1.BÖLÜM PARTİ

927 38 34
                                    

Kendi gerçekliğin içinde kaybolmuş insan asla doğruya ulaşamaz.

"Bu akşam ne yapıyorsun asrın "diye soran berke bakışlarımı çevirdim. elimdeki sigaradan bir yudum aldım.

"neden "diye sordum sigaranın külünü ileri uzattığım sigaranın ucuna doğru bıraktım küllüğe . berk omuz silkerek elindeki küçük birasından bir yudum aldı.

"ata mühendislik bölümünden bir çocuk  parti veriyormuş sende gelsene "dediğinde oturduğum koltuktan duruşumu düzelterek elimdeki sigaradan son bir yudum alarak küllüğe  bastırdım.

"bu akşam keyfim yok siz gidin "dedim. gözlerimi karşımdaki berke çevirdim. bana gözlerini devirerek birasını masaya bırakarak bana baktı.

"dün gecede böyle yaptın iki kafayı dağıtacaktık gelmedin hayırdır yani bizden sakladığın bir durum mu var "diyerek göz kırptığında arkama yaslandım.

"sizden ne saklayacağım oğlum keyfim yok sadece "dediğimde bakmaya devam etti. masadaki şeker kutusundan bir şeker alarak ona attım.

"ne bakıyorsun lan."dediğimde huysuz bir ifade ile bana bakıyordu. 

"hiç büyümüyorsun aynı çocuk gibisin he "dediğinde ona  baygın bir şekilde baktım.

"sende çok konuşuyorsun birader onu ne yapacağız "dedim. gözlerini devirerek birasını bittirene kadar manolya da kaldık. teyfur abi bizi kovamadan yavaştan ayağa kalkarak az bir müşterisi olan cafe barı terk ettiğimizde berk ile yollarımızı ayırdık. 

o spor salonuna gidecekti ben de eve uğrayacaktım. bazı işlerim vardı evde ve akşam yemeğine kadar evde kalmam gerekiyordu.

siyah arabama binerek eve doğru sürdüğümde müzik playlisten bir şarkı açarak dinlemeye başladım.

telefonuma gelen bildirim ile gözlerim yoldan bir an ayrıldığında meaile düşen mesajdı bu. bakışlarımı tekrar yola çevirdim.

kesin profesörlerden bir bildirim mesajıdır. sonuçta cevher üniversitesinde okumanın ayrıcalığı diğer okulların yaptığı aptal hocaların  diğer öğrencilere köpek gibi davranmamasıdır.

eve vardığımda arabayı bahçeye yakın bir kaldırım köşesinde park ederek arabadan indim ve bahçeyi geçerek anahtarımı çıkartıp üç katlı büyük evin kapısını açarak içeri girdim.

beni karşılayan sessizlik ve "hoş geldiniz asrın bey "diye mutfaktan çıkan çalışanımız aysu hanım.

"ben akşam yemeğine kadar odamdayım babam sorarsa söylersiniz "dedim ve arkamı dönerek merdivenlerden yukarı çıkarak koridorun ikinci kapısından bulunan odama girdim.

siyah ve grinin hakim olduğu odada çift kişilik yatağıma kendimi bırakırken yan komodinin üzerinde bıraktığım bilgisayarımı alarak gelen bildirim ve mesajlara göz gezdirdim.

bir kaç tane hocalardan gelmişti. mühendislik okumanın diğer yanı da hocaların sana sıkça verdiği performans ödevleri ve yapılması gerek sunumlardı.

mealerde gezinirken gelen bildirim ile mesaj kutusuna tıkladığımda tuhaf bir e meal postasından bir mesaj gelmişti.

KİMDEN: Karanlığıavuçlayangünışığı

Neden hep rol yapmak zorundasın. maskeni kimsenin görmediğini mi sanıyorsun?

Kaşlarım havalandı. gelen bu mesaj tuhafıma gitmişti ama bir o kadar ilginçti.

KÜL KELEBEK -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin