Hellooo.
Nasılsınızzz? Ay ben sizi yine çok özledim ulen. Hayat nasıl gidiyore?
Benim hayat galiba gitmiyor bu arada nedenini sormayın. KAHROLUYORUUMMMM.
Mese mese, yeni bölüme hg. Oyları ve yorumları unutmayın caneyler!!
Medyada Binbaşı Koray ve minik Alin voar. (Korayıma hain falan diyorsunuz üzülüyoruz kocamla)
İyi okumalarss.
-
9. BÖLÜM: GEÇMİŞİN İZLERİ
"Allah senin belanı mı versin, bildiği gibi mi yapsın karar veremedim," dedi Ecevit montuna sıkı sıkı sarılırken. Ona sırıtıp önüme döndüm. Omuzumla omuzuna vurup soğuk havaya nefesimi verdim. "Bence seni vererek yeterince belaya düşürdü beni."
Bana göz devirip ofladı. "E hadi," dedim gözlerimi mekana çevirerek. Yürümeye başladığımda arkamdan geldiğini biliyordum. "Cidden rakı içip konuşacak mıyız?" diye sordu arkamdan gelirken. Ona kafa sallayarak içeri girdim. "Evet, ya bu gece döküleceğiz ya da sonsuza kadar boğulacağız,"
İçerideki tanıdık yüzlere selam verdikten sonra her zamanki masaya oturdum. Ecevit montunu çıkarıp karşıma yerleşirken etrafı süzdü kısaca. Gülümseyip Cem'i çağırdım yanıma. "Buyur abla," dedi Cem garson kıyafetlerinin içinden. "Her zamankinden Cem." Kısa boylu çocuk bana kafa sallayıp gidince Ecevit'e baktım.
"Havaalanında," diye başladı konuşmaya Ecevit. O sırada masa çoktan dolmaya başlamıştı. "Beni nasıl tanıdın?" O gün aklıma geldiğinde ensemden sırtıma bir ürperti inmişti. Yine de gülümsedim. Gözlerimle çenesindeki izi gösterdim.
"Benim sende bıraktığım izden." dedim yanağımı elime yaslarken. Ecevit yüzünde buruk bir gülümseme ile baktı bana. "Bende bıraktığın izleri bir bilsen.." Yanaklarımın yandığını hissederek dikleştim olduğum yerde. Boğazımı temizleyip etrafa bakma ihtiyacı duymuştum. Önümüzdeki rakı şişesine bakarak konuştum. "Öyle yani," diye geveledim ağzımın içine doğru.
"Sen nasıl tanıdın?" diye sordum birkaç dakika sessizliğin ardından. Ecevit yeni rakıyı açıp bardağa dökerken ben de sodayı açtım dişimle. Bunu yadırgamadan gülümsedi bana. "Ben senin gibi seni merdivenden aşağı atarak sende iz bırakmadım ama benim de kendime göre yöntemlerim var." Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırıp sodayı döktüm rakının üstüne. Sıvı beyaz bir renge bürünürken bir yudum aldım.
"Nasıl bir yöntemmiş o?" Sorumdan sonra Ecevit'in sessizleştiğini hissettim. Ardından hüzün dağını gördüm gözlerinde. "Hatırlıyor musun bilmiyorum," diye başladı anlatmaya.
"Biz henüz dört ya da beş yaşlarındayken sürekli kavga ederdik." Onu onaylayıp rakıdan büyük bir yudum aldım. "Babam da bundan bıkıp bize bir yöntem göstermişti." Şahin amcanın bahsi geçince yavaşladı hareketlerim. O zamanları kesik kesik hatırlasam da asla aklımdan tamamen silinmemişti.
"Parmak sayma yöntemi," diye mırıldandım zihnim geçmişe gömülürken. Ecevit beni onaylayarak devam etti. "Evet, o. İki elimizle baş parmaklarımızı tek tek diğer parmaklara dokunduruyorduk. Her dokunuşta bitti diyorduk ve bunu yüz kere yapıyorduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
General Fiction"Öyle güzel gülüyorsun, aşık olmaktan başka seçenek mi kalır insana?" -- Kitap kapağı: @goguskafesiboslugu-