SEVGİ VE NEFRET

56 5 15
                                    


"Senden nefret ediyorum "

"seni çok seviyorum kül kelebek"

"kanatlarımı yaktın bana bunu yaptın beni kül kelebeğe çevirdin"

"seni kendime sakladım içimde bir yalan büyüttüm ruhum senin küllerin ile dolsun diye"

"küllerim benim ruhuma karıştı senin yangınların ile birlikte"


Sevgi çaresiz bir kuşun içinde büyüttüğü bir umuttu. benim için ise kabuk tutmuş  yaralı bir zaman meselesi.

yaralarım kaşınıyordu bırakmıyorlardı iyileşeyim beni kendimle baş başa bırakmıyorlardı.

"senin ne işin var burada "dediğimde bana bakan adamın visaldan başkası  değildi.

"izmire taşındım bende boş bir ev buldum yerleştim "dediğinde söylediği yalan o kadar dandikti ki bir an güleceğimi sandım.

"yalan söylüyorsun burada oturduğumu öğrendin "dediğimde gözlerime baktı. başını yavaşça sallayarak "evet öğrendim ne olacak "dedi. dişlerimi sıktım.

"sana bana yaklaşma demiştim beni rahat bırak dedim neden beni rahat bırakmıyorsun "dediğimde gözlerime öyle derin bakıyordu ki sanki yaşadığım acıyı o yaşatmamış gibi.

"aylardır sensiz nefes almazken bulduğum nefesi kesmemi mi istiyorsun "dediğinde ona bakıyordum.

"ben seni gördüğümde nefes almaya başladım sence seni bundan sonra kim ayırabilir ki benden "dediğinde öfkeli bir adım öne atarak ona yaklaştığımda orta parmağımı göğüsüne bastırdım.

" seni etrafımda görmek istemiyorum anlamıyor musun neden bunu kabul etmiyorsun   senin varlığın beni öldürüyor anlamıyor musun rahat bırak beni visal "dediğimde acı bir tebessüm ile baktı.

"seni bu kadar çok kıracağıma kalbimi paramparça etseydim keşke "diye fısıldadı. kalbim hüzünlendi. bastırdığım duygular bir volkan olup içime taştı sanki.

"geçmiş geride kaldı seni etrafımda görmek istemiyorum "dedim gözlerime bakıyordu.

"asrın "diye merdivenlerden çıkan buğrayı gördüğümde benim ve visalin bakışları yanıma gelen arkadaşımdaydı.

"geldin mi hadi içeri girelim "diyerek buğranın soru sormasına izin vermeden buğrayı kolundan tutarak içeri soktuğumda aşlarını çatmış buğraya bakan visali arkamızda bırakarak kapıyı kapattım.

"o kimdi ?"diyen buğraya baktım. elimi gelişi güzel havada sallayarak "yeni taşınan bir kiracı matkap sesi geliyor rahatsız olmuştum gidip uyardım ayrıca ben sana niye hesap veriyorum ya "dediğimde bana yaklaşarak gülümsedi.

"çünkü ben senin kocanım "diyerek sırnaştığında onu gülerek ittim mutfağa " ya bir git işine sen bu aralar çok yavşak olmaya başladın martı ayında sadece kedilerin azgın olduğunu düşünmüştüm"dediğimde bana bakıp sırıttı.

"bu libidoyu kontrol etmek kolay değil "dedi. güldüm. birlikte balkona geçtiğimizde masaya oturduk.

gece yavaş yavaş içimizdeki efkarlı dumanı bizden alırken elimdeki rakı şişesinden bir yudum aldım.

gözlerimi gökyüzündeki yıldızlara çevirdim. güneş sistemine aşık pervane. neden her şey onu hatırlatıyordu. kafamın içindeki her şey onunla doluydu.

"artık anlatmayacak mısın kül kelebek "diyen buğraya baktım. tabi ya masal.

"neyi anlatayım "dediğimde rakı şişesinden bir yudum içerek dizlerini kol dizlerini masaya yaslayarak bana bakıyordu.

"güneş sistemi ve kül kelebeğin devamını "dediğinde gülümsedim. çakır keyfiydim.

"anlatacak bir şey yok kül kelebeğin kanatları yandı güneş sistemi onu hiç acımadan yaktı "dediğimde gözlerime bakıyordu.

"peki hala kül kelebek güneş sistemini seviyor mu "dediğinde ona bakıyordum. bu amansız atan kalbime sormak gerekiyordu. bana kalsa ondan uzak durmak istiyordu.

"bilmiyorum "dediğimde gözlerimi önüme çevirdim. belki imansız aşklar kalpte gömülü olan yaralarda yatanlardır.

****

BU KURGUNUN DEĞERİNİ NEDEN KİMSE BİLMİYOR LAN. ABİ KURGUYU OKUYUP YORUM YAPIN BE AYIP OLUYOR O KADAR YAZIYORUM. 



KÜL KELEBEK -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin