Kediler Aptal İnsanlardan Hoşlanmaz

50 11 4
                                    


~
İzuku

Shinsou'nun üzerini örttükten sonra hafifçe geriye çekilip ona baktım. Yüzü hâlâ kızarıktı. Dudaklarını aralamış, usulca nefes alıp veriyordu. Yorgun görünüyordu.

Ofladım.

Şimdi ne yapacaktım lan ben??

Böyle bir şeyi öğrendikten sonra ne yapmalıyım! Sırf bir mektup için içedönük birini topluma kazandırmaya çalıştığımı sanıyordum! Fakat.. Shinsou'nun ailesi..

Lanet olsun!!

Aizawa beni kandırdı, adamım!!

Böyle bir şeyi baştan söyleseydi asla kabul etmezdim. O örümcek kafalı adam bunu bildiğinden bahsetmedi büyük ihtimalle. Ama kim böyle bir şeyi kabul ederdi ki?! Shinsou'nun düşündüğümden belki de çok daha büyük bir problemi vardı ve bunu ne bir arkadaş ne de sevgili çözebilirdi.

Aizawa..

Ne düşünüyordun acaba?

Yada dur lan?!

Neden sormuyorum ki ne düşündüğünü! En azından bana kendini açıklayabilir, değil mi? Bu işte beraberiz. Ailesinin öldüğünü duyduktan sonra Shinsou'nun asla gerçekleri öğrenmesine izin veremem. Gerekirse ömrümün sonuna dek sürdürürüm bu oyunu.

Yada belki de gerçekten bir ilişkimiz olur.. bilmiyorum.

Tek bildiğim..

Shinsou'nun bir kez daha acı çekmemesini sağlamam gerektiği. Ki bunun için de o örümcek kafalı adama ve bildiği her şeye ihtiyacım var. O halde.. hadi bakalım Aizawa'nın evini görmeye gidelim.

~

Zili üçüncü çalışımda siyah mat kapının kilit sesi duyuldu. Kaşlarımı kaldırıp geriye çekildim ve tam anlamıyla korkunçlu perili filmlerden çıkmış gibi duran eve baktım. Viktoryan dönemi pencereler, koyu gri duvarlar, bahçe girişindeki eski aydınlatmalar, çiçeği olmayan düz bitkiler..

Aizawa'ya yakışır bir evdi cidden.

Shinsou'nun burada yaşadığını düşündükçe neden hep depresif olduğunu anlayabiliyorum.

Derken kapı açıldığından küçük bir nefes alıp gözlerimi aralıktan ileri diktim. Ve ilk karşılaştığım şey.. dişlerini fırçalamakta olan Aizawa'ydı. Üzerinde açık yeşil bir eşofman takımı (çiçekli), krem renk tüylü panduflar, aynı renk bir saç bandı ve ağzında ise diş macunun köpüğü vardı.

Elindeki fırçayı yüzüme tutup ters bir sesle sordu.

"Midoriya.. evime sadece önemli bir mesele olduğunda gelebilirsin demiştim."

"Önemli," diye direttim kaşlarımı çatıp ve bu görüntüsüne gülmemek için direnip. "Hemde bayaa bir önemli doğrusu. Ne açıklama yapacağınızı merak ediyorum."

"Açıklama?" Dedi Aizawa alayla. Ardından fırçayla kendini işaret etti. "Ben, sana? Açıklama? Pfff.. Yürek yedin galiba, Midoriya. Ben kimseye -hele ki benden yirmi yaş küçük veletlere- asla açıklama yapmam-"

 𝐋𝐢𝐥𝐚𝐜 𝐒𝐰𝐞𝐞𝐭 - ShinDeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin