𝐋𝐢𝐥𝐚𝐜 𝐒𝐰𝐞𝐞𝐭 - ShinDeku

Mektup, Söyle Bana! Ne Bekliyor Beni Diğer Aşamada?

~
İzuku

Kapı kapanma sesi geldikten sonra gülümsememi bozmadan Aizawa'ya baktım. O ise çayını yudumlarken aynı benim gibi meydan okuyan bir tavırla sessizliğe bürünmüştü.

Şu an tam anlamıyla şu vahşi batıda birbirine denk gelen iki kovboyun son dakikaları havasındaydık.

Başka bir deyişle; çaylar içilsin, götler sikilsin havası.

"Sen," dedi Aizawa mimik oynatmadan. "Ne yaptığının farkında mısın?" Masumca omuz silktim. "Yoo.. ne yapmışım?"

"Onda bir şeyleri değiştirmişsin."

"Hm? Ne anlamda?"

Aizawa sertçe dudağını yaladı. Sanki yenilgisini zorla kabullenmeye çalışan biri gibi zorla konuşuyordu. "İ.. iyi.. anlamda.."

Gülümsemem genişledi.

Tabiki öyleydi.

Shinsou, artık daha sosyal, daha mutlu ve daha sağlıklı bir durumdaydı. Yani tıpkı Aizawa'nın en başında istediği gibi. "Böyle düşünmenize sevindim," dedim koltukta biraz daha rahatça yayılırken. "Beni boğmak istemenizden falan korkuyordum."

"İstiyorum," dedi Aizawa iç çekip. "Fakat başardığın bu gelişmeyi inkar edemem. Ona çok yardımcı olmuş gibisin. Açıkça daha iyi bir ruh halinde olduğu belli. Ve uzun zaman sonra ilk kez bana açıldı. Eskisinden daha çok konuşuyor."

Yutkundum.

Doğrusu mutlu olmam gerekirdi. Çünkü anlaşmamızda bana düşen kısmı yapmıştım. Shinsou'yu mutlu etmiştim. Eğer şimdi Aizawa bana referans mektubunu verir ve beni anlaşmamızdan feshederse.. bu daha fazla Shinsou ile zaman geçirmek zorunda olmayacağım anlamına gelir.

Fakat ben bunu istemiyorum.

Hatta bugün buraya gelmemin asıl amacı buydu.

Aizawa ile konuşmak.

"Doğrusu çuvallayacağına emindim," diye devam etti Aizawa bana konuşma fırsatı vermeden. "Shinsou'yu tanıyorum ve en anlaşamadığı tiplerden olduğunu en başından biliyordum. Çok gürültülüsün, çok gevşeksin, çok hareketlisin, çok sinir bozucu ve çok aptalsın. Fakat bunu da inkar etmeyeceğim ki kendini sevdiren bir tarafın da var. Her türlü insanla anlaşabiliyor ve eğlenebiliyorsun. İşte Shinsou'nun da tam olarak buna ihtiyacı vardı. Eğlenmeye. Bu yüzden sana böyle bir anlaşma sundum."

"Ne desem bilemiyorum. Fakat hakkımda düşündükleriniz gözlerimi yaşarttı açıkçası."

"Konuşmamı kesme."

"Peki.."

"Demek istediğim," dedi Aizawa ve hafifçe boğazını temizledi. "İyi işti, Midoriya. Kendi üstüne düşen kısmı tamamladın. Sıra bende-"

"Bir dakika."

"Konuşmamı kesme demişti-"

"Mektubu istemiyorum."

"Ne?" Aizawa şaşkınlıkla bana bakarken tekrar yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım. "Doğru duydunuz. Mektubu istemiyorum. Çok geç fakat.. anlaşmadan çekiliyorum. Daha fazla bu oyunu sürdürmeyeceğim."