kalktım. Ardından serkeş bir sesle konuştum. "Off.. içeri de biraz sıcak oldu, değil mi?" Dedikten sonra üstümdeki kanguru ceketi çıkardım. Şimdi sadece sıfır kol siyah badimle kalmıştım.
Shinsou anlamazca bana baktı. "Dışarıda tam anlamıyla kasırga var, Deku?"
"İçeride de elli derecede yanan kalorifer var?"
Shinsou yüzünü buruşturdu, ardından beni Allah'a havale eder gibi kafasını salladı. "Her neyse. Seni anlamaya çalışmak benim hatam.."
Gülümsedim.
Yavaşça odada yürürken saçımı geriye atıp parfüm reklamı çeker gibi hareketlere büründüm. Neden mi? Şey.. madem bugün Shinsou burada kalacak.. bu fırsatı değerlendirmen gerekiyor, değil mi?
Kapının yanına geldiğimde uzandım ve lamba tuşlarından en soldakine bastım.
İçeri anında koyu mor -hafif kasvetli fakat loş- bir havaya büründü, taktığım renkli led ışıklar bir işe yaramış gibiydi. Shinsou kaşlarını kaldırdı. "Ne yapıyorsun?"
"İçerideki havayı biraz değiştireyim dedim," diyip onun yanına yaklaştım. "Olmamış mı?"
"Havayı değiştirdiği kesin fakat çok sağlıklı bir şey sayılmaz."
"Ha?"
Shinsou ciddi bir ifadeyle parmağını kaldırdı. "Ortaokuldayken bir yaz dayımın yanında çalışmıştım, kendisi lambacı. Bu tarz ışıkların insanlarda yorgunluk yaptığını söyler hep. Ayrıca iç karartan, mod düşüren etkileri de var." Döndü ve benim yaptığım gibi uzanıp tuşlara bastı. Mor ışık kapanıp normali açılırken ifadesi hâlâ çok ciddiydi. "Gördün mü? Büyük fark var."
İç çektim.
Neyse.
Bende yol yöntem bitmez.
"O halde," dedim ve masamın üzerindeki küçük hoparlörün tuşuna bastım. "Biraz müziğe ne dersin?? Üzerimizdeki gerginliği alsın, vücudumuzu, ruhumuzu gevşetsin.. olur mu?"
![](https://img.wattpad.com/cover/350845814-288-k951335.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐢𝐥𝐚𝐜 𝐒𝐰𝐞𝐞𝐭 - ShinDeku
FanfictionUA Lisesinde yılın en çok beklenilen dönemi başlamıştı. Staj Programı! İzuku için ise bu dönem çok daha önemliydi çünkü kahramanlık stajı ilerideki hayalleri için ilk adımıydı. Bu yüzden başından beridir en çok istediği şey.. Hawks'ın şirketinde st...